CHP çürük ipte oynuyor
Tarihin sayfalarını karıştırdığınızda, CHP’nin mutlak muhalefet ezikliği ile hep çürük ipte oynadığını göreceksiniz. Çürük ip, çürük dal...
27 Mayıs, 12 Eylül...
Darbeler darbeler...
Ergenekon avukatlığı, PKK destekli BDP dayanışması...
Ülkede ne kadar sol örgüt varsa anası da babası da CHP’dir.
Şimdi de “yeminleri engellenen milletvekilleri” diye tutturmuş.
“Buradan yakın” diyeceğim ama sigara denilen melaneti terk edeli yıllar oldu, en iyisi siz yine de oradan yakın. Yakın ki parası ele, dumanı yele gitmesin...
Araştırmacı Tarhan Erdem...
CHP’nin 12 Haziran sonrası sigarasından çıkan öfke dumanlarını kısaca şöyle yorumladı: “Altı ay önce CHP’nin kapısından geçmeyenler de vekil şu anda. Onların etkisiyle -çünkü onlar politika bilmiyor- böyle bir karar alındı.”
Eh, Kılıçdaroğlu deştiği kuyuya sonradan düşmese...
Bakın neler söylüyor:
“(...) Hiç kuşku yok ki başkanlığını Adalet Bakanı’nın yaptığı Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun atadığı hakimlerin dağıttığı adalet, adalet değildir. Kararlarını hukukun evrensel ilkelerine ya da anayasaya göre değil de iktidar mensuplarının çıkar ve isteklerine göre veren yargıçların görev yaptığı ülkede demokrasiden söz edilemez.”
Dedim ya, bu CHP keskin sirke gibidir, hem dibine, hem küpüne zarar verir.
Bir defa yukarıdaki açıklama külliyen yanlış.
Hakim ve Savcılar Yüksek Kuruluna Adalet Bakanı’nın başkanlık etmesi olayı iktidarın dokuz yıllık işi değildir, İttihat ve Terakki denilen eli kanlı örgütün oluşturduğu ikinci cumhuriyetten bu tarafa Adalet Bakanları hep HSYK Başkanı olmuştur.
Öyle olmasında en büyük aslan payı CHP ile onun kadrolarına aittir.
Biliyorsunuz CHP birinci Kemal dönemi geçirdi, o zamanlar Adalet Bakanı’nın HSYK’ya başkanlık etmesi sorun hiç olmadı, Milli Şef döneminde de olmadı.
Darbeler sonrasında da olmadı.
Ne zaman sorun oldu?
AK Parti iktidar olduğunda!
Bühtan(iftira) mı deyim, hakaret mi deyim ne deyim?
Yapıyorsun, başkalarının üzerine atıyorsun.
Madem Kılıçdaroğlu açtı ben de buradan soruyorum:
Hangi vicdansız hakim kararlarını iktidarın çıkarları doğrultusunda veriyorsa yuh olsun. Demirel’in adamı Haberal mahkeme tarafından salınmadı diye öylesi suçlama olur mu? Üstelik özel yetkili mahkemelere hakim ve savcıları geçmişin HSYK Başkanvekilliğini yaptığı Kadir Özbek kadrosu atadı... Hem de sıkı elekten geçirilmek suretiyle.
Kılıçdaroğlu bunu da bilmiyor mu?
Şimdi hem CHP’nin İkinci Kemali’ne hem de yandaşı olan BDP’lilere soruyorum:
Geçmişteki HSYK’nın özenerek atadığı hakim ve savcılardan bu iktidar ne kadar sorumludur? Aynı şekilde, mahkemelerin salmadığını iktidar nasıl salacak?
Kanun diye tutturdular.
Hangi ülkede tutuklular kanun yapılarak salınıyor?
Anayasanın 76, 14, 83. maddelerini bilmeyenler lütfen açıp okusunlar. Bu maddeler varken terör suçları ile yüz kızartıcı suçlardan sabıkalı olanlar asla milletvekili olmazlar.
Keza, milletvekili olsalar da anayasal düzeni yıkmak suçundan yargılananlar dokunulmazlıktan istifade edemezler. Kaldı ki sen milletvekili olarak yırtarsan, olamayanlar ne yapacak? Dağda terör örgütü olana ceza yok, olmayanlar yatsın sürünsün, öyle mi?
Kılıçdaroğlu ile ekibi buna adalet mi diyor?
BDP sözde barış istiyor, ama toplantısını milletin temsil yeri olan mecliste değil de Diyarbakır’da yapıyor. Maksat, iktidarın milletten almış olduğu desteği kösteklemek.
O toplanıyor, arkasından PKK’nın katlettiği şehit cenazeleri geliyor.
İki ileri bir geri metodu ile ayrımcıların istekleri iktidarın kapısında. Bütün senaryolar Öcalan’ın hapisten kurtarılmasına kenetlenmiş.
“Hele orası halledilsin gerisi kolay” diyorlar.
Anladığım kadarı ile BDP barış ve huzur istemiyor, tırmanmak için iskele istiyor.
Ver de yukarılara doğru çıkalım...
CHP de yenilginin verdiği eziklik ile BDP’nin manevi destekçisi.
Olamayacak şeyleri iktidardan istiyorlar, ama iktidar Tarhan Erdem’in dediği gibi “hodri meydan seçim” derse CHP başına gelecekleri düşünsün...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.