Hele bir yemin etmeyin
Zaman bazen esner. Hızlı tempoda geçen bir gezi yaparsınız... Hepi topu üç gündür, fakat çok yer görmekten dolayı size bir hafta gibi gelebilir.
Her zamanki gündelik hayatınıza döndüğünüzdeyse, günler ekseri birbirinin kopyası gibi geçer.
*
Kendimden örnek vereyim.
Gazeteye gel... Selâmün aleyküm, Aleyküm selâm... Çay, kahve... Gazetelere bak, televizyonda haberlere kulak kabart... Arkadaşlarla iki satır hoş beş... Gelen mesajlar, giden mesajlar... Bir iki telefon... Boğazlar meselesi, her gün aynı...
Meclis'te yemin boykotu, devam...
Yapılan açıklamalar, birbirinden farksız.
Toplantılar, görüşmeler, mikrofona konuşmalar, sonuç sıfır.
*
Gelişmelere bakarak ya da son zamanlarda olduğu gibi muhalefet cephesindeki gelişmemelere bakarak, içinden CHP geçen yazıya başla, bitir, iki tıkla gönder.
"Geldi mi?"
"Geldi."
"Hadi eyvallah."
Her ihtimale karşı bir de kâğıt çıkış. (Eskilerin huyudur, ne olur ne olmaz, bir aksilik çıkar, "Şurası neydi?" diye sorulacak olursa, bakmak için.)
Tedbirli olmak iyidir.
*
Hani eski bir başbakana yakıştırılan bir fıkra vardı.
Siyasete girmeden önce memleketinde "hal müdürü" imiş de, bir gün memurlar "Efendim arşivimiz tıka basa evrakla doldu, artık yer kalmadı. Yıllardır tozlanıp duran ve bir işe yaramayan kâğıtları SEKA'ya gönderelim mi?" diye sormuşlar.
Müdür Bey de "Pekâlâ, gönderin" demiş "ama önce hepsinin birer nüsha fotokopisini çekin, ne olur ne olmaz!"
Bizimki de biraz o hesap.
*
Gazete yazıları da haberler gibi ertesi gün eskimiş olur.
Fakat son zamanlarda, yemin boykotu üzerine yazdığım yazıların, ertesi güne kalmadan eskimesini istiyorum inanın.
Yemin etme konusundaki inattan vazgeçmelerini ve yazdığım yazının matbaa aşamasındayken 'kadük' hale gelmesini gönülden istiyorum.
Dilimize Fransızca'dan gelen ve "değerini, önemini yitirmiş, geçerliliği kalmamış, eskimiş" anlamına gelen bu kelimenin, yazıma ertesi gün çok yakışacağını düşünmekteyim.
Fakat bir türlü gerçekleşmiyor.
Bizim aslan sosyal demokratlar, "yeter artık" diye bir karara varıp kürsüye çıkmıyorlar.
*
Büyük şehre okumaya gidince, okulu asıp haytalık yapan çocuk örneği verdik bu köşede.
Evlendiği halde gerdeğe girmemekte direten damat örneğini verdik.
Kendi hamlesiyle alta düşen güreşçi, karşı atak yüzünden gol yiyen takım, şah çekerken mat olan satranç oyuncusu, nakavt olan boksör ve birkaç örnekle daha CHP'nin durumunu izah etmeye çalıştık. Krizin çözülmesi gerektiğine vurgu yaptık.
Yok.
Hiçbir şekilde ilerleme kaydedilmiyor.
Yahu neredeyse Kemal Bey'e yalvaracağız... "Gidin, Allah aşkına yemin edin! İsterseniz kürsüde yemin ederken bir ayağınızı kaldırın, hiç farketmez. Boş iş nihayet; ikisini kaldırsanız da olur."
Yoksa bunlar bizim yazılara hiç göz atmıyorlar mı? Havanda su mu dövmekteyiz yoksa?
Bugünkü iktidar ve anamuhalefet partisi yetkililerinin görüşmelerinden umutluyuz.
Eğer bu yazı da 'kadük' kalmazsa, ben bilirim yapacağımı!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.