AKP, CHP, MHP uzlaşır mı?Anayasa kolay mı
SEÇİM meydanlarındaki nutukları hiç önemsemiyorum. Kafamdaki problem, seçimlerden sonra ne olacağı... En önemlisi de yeni bir Anayasa yapabilecek miyiz?
Ağızdan kolay çıkıyor; “sivil, demokratik, katılımcı” diyoruz. Somut konulara gelince uzlaşmazlıklar başlıyor.
CNN Türk’te AKP’den Prof. Mustafa Şentop, CHP’den AİHM eski yargıcı Rıza Türmen, MHP’den Prof. Ümit Özdağ ile dün akşam bu konuda bir program yaptım. Genel tablo şu:
Çeşitli konularda AKP ile CHP daha kolay uzlaşabilir gözüküyordu; değişmez maddelerin temel ilkeleri korunarak yeniden yazılabileceği, yerel yönetimlerin güçlendirilmesi gerektiği, Kürtçenin öğretilmesine (Kürtçe eğitim değil) devletin imkân sağlaması gibi konularda bu iki parti müzakerelerle bir sonuca varabilirdi.
Ama MHP’li Ümit Özdağ programda hemen tavır koydu:
- Zaten AKP ile CHP arasında pek fark yok, farklı olan MHP’dir!
Öte yandan din dersleri ve Diyanet söz konusu olduğunda AKP ile CHP’nin uzlaşmasının zor olacağı, AKP ile MHP’nin ise kolayca uzlaşabileceğini gördüm.
Özerklik ve Anayasa
Bu karmaşık tabloya bir de “Özerkliği siz kabul etmezseniz ben kendim fiilen yaparım” diyen BDP’yi koyun...
Yani, çeşitli kamu işlevlerinin devlet kurumlarınca yürütülmesini engellemek, bunu “mahalle komiteleri” denilen “örgüt”lerin tekeline almak!
Doğacak kaosu siz düşünün!
Dünkü Taraf‘ta demokrat Kürt aydını Orhan Miroğlu’nun çok önemli bir yazısı vardı. PKK tarafından ölümle tehdit edilen Miroğlu, “demokratik özerklik” dayatması konusunda diyor ki:
“Ben yaparım olur demek, ayrılmayı da göze almak demektir. Kansız olacaksa amenna, bu ızdırap bitsin diyeceğim ama öyle olmayacağının herkes farkında...”
Miroğlu, PKK ve BDP tarafından ilan edilecek bu “de facto özerkliğin” yani fiilen ve dayatmayla ilan edilecek bir özerkliğin yol açacağı felaketlere dikkat çekiyor.
Aslında Türkiye demokratikleşirken Kürt milliyetçiliğinin daha da totaliterleşmesi ve silah bırakmaya bir türlü yaklaşmaması neyin hazırlığında olduğunun da bir göstergesi değil mi?
Hadi, bütün partilerimiz ve sivil toplum kuruluşlarımız hep beraber oturup bir anayasa yapalım!
Beyin kimyamızı ayarlamak!
Programda MHP’li Ümit Özdağ mahalli idarelerin yetkilerinin genişletilmesi konusunda bile çok ihtiyatlı bir dil kullandı; “üniter devletin içinin boşaltılmasından kaygılandığını” söyledi...
AK Partili Mustafa Şentop’la CHP’li Rıza Türmen, mahalli idarelerin güçlendirilmesini kuvvetle savundular ve ikisi de “bu idari anlamdadır, siyasi anlamda bir özerklik değildir” diyerek vurguladılar.
Bu konuda ben Şentop ve Türmen gibi düşünüyorum.
PKK ve BDP’nin savunduğu “demokratik özerklik” adlı etnik-totaliter yapılanma totaliter karakterde olduğu için evrensel liberal anayasa hukukunun da kabul edebileceği bir formül değildir.
Hadi gelin, uzlaşmayla 75 milyonu mutlu edecek bir anayasa yapalım!
Bugünkü anayasayla devam etmek de mümkün değil... Çünkü bugünkü anayasa, Türkiye’ye ayak bağı olan maddelerinin yanında, tümüyle toplumsal itibarını da kaybetmiştir.
Yeni bir anayasa yapmamız şart ama bunun ön şartı, şimdiden sakinleşmeye başlamak ve anayasa yapabilmek için zorunlu olan müzakereci ve uzlaşmacı değerlere göre beyin kimyamızı ayarlamaktır.
Keşke kolay olsa bu.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.