Gönüllerin İhmali
Başbakan’ı TRT’deki özel programda dikkatlice dinledim.
Ne yalan söyleyeyim, ekran başında geçirdiğim onca zamana acıdım.
Çünkü, yeni söylenen hiçbir şey yoktu!
Mitinglerde konuşulan şeyler tekrarlandı durdu.
Bu sıkıcı söyleşide, şüphesiz soru soran gazetecilerin de payı var.
İktidar yanlısı ya da ona yakın gazeteciler bir araya gelince böyle oluyor.
Oysa aralarında karşıt görüşlü en az bir gazeteci olmalıydı.
Bu olmayınca, al gülüm-ver gülüm paslaşmasından öteye gitmeyen silik bir program izledik.
Elektronik posta ile gelen yüzlerce ciddi soru da moderatör’ün süzgecine takıldı kaldı!
Nerde o, liderleri terleten, çapraz sorularla şaşkına çeviren acar gazeteciler!
Eskiden, gazetecilerin karşısına çıkarken ciddi endişe duyan, dizleri titreyen liderler görürdük.
Şimdi, liderler karşısında gazeteciler titriyor!
Aman kalbini kırıp da gücendirmeyelim diye adeta dillerini yutuyorlar!
***
İktidar partisi lideri ile muhalefet liderlerinin televizyonda karşılıklı tartışmaları dünyada çok bilinen bir yöntem.
Benim de Avrupa’da ve Avustralya’da bizzat şahit olduğum bu tartışmalar, gerçekten de
seçmenler için iyi bir ölçü oluyor.
Bu tartışmaların meydanlardaki mitinglerde gıyaben yapılması, oralarda çok az rastlanan bir şey.
Bir doğu toplumu olarak Türkiye’nin hâlâ bu yöntemi uygulaması, demokrasi çıtasının da seviyesini gösteriyor.
Liderler, “o şöyle dedi, bu böyle dedi” türünde, tamamen dedi-kodu merkezli bir propaganda yürütüyor ki, halkın çoğu da bu orta oyunundan memnun gözüküyor.
Aynı şeyleri dinlediği halde bu hoşuna gidiyor.
İnsan nefsi kötülüğü emreder(bundan hoşlanır) ya! (Yusuf,53)
Meydan mitinglerinin elbette faydası var.
Coşku ve canlılık; partiye ve partililere heyecan veriyor.
İnsanlar, sevdikleri, destekledikleri liderlerini daha yakından görüyorlar.
Onlarla bire bir konuşup, kucaklaşıyorlar.
Talep ve sorunlarını doğrudan iletme imkanı buluyorlar.
Peki ya zararları?
Günlerce süren miting hazırlıkları ve bunu yürüten kadrolar.
Yapılan israf, çekilen emek ve harcanan zaman!
Ayrıca liderlerin günlerce süren telaşı, çilesi, yol yorgunlukları.
Ülke için önemli çalışmalara ara vermeleri.
Uluslar arası ilişkileri iptal etmek zorunda kalmaları...
Ve mitinge gelen insanların harcadığı paralar ve boşa geçen zamanlar!
Halbuki, televizyonda yapılacak bir iki ciddi tartışma programı meseleyi halletmeye yeter, artar bile!
***
Tek taraflı yapılan dünkü tv programına gelince, maalesef işin hep maddesel boyutları gündeme getirildi.
Sağlık, eğitim, ulaştırma, dış politika, demokratik açılım vs.
Maneviyat dünyamızı imar, inşa ve ıslaha dönük tek kelam duymadım.
Eğitimde akıllara hitap eden elektronik tahtalar tamam iyi de, gönüllere hitap eden ahlakî değerlerimizden tek kelime yok!
Lâfa gelince “edep âdâb” diyoruz da, ya bunu uygulamaya geçirecek icraat ne zaman?
Bugüne kadar eğitimde ciddi hiçbir ıslah hareketi göremedik.
Ahlakî dejenerasyon ve kötüye gidiş süratle devam ediyor!.
Bu tehlikeli gidişi önlemek için hiçbir tedbir yok.
Okulların mezuniyet törenlerine bakın, tedenniyi görürsünüz.
Ülkenin kalkınması için gökten altın ve gümüş da yağdırsanız, insanların ruhunu tezyin etmedikten sonra bunların hiçbir değeri yoktur!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.