Niteliksiz dolandırıcılık
Tuncay özkan’ın Kanal Türk’ü satması, birilerini oldukça şaşırtmış görünüyor. Oysa ortada şaşılacak bir şey yok. Yani "daha ilk işinde yakalandı" gibi bir durum söz konusu değil.
Türklüğü dilinden düşürmeyen, buna karşılık İslam ile arası iyi olmayan birinin davasında samimi olması zaten beklenemezdi. Nitekim öyle oldu.
Sarımsağı gelin etmişler, kırk gün kokusu çıkmamış. Bununki biraz uzun sürdü, o kadar...
Yirmi yıldır laiklik, çağdaşlık, ulusalcılık kavramlarını dillerinden düşürmeyenlerin geldikleri yere bir bakın...
28 Şubat sürecinin baş aktörleri, o laiklik havarileri, organize bir şekilde içi boşaltılan bankaların danışmanları, yönetim kurulu üyeleri falan çıkmadı mı? Siviller de, generaller de... Aktör diye bildiklerimiz, meğer yardımcı oyuncu bile değilmiş. Hepsi küçük rolleri olan figüranlarmış.
Mütedeyyin camiayı hedef alan, her fırsatta milletin değerlerine saldıranlar, en kısa sürede dünya nimetlerine boğulmadı mı? Nur Hanım’ın CHP’den milletvekili olmasını başka neyle izah edeceğiz?
Sadece o dünyada değil, bu dünyada da gidişat pek farklı olmadı. Yardım paralarıyla, hanımların küpe ve yüzükleriyle kurulan "dini bütün" kanalın bir ecnebiye satılması, Kanal Türk vakasını solda sıfır bırakmıyor mu? Başka örnekler de var ama şimdi sırası değil.
Solda sıfır da, sağda bir veya iki mi? Orada da sıfır...
Cemal Süreya, "Taklitlerimizden sakınmayınız, onlar da iyidirler" demişti. Böyle bir şey...
Bir yandan sağlı sollu ceplerini dolduruyor, bir yandan da her fırsatta halkın önüne Avrupa’yı koyuyorlar.
İşte Avrupa’dan bir haber:
Avrupalılar, içinde katkı maddelerinin olduğun hazır ve dondurulmuş gıdaları aşırı miktarda tükettikleri için, şöyle bir durumla karşı karşıya kalmışlar.
Gıdaların içindeki kimyasallar, koruyucu maddeler, suni tatlandırıcılar ve boyalar, insan vücudunu kendiliğinden mumyalıyormuş. Hal böyle olunca da, ölüler aylar geçmesine rağmen çürümüyormuş.
ölüler koktuğu fakat çürümediği için, mezarlıklara kokudan girilemediği söyleniyor.
Bizde ise ideolojilerin bahçesine ya da mezarlığına kokudan girilemiyor.
Ne diyelim?
önce ar idi, şimdi kâr oldu...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.