Faruk Çakır

Faruk Çakır

Mescid açma kampanyası

Mescid açma kampanyası

Diyanet İşleri Başkanlığı faydalı bir adım atıp mescid ihtiyacını karşılayacak bir proje başlatmış. Buna göre il müftülükleri Ramazan ayında vatandaşların namaz kılabilmeleri ve çocukların yaz Kur’ân kurslarına devam edebilmesi için “mobil mescidler” kurmaya hazırlanıyormuş.

Konu ile ilgili genelgede, Ramazan ayı boyunca vaaz ve irşad hizmetlerinde “Ramazan ve komşuluk” konusunun ele alınacağı da ifade edilmiş. Gerçekten, komşularımızı unuttuğumuzun farkında mıyız? Bilhassa büyük şehirlerde iş bahanesi ve TV esareti dolayısıyla neredeyse vefat eden komşularımızdan da haberdar olamıyoruz!
Diyanet İşleri Başkanlığı’nın müftülükler vasıtasıyla turizm bölgelerinde ve yaylacılığın yaygın olduğu yerlerde teravih namazı kıldıracak olması da çok isabetli. Hem de buralarda “mobil/seyyar mescid”ler açılacak olması; tebriki, teşviki ve alkışı hak ediyor.
Turizm bölgelerinde ve yayla geleneğinin devam ettiği yörelerde vatandaşların ibadetlerini rahat bir şekilde yerine getirebilmeleri için tedbirler alınacak olması gecikmiş, ama çok isabetli bir proje. Hele mobil / seyyar / çadır mescidlerde çocuklara yaz Kur’ân Kursu düzenlenebilecek olması en sevindirici haberlerden biri.
Camilerle ilgili genelgede camiye giden çocuklarla ilgili bir de ikaza yer verilmiş. Buna göre, çocukların camiye ve cemaate katılmaları teşvik edilecek. Davranışlarıyla camide dikkati dağıtan çocuklara karşı kırıcı ve küstürücü tavır yerine onları camiye ısındıracak, sevdirecek ve camiden koparmayacak tarzda yumuşak, sevecen, hoşgörülü ve tatlı bir yaklaşım sergilenecek.
Ortaya konulan niyet beyanına göre ‘jet imam’lara da fırsat verilmeyecek. İmam-hatipler namazlarda tadil-i erkâna mutlaka riayet edecek, göçler, ziyaretler ve tatil kentleri dikkate alınarak ihtiyaç olan camilerde teravih namazı din görevlileri tarafından iki rekâtta bir selâm verilerek kıldırılacak. (AA, 14 Temmuz 2011)
Diyanet İşleri Başkanlığı’nın ortaya koyduğu tesbitler, problemin kaynağının teşhis edildiğini gösteriyor. ‘Yapılacak’ diye ilân edilen maddeler yerine getirilirse pek çok problem ve şikâyet sona erer. Hakikaten en temel ihtiyaçlardan olan ‘mescid’lerin yaygın olarak bulunmaması ciddî sıkıntılara sebep oluyor. Bilmediğiniz bir beldeye, bir ‘yayla’ya tatile gittiğinizi düşünün. Uygun bir mescid yoksa namaz kılma noktasında sıkıntı çekersiniz. Elbette kâinat bir mesciddir ve namaz kılmak için illâ da sınırları belirlenmiş, çatısı çatılmış bir mekâna gerek yok. Fakat ‘mobil/hareketli/çadır’ gibi de olsa mescidlerin açılması kime ne zarar verir? Aksine bunlar büyük bir ihtiyacı karşılamış olur.
İstanbul gibi büyük şehirlerin neredeyse ‘şehir içi’ trafiğinde bile mescidlere ihtiyaç duyuluyor. Düşünün ki İstanbul’da ‘karşı’ya geçeceksiniz. Bu bazen iki saati bulabiliyor. Şaşırıp da namaz kılmadan yola çıktıysanız, namazı vaktinde kılamama problemiyle karşılaşabilirsiniz. Böyle durumlar için yol kenarlarına özel ‘cep’ler yapıp buralara küçük seyyar mescidler açılabilir.
“Her şey bitti de sıra buna mı geldi?” diyen mütedeyyin yönetici ve yönetilenler olabilir. Evet, buna sıra gelmediyse de gelmelidir. Çünkü namaz temel direktir ve onu kılabilmek için ne yapılsa yeridir. İhtiyaç duyulduğunda mobil, çadır, TIR ve karavan mescidler açılabilir ve açılmalıdır.
Mübarek üç ayları ve önümüzdeki Ramazan ayını da vesile kılarak geniş çaplı bir “mescid açma ve namaz kılma” kampanyası açılabilir. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın böyle bir kampanyada öncü rol alması da yakışır.
Hayye ale’s-salâh, hayye ale’l-felah! Haydin namaza, haydin kurtuluşa!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Faruk Çakır Arşivi