Serdar Arseven

Serdar Arseven

Şu Çılgın AK PARTİLİLER!..

Şu Çılgın AK PARTİLİLER!..

Seçim kampanyası boyunca AK Parti, CHP ve MHP’nin mitinglerini takibin yanı sıra, partilerin “hücrelerinde” de çalıştım.
Ne güzel;
CHP’ye ciddi hasarlar vermemizi sağlayan en “sağlam” malzemeleri; “parti içinde dedikodu rüzgârı estiren” anlı şanlı CHP’liler verdi.
Bu ne demektir?..
CHP’de “seçim mağlubiyetine” işaret eden büyük bir “hırlaşma” vardı, kimin eli kimin cebinde belli değildi, her bir CHP’li “arkasını duvara vererek” yürümek mecburiyetinde hissediyordu kendisini...
Vatandaşın değerleri ile kavgalı olanlar birbirleri ile de kavgalıydılar...
MHP’ye gelince...
Orada da “Militan Sol’a râm olmanın” acısı vardı.
Programlarda var gücüyle MHP’yi savunan “Bahçeli yalakaları”, reklam aralarında, “Ya Serdar, bu Bahçeli hakkında ben neler söylemek istiyorum da... Ah şu politikanın gözü kör olsun” diyorlardı...
Ve sağ olsunlar partide olup biteni bize veriyorlardı!..
Özetle, muhalefetin halleri, seçim mağlubiyetinin habercisiydi.
AK Parti ise çok farklı bir görünüm arz ediyordu.
Her kademeden binlerce AK Partili ile konuştum; söylenenlere ve söylenmeyenlere kulak kabarttım...
Şunu gördüm ki, tabanda ve tabanda müthiş bir Recep Tayyip Erdoğan sevgisi, bağlılığı var.
Her gittiğim ilde, milletvekili adayları ile listeye girememiş ‘aday adaylarının’ inanılmaz özveri ile çalıştıklarına şahit oldum bu seçim kampanyası boyunca.
Mesela Adana...
MHP ve CHP’nin her zaman iddialı oldukları bu ilde, Ömer Çelik, Necati Çetinkaya, Necdet Ünüvar ve İl Başkanı Mustafa Kebude liderliğindeki ekip öyle muazzam bir çalışma yürütüyordu ki...
CHP ve MHP il başkanlıklarını ziyaretimde dile getirilen “İki parti çekişir, AK Parti de üçüncü olur” şeklindeki iddialarının inandırıcılığı kalmıyordu...
Nasıl inanırsın;
Sokaklar, çarşılar, AK Partililerin...
Vatandaşın dilindeki projelerin tamamı AK Parti’ye ait...
Canla başla çalışan tek parti.
Bakın çarpıcı bir misal:
MHP’nin listeye girmekle birlikte yerleştirildiği sırayı beğenmeyen Emekli Paşası Kürşat Atılgan, Adana’nın televizyonlarına çıkıp, partisinin kendisine haksızlık ettiğini haykırırken...
Sanayi Bakanlığı’ndaki başarılı çalışmalarıyla dikkat çeken AK Parti Aday Adayı İrfan Buhur, sanki listeye seçilebilecek yerden girmişçesine yırtınıyordu.
Adana’ya indiğimiz andan itibaren peşimizi (sağ olsun) bırakmadı Sayın İrfan Buhur...
Tuttu, Ceyhan gibi AK Parti’nin zayıf, MHP’nin hayli güçlü göründüğü bir bölgeye götürdü bizim ekibi.
Ceyhan’ın Belediye Başkanı MHP’li, bu partinin birinci sıra adayı Ceyhanlı...
“Aytaç Durak” ekibinin dünya kadar “duygusal katkısı” akmış buraya...
Bölgenin gazetecileri filan, “MHP kesin birinci” tahmininde bulunuyor...
“Ceyhan’ın çiftçisi bitti, köylüsü bitti” propagandası almış yürümüş...
Bu vaziyetteki bir yerde AK Parti aday adayı İrfan Buhur “MHP birinci olsun, ben memuriyeti de siyaseti de bırakırım” diyor...
Ceyhan İlçe Başkanı Bülent Demirel ile bölgenin saygın işadamlarından Mehmet Ali Bilici, deliler gibi “MHP’yi dağıtmak için” koşturuyor...
Ve netice:
AK Parti Ceyhan’da da açık ara birinci!..
MHP Ceyhan’da büyük bir deprem yaşanıyor!..
¥
Dikkatinize;
MHP’nin adayları çalışmazken hatta aleyhte propaganda yaparken, AK Parti’nin aday adayları bile bu kardeşinizden iki satır destek yazısı çıksın diye kendilerini parçalamakta...
Bu tabloya sadece Adana’da değil gittiğim her ilde şahit oldum.
Mesela bir “Ağrı”lı genç var...
Medine Üniversitesi mezunu.
İngilizce, Arapça ve Kürtçe’yi hem yazılı hem sözlü olarak mükemmel kullanıyor; süper bir eğitimci ama “para kazanmak da şart” diyerek ticarete başlamış ve Irak’ın tamamına mal satar olmuş...
Zübeyr Bozkurt adlı bu genç de her bakımdan çok güçlü olmasına ve temayülden iyi oy çıkarmış olmasına rağmen AK Parti’nin aday listesine giremedi...
Sayın Zübeyr Bozkurt ile bir miting öncesinde rastlaştık...
Dedi ki bana; “Erdoğan güçlü olursa, İslam dünyası da güçlü olur!.. Onun için böyle deli gibi koşturuyoruz!..”
¥
AK Partililer arasında CHP ve MHP yönetimlerinin “kavrayamayacakları” bir bağ var...
Bu bağ camiayı hedefe kilitliyor...
Böyle olunca da...
Meclis içi muhalefete her seçimde “kilitlemek” hiç de zor olmuyor!..

Önceki ve Sonraki Yazılar
Serdar Arseven Arşivi