Diz çök CHP
Siyaset öyle yapılmıyor işte.. Ergenekon’u Meclis’e sokacağım derken kendi kurduğun Meclis’e ziyaretçi gibi gidip gelirsin. Kimin dümen suyuna girdiysen, ondan talimat beklersin adım atmak için. Yaptığın işin ilkeli bir iş olduğunu zannedersin, arkasında durursun, yeri geldi mi hesabını nasıl vereceğini bilemezsin. Rakip siyasi partiyi adam satmakla itham edersin, kendin 11 milyon seçmenini satmış duruma düşersin. Milletin yüzde 50 oyuyla üçüncü kez göreve gelmiş olan bir harekete “diz çöktüreceğiz” dersin, kırar dizlerini oturursun..
Siyaset öyle yapılmıyor. Nasıl yapıldığını abileriniz gösterdi sanırım size.. Baykal’a yakın eski CHP’liler defalarca “Ergenekon sanıklarının aday yapılması”nın ne kadar yanlış olduğunu zaten anlattılar süreç içinde. Bunun gereksiz bir gerginlik yaratacağının öngörüldüğünü ve sürecin normalleşmesine katkı sağlamayacağını.. Hatırlayın bu tespit, Ergenekon’un avukatlığı döneminin CHP’sinin ağır toplarına ait. En büyük siyasi bunalımı yarattıktan sonra altında nasıl ezildiklerini görmüş bir gruba ait.. Çok net. Mehmet Sevigen’in, 367 garabeti sırasındaki tavırları için yanlış yaptıklarını itiraf ettiğini hatırlıyorum mesela.. Bu bir deneyimdir kuşkusuz.. Sonuçta siyaseten deneyimli olduğunuz zaman, yarattığınız gerginliklerin dönüşünün size nasıl yansıyacağının da hesabını yapıyorsunuz. Anayasa Mahkemesi kapılarındaki bir CHP’nin sandık dönüşünün nasıl olduğunu, o dönemin CHP yöneticileri gördüler. Millet iradesine karşı duran, parlamentoyu, Genel Kurul’u boykot eden bir CHP’nin seçmen tarafından nasıl cezalandırıldığını gördüler. Bugün Baykal’ın, Kılıçdaroğlu’nun kapısını çalıp; “Adamlar % 60’a yükseliyor böyle devam ederseniz” dediği bir dönemde, CHP’nin tükürdüğünü yalamaktan başka şansı var mıdır? Hadi Başbakan’ın değil de, CHP’nin söylemiyle ifade edelim; “diz çökmekten başka..” Yarın gidip yemin edecekler. Bana sorarsanız etmeseler de olur. Parlamenter demokraside herhangi bir kesinti olduğuna inanmıyorum. CHP’ye oy veren seçmen ile CHP arasındaki başka bir hesaplaşma o. Ama anlaşılan CHP bu komediyi sürdürmeme kararı verdi. Kendileri için hayırlısı olmuştur. Yapılacak birkaç önemli iş daha var bana sorarsanız. Diz çöktürme meraklısı arkadaşlarıyla da bir masanın etrafında buluşup dertlerini anlatmaları gerekiyor. Dediğim gibi anlatmasalar da olur ama kendileri için önemli. Zira daha önümüzde başta Anayasa olmak üzere onlarca netameli konu var. Her başı sıkıştığında “Diz çökecekler” falan diye kalkarsa birileri yerinden, CHP, devrini tamamlamış partiler mezarlığındaki haklı yerini alır. Kılıçdaroğlu da son genel başkanı olarak tarihe geçer.
İMRALI
İmralı hep bunu yapıyor. Krizi çıkarıyor çıkarıyor, sonra çözdüğü zaman da “Bakın ben ne önemli adamım” diyor. Daha en baştan bu sütundan yazdık. Eğer İmralı kendini bir parça önemsiyor ve süreçte barışçı bir rol oynamak istiyorsa, bu krizin çıkmasına engel olmalıydı. Şimdi BDP’liler parlamentoya girince herkes diyecek ki; “Apo talimat verdi, kriz çözüldü.” Peki de, onları parlamento dışında tutan talimatı kim vermişti? Birbirimizi kandırmayalım Abdullah Öcalan. “Önemli” ya da “vazgeçilmez adam” gibi davranmak istiyorsan buyur, sahne senin. Ama artık gariban Kürt kardeşlerimizin hassasiyetleri üzerinden menfaat sağlama işinden vazgeç. Kalın sağlıcakla.