Erdoğan konuştu, Lieberman isyanlarda

Erdoğan konuştu, Lieberman isyanlarda

Mavi Marmara, İsrail'in Gazze'ye uyguladığı ambargo ve ablukaya karşı maşeri vicdanın direnişini ifade ediyor.

İsrail'in Mavi Marmara'ya saldırısı bahsinde "Özür dileyip ölenlerin yakınlarına tazminat ödesinler" demek yetmez, abluka ve ambargonun kaldırılmasını da talep etmek lazım.

Başbakan Erdoğan, Meclis'te okuduğu Hükümet Programı'nda öyle yaptı; "İsrail, uluslararası hukuka ve her türlü insani değerlere aykırı bu yasadışı eylemden dolayı resmen özür dilemedikçe, Gazze'ye yönelik ambargoyu kaldırmadıkça ve bu menfur olayda hayatlarını kaybeden vatandaşlarımızın yakınlarına tazminat ödemedikçe, iki ülke arasında ilişkilerin normalleşmesi düşünülemez" dedi... ve Siyonist İşgal Rejimi Dışişleri Bakanı Avigdor Lieberman'ı bu sözlerle –bir kere daha- çileden çıkardı.

Dün İsrail Radyosu'na verdiği demeçte şöyle demiş Lieberman:

"Açıkça görülüyor ki bu şahıs uzlaşma, barış, normalleşme aramıyor; İsrail Devleti'ni aşağılamak, bu devletin uluslararası duruşunu sarsmak ve bölgedeki statümüze zarar vermek istiyor. Kadınların emekliliği ile ilgili yeni düzenlememizi de eleştirseydi bari! Bizimle ilişkileri normalleştirmek gibi bir amacı yok. Kapıyı kapattı."

* * *

Normalleşme deyince...

Türkiye-İsrail ilişkileri son bir-iki senede zaten normalleşti.

Anormal olan, Türkiye ile İsrail'in can-ciğer kuzu sarması gibi görünmesiydi.

Anormal olan, Türkiye-İsrail istihbarat anlaşmaları ve ortak askeri tatbikatlarıydı.

Anormal olan, "İki ülkenin bölgeye bakışı ve tehdit algısı aynıdır" gibi lakırdılardı.

Normal durum mevcut durumdur; Türkiye ile İsrail'in birbirine muarızlığı.

* * *

İsrail Türkiye'nin Mavi Marmara ile ilgili bütün şartlarını (ki bunlara "Saldırıda yaralananlar için tazminat" şartı da mutlaka eklenmelidir) kabul ettiği takdirde ilişkiler yine eskisi gibi olur mu?

Olursa felaket olur, ama olacağını hiç sanmıyorum.

Karşılıklı söylemler bir süre için yumuşasa da yeni krizler eksik olmayacak ve muarızlık anlamındaki normalleşme sürecektir.

2. ÖZGÜRLÜK FİLOSU BAŞARIYA ULAŞTI

Siyonist İşgal Rejimi ve yeni kankası Yunan hükümeti, "Gazze'ye 2. Özgürlük Filosu"nu durdurmak için her yola başvuruyor.

Şükür ki bütün yollar İsrail'in aleyhine çıkıyor...

Atina'da bulunan İHH Mütevelli Heyeti Başkan Yardımcısı Hüseyin Oruç diyor ki:

"Aylardır, yıllardır sürekli baskı altında tutulan Gazze halkı, 2. filo hazırlıkları başlayınca daha rahat bir ortama kavuştu. İsrail, çok daha fazla malzemenin Gazze'ye girmesine izin verdi. Bugüne kadar sessiz kalan, bölgeyle ilgili hiçbir şey yapmayan BM, 2. özgürlük filosunun yola çıkacağı açıklandıktan hemen sonra, 1200 evi yapmak, 18 okulu da yeniden inşa etmek için bir projesini açıkladı, bunu da İsrail onayladı. 2. özgürlük filosu, Atina'da takılsa da, Girit'te takılsa da, amacına ulaşan bir filo oldu. Bütün dünya, İsrail'in de, BM'nin de, Batı'daki birçok hükümetin de nasıl iki yüzlü olduğunu ve nasıl çifte standart uyguladığını gördü. Artık bütün dünya bunu çok yakından biliyor. Filolar yoluna devam edecek, daha çoğalarak devam edecek. Yeni eklenenlerle birlikte, çok daha büyük topluluklarla dünyanın çok daha çeşitli coğrafyalarından çok daha sayıda gemiler ve aktivistler, Gazze'ye doğru devam edecekler, Gazze'deki bu ambargonun kalkmasına vesile olacaklar (inşaallah)."

Yunan limanlarında, Akdeniz sularında, Telaviv Havaalanı'nda Gazze'ye yardım için çırpınan, bu uğurda türlü çeşit eziyetlere katlanan Doğulu-Batılı bütün filo katılımcılarına aşk olsun.

Yaşasın uluslararası dayanışma!

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi