Serdar Arseven

Serdar Arseven

Para... Para... Nereye Kadar!..

Para... Para... Nereye Kadar!..

Ankara yemin krizi ile uğraşadursun, ben ruhumu açacak işler peşindeyim.

Ekip nasıl:
TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, Ankara Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı ve TOBB Başkanvekili Faik Yavuz, TOBB Gümrük Turizm İlişkileri Danışmanı Erdoğan Özeğen, Diyarbakır Ticaret Borsası Başkanı Fahrettin Akyıl...
Atladık uçağa abi, doğru Elazığ.
Orada, Organize Sanayi Bölgesi açılacakmış, Elazığ Ticaret Borsası, TÜSİAD ziyaretleri filan...
Bunlar bir yana; ben Elazığ’a büyük bir Kız Kur’an Kursu kazandırılacak olmasını ziyadesiyle önemsedim.
Tam 30 senedir bir Diyanet İşleri Başkanı uğramamış buraya; programın önemli yönlerinden biri de bu. Elazığ’lı sağlamdır; caddelerde, sokaklarda “bozulma” emarelerine pek rastlanmaz.
Çoğu ilin değer erezyonuna uğradığı bu mel’un çağda, Elazığ’da olmak beni rahatlatıyor.
Bir de...
Abi, şu mesele var:
Vatandaş “para kazanma” yolculuğuna son derece ulvî niyetlerle başlıyor.
Cenab-ı Allah’ın kendisine hayırlı ve bol kazançlar nasip etmesi halinde şu kadar kişiye iş vereceğini, şu kadar hayır, hasenat gerçekleştireceğini filan söylüyor.
Söylüyor ama...
Aynı adam; büyüyüp palazlanınca “hayatın akışına” dalıp gidiyor be abi. Cebindeki akrepler palazlanıyor; zekattan, infaktan ne kadarını kurtarabilirse o kadarını “sefahate” aktarıyor. Şişman şişman adamlar; ense göbek yerinde, gözler de ne hazindir ki, olmadık yerlerde!..
Abi, bu muydu yani?..
Bunun için mi kazandık; sırf biri doydukça diğeri acıkan orta ve aşağı bölgeleri beslemek için mi?..
Ben iş adamının zeki, çevik olanını, aynı zamanda “hayır” işlerine bol bol harcamaktan çekinmeyenini severim. İşte tam da burada; bir adam...
Adam gibi adam; Mehmet Ali Dumandağ.
Elazığ Ticaret Borsası Başkanı Mehmet Ali Dumandağ çok iyi bir tüccar, devletin batırdığı Elazığ Yem’i aldı, torpille içeri doldurulmuş “aylak” personeli temizledi, sistemini kurdu...
Ve ortaya canavar gibi müessese koydu.
Yetmedi, 1000 köye 1000 seminer programını gerçekleştirdi; köylüye “yem eğitimi” verdi, hangi hayvan, ne zaman neyle beslenmeli?..
Hangi hayvan için nasıl bir perhiz programı uygulanmalı? Seminerler sonunda anlaşıldı ki, köylü yıllarca boşuna kürek çekmiş.
Çok daha az masraf ile çok daha büyük üretim; angus denilen büyükbaş mesela; yarısını yiyip iki katını veriyormuş.
Uzatmayalım;
Elazığ’ın fahri ziraat profesörü Mehmet Ali Dumandağ, ticarette çok başarılı bir adam.
“Adam gibi adam” oluşu da, parayı kalbinde tutmamasından!.. Üç cami yaptırmış buralara, yetmemiş şimdi de bir Kız Kur’an Kursu. İşte biz bu Kız Kur’an Kursu’nu açmak için gittik esasında Elazığ’a. Dumandağ ailesi, Gümüşkavak denilen bölgedeki şehre hakim bir tepeye beş katlı bir “Kız Kur’an kursu” dikmiş.
Niye?..
Diyor ki; “Hayra sarfetmeyeceğin parayı kazanmışsın ne?..”
Diyor ki; “Para, para nereye kadar?..”
Özellikle “hafıze” neslinin tükenmeye yüz tuttuğu bu dönemde Rahmetlı Hacı Sıdıka Dumandağ’ın ismini taşıyan beş katlı Yatılı Kız Kur’an Kursu’nun açılışına katılmak, Ankara’da kalıp “yemin krizine” takılmaktan bin kat faydalı bir iş.
Burada, Sayın Rifat Hisarcıklıoğlu, Belediye Başkanı Sayın Süleyman Selmanoğlu, Valimiz Muammer Erol, Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, Elazığ’ın eski, yeni Müftüleri Ömer Kocaoğul ve Peyami Güngör ile beraber Kız Kur’an Kursu açıyoruz.
İş adamı, seçilmişi, atanmışı konuşmalar yapıyor.
Her konuşan, “sadece ekonomik gelişmeyi hedeflemenin” insanlığı felâkete sürükleyeceğinin altını çiziyor.
İnsanı insan yapan değerlerlere dikkat çekiyor; para kazananların hayır işlerine daha fazla yönelmesi çağrısında bulunuyor.
Bu arada bir şey öğreniyoruz; yapımına 2008 yılında başlanılan Kur’an Kursu, 2009’da mühürlenmiş!..
Bürokrasinin hışmına uğrayan Kız Kur’an Kursu’nun kurtulmasına vesile olan da Rifat Hisarcıklıoğlu imiş!..
Bu dönemde bile, bir takım bürokratlar, “Kız Kur’an Kursu”nun yapımını engellemeye cür’et edebilmiş.
Ve bu engellerin aşılabilmesi için Rifat Hisarcıklıoğlu’nun ağırlık koyması gerekmiş!..
Ne haller!..
¥
Neyse ki şakır şakır açtık Kur’an Kursu’nu...
Bu bir kampanya; inşallah bütün hızıyla devam edecek.
Abi, doğru be:
Para... Para... Nereye kadar?..
Mirasçıların birbirlerini yesin diye mi harcamaya kıyamıyon!..

Önceki ve Sonraki Yazılar
Serdar Arseven Arşivi