İki konu, tek gerçek
2010-2011 eğitim yılı, karnelerin dağıtılmasıyla birlikte sona erdi, ama muhtemelen biz; eğitim sisteminin problemlerini yaz boyunca da tartışmaya devam edeceğiz. Sistemin artıları ve eksileri tartışılmalı ki, önümüzdeki eğitim yılında yanlışlar tekrarlamasın, hatalar düzeltilsin. Gerçi Türkiye’yi idare edenler nezdinde bu konular gündemin ilk sıralarında yer almıyor, fakat biz yine de hatırlatmaları sürdürelim.
Geçmiş yıllarda olduğu gibi bu yıl da çeşitli illerde ‘mezuniyet törenleri’ yapılacak. Ve muhtemelen pek çoğunda eğitime uygun olmayan hal ve hareketler sergilenecek. Hele hele üniversite mezuniyet törenlerinde bazen ‘öldürücü’ler su gibi akabilecek. “Olur mu öyle şey?” demeyelim, maalesef geçmiş yıllarda oldu ve bu yıl da olma ihtimali var.
Giresun Valisi Dursun Ali Şahin, mezuniyet ve kutlama törenleriyle ilgili yayımladığı genelgede, törenlerde kız öğrencilerin eteklerinin diz kapağını örtecek boyda olması gerektiğini hatırlatmış. Vay sen misin bunu hatırlatan! Beş koldan aleyhte yayın yapılmaya başlandı. Vali nasıl böyle bir hatırlatma yaparmış? Ne demekmiş eteklerin diz altına kadar inmesi? Türkiye nereye gidiyormuş vs.
Aslında bu hatırlatma sadece mezuniyet ve kutlama törenleri için değil, yıl içinde de yapılması lâzım. Pek çok okulda öğrenci etekleri aşırı kısa ve bundan öğretmenler de şikâyetçi. Yürürlükteki kararnamelere göre ‘diz altına kadar’ olması lâzım, ama bu kuralı uygulayan yok. Zaten eğitimde uygulanan tek yönetmelik var: Başörtüsünü yasaklayan yönetmelik. Bütün eğitimciler ve yöneticiler elbirliği etmişcesine sadece bu kanunsuz yönetmeliği uyguluyor. Başı kapalı olarak ilköğretim ve liseye gelen öğrencilere, “Ya başını aç okula gir, ya da evine git” deniliyor. “Niye böyle yapıyorsunuz?” denildiğinde de “Yönetmelik böyle” diyorlar. Peki, aynı yönetmeliğin diğer maddelerini niçin uygulamıyorsunuz sorusu sorulduğunda da “Biz ‘hafız’ değiliz, yönetmeliğin bütününü ezberlemedik” anlamına gelen lâflar ediliyor. Açıkçası ‘medya mahallesi’nin baskısında korkuyorlar.
Hemen ifade edelim ki ‘eteklerin uzun olması’ kuralı eğitimi engelleyen, kızların okula gitmesine mani olan bir durum değil. Aksine düzgün giyim, eğitimin şartları arasındadır. Bunu hem aileler, hem de eğitimciler ifade ediyor.
İkinci bir husus da, ‘çok eşlilik’ tartışmalarıdır. Bir hanım yazar, “taaddüd-ü zevcat”ı savununca, (erkeğin, şartlarına uyarak birden çok [en fazla 4] eşle evlenmesi) bir kısım medya, manşetlerden itiraz etmişlerdi. Şimdi ise başka bir ‘uzman’ “Tekeşlilik doğaya aykırı” (Hürriyet, 16 Haziran 2011) demiş, ama maalesef ‘zina’yı mazur gösterecek şekilde değerlendirme yapmış. Dikkat çekici olan, “Erkek, çok eşli olabilsin” diyen hanıma manşetlerden itiraz edenlerin, “Kadınlar çok erkekli olsun” gibi bir sapmayı dillendiren “uzman”a karşı sessiz olmalarıdır.
Aslında bütün bu problemlerin tek bir çözümü var: Fıtrat dini olan İslâmın bu hususlarda ne dediğine kulak vermek. İnsanoğlu bu kolay yolu tercih etmek istemediği için yanlışlardan yanlışlara yuvarlanıp duruyor. Tesettürün farz kılınması da fıtrîdir, ‘taaddüd-ü zevcat’ da yaradılışa uygundur. Sebep ve sonuçları hem Kur’ân’da, hem de hadis-i şeriflerde açıklanmış, akıl ve kalp ikna olmuştur.
Ayrıntılarını ilahiyatçıların izahlarına bırakıp şu kadarını ifade edelim ki, problemleri çözmede “Fıtrat dini İslâm”a müracaat etmedikten sonra insanoğlu bir çelişkiden başka bir çelişkiye doğru sürüklenebilir...
Halen yürürlükte olan yönetmeliğin 12. Maddesinde, “Kız öğrenciler, okulca seçilen bir renkte vücut hatlarını belli etmeyecek, yırtmaçsız, kolsuz ve diz kapağını örtecek boyda bir forma giyerler. Makyaj yapılmaz, kaşlar alınmaz, tırnak uzatılmaz ve cilalanmaz. Yüzük, küpe, kolye, iğne ve bilezik gibi süs ve ziynet eşyası takılmaz” deniliyor. VATAN’a konuşan Giresun Valisi ise genelgenin hâlâ yürürlükte olan 1981 yılındaki yönetmeliğe dayandığını söyledi, “Şehrimizden bazı öğrenci velileri bana gelip, mezuniyet törenlerinde bazı öğrencilerin giyim kuşamlarından rahatsız olduklarını söylediler. Ayrıca çok fazla masraf yapıldığını belirttiler. Çocuklar mezun olsa da öğrencilikleri henüz bitmemiş ve mezuniyet törenleri için de izin alınır. Bu da törenlerin resmi olduğunu gösteriyor. Ancak öğrenciler mezun olduktan sonra ne giyerlerse giyinsinler beni hiç ilgilendirmez.” Eğitim-Sen Giresun Şube Başkanı Hayri Şenel de, valiliğin genelgeyi çekmemesi durumunda dâvâ açacaklarını söyledi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.