Bu ülke sadece Başbakan’a mı ait?
Seçimlerdeki atmosferi gördük.
Bir başbakan soluk almadan oradan oraya...
İller, ilçeler, beldeler...
“Ne ayak dayanır ne de tırnak.”
Diğerleri, yani cemaat dedikleri kimi gruplar.
Veya yarım oy almak için vatandaşın kafasını karıştıranlar.
Özellikle BDP...
Taşladılar, kırdılar, döktüler...
Al sana 36 milletvekili...
MHP, sayın Başbakanı Yüce Divana vermek sloganı ile bayrak açtı.
Şimdi ise bayraklar yarıya...
Partide skandal kasetlerin hâlâ etkisi sürüyor...
Asıl gözler, 11. Kemal adıyla sahne alan ve de %30’ların şımarıklığını yaşayan Kılıçdaroğlu’nda. Seçmen bu lidere “otur yerinde” dedi ve oturttu...
Demem o ki...
Demokrasi dedikleri beyaz ayranın içerisinden zalime de oy çıkıyor, mazluma da.
Değişim dediysek bu kadarı da fazla değil mi?..
Şef dönemi...
Zikir edeni at içeri, kitap okuyanı tutukla.
Ülkenin başbakanı şiir okuma mağduru...
Nereden nereye geldik...
Türkiye yakaladığı ortamı halkın desteği ile daha ilerisine götürebilmeli.
Karanlıklar hep geride kalsın istiyoruz.
Ama bakıyoruz ki kimi cemaatlerin fetvaları karanlığa şarkı söylüyor.
Statükoya destek veriyorlar...
Ayak bağları!
Yarım oyları toplasanız en azından 15 milletvekili eder.
Neye yaradı?
Asıl düşündüren...
Nasıl bir demokrasi ki, kirli ile temizler bir arada?
Milletvekili eskiden geçmişi temiz olanlara deniyordu, şimdi ise biraz durup düşüneceğiz. Acaba hangi dağdan indi, veya hangi cinayetin faili!
Keser mi, asar mı, dolandırıcı mı?
Bizde neler yok ki...
Siyasi partimiz bile dağdan emir almaya başladı.
Bu aşamada İmralı mecliste söz sahibi.
Terörle başı dertte olan bir ülkeyiz biz.
Gözlerimiz yollarda, yapılacak sivil bir anayasada.
Gerçi muhalefet de anayasa değişikliği diyor ama nasıl?
BDP’nin Kürt sorununa endeksli anayasa değişikliğini bu iktidar ele almaya kalkıştığında ortalık karışır. Her kafadan farklı bir ses çıkar.
Sözde Kürt aydınları özerklik diye tuttururlar.
Hangi özerklik?
Görmüyor musunuz?
85 yıl öncesi bizden kopanlar şimdilerde Suriye kapısından yine bize sığınıyor, başka gidecek yerleri var mı? Bana kalsa, Suriye sınırını hepten kaldırır atarım.
Keza Kuzey Irak da aynı konumdadır.
Bu sınırları kim koydu?
Biz mi koyduk?
Aksine, İngilizler ile müttefikleri...
Sınırları yıkma, kelepçeleri kırma zamanıdır...
Seçim deyince sadece sandıkla iktidar akla gelmesin.
Bu coğrafyanın pek çok sorunları var...
Sorunlar tek Başbakan’a mı ait?
Görev hepimizin; yurt sevgisi, vicdan borcu...
O yüzden mazlum ülkelerin gözü hep bizde...
Bizden güçlü bir Türkiye bekliyorlar, kurarsak kurtulacaklar, yıkılırsak yıkılacaklar.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.