Nusret Çiçek

Nusret Çiçek

Saadet Kongresi’nin ardından

Saadet Kongresi’nin ardından

Aile dostum Genel Başkan Mustafa Kamalak hocanın daveti üzerine kongreyi izledim. “Ne çıkar?” sorusundan ziyade Saadet Partisi’nin bu aşamadan sonra ne yapacağı önemli.


Gördük... Her şeye rağmen coşkulu bir kalabalık.


Yurt içinden, yurt dışından fisebilillah diyerekten koşup gelmişler.


Milli Görüş desek de, aslında merhum Erbakan Hoca sevdası.


Hava sıcak ve de bunaltıcı. Buna rağmen, katılım özellikle hanımlar kesiminde oldukça yoğun. Upuzun uzanıp yatanların da manzarası ilginçti.


Belli ki bu gençler, ya çok uzaklardan gelmişler veya son bir hafta soluk almadan hazırlık çalışmaları yapmışlar. Bu arada “Mücahit Erbakan, Kamalak Başbakan” coşkulu sesleri salonu çınlatıyordu. Manzaradan duygulanmadım diyemem.


MNP ve de MSP yılları...


Bu yollardan kimler gelip geçmedi ki.


40 yıl öncesinde aynı yorgunlukları bizim kuşak da yaşadı. Hele de Akdeniz sahillerine kavurucu sıcaklarda gittiğimizde ayakta durmakta zorluk çekerdik.


Ah bir köşede beş dakika uyuyabilsek.


Cemaat eşliğinde kıldığımız sabah namazlarında düşüp kalkardık.


İşte bunların hepsi ideal, gönül ve inanç meselesi.


Yarınların kara sevdası müslümana ibadet gibi gelir.


Saadet kongresi bu tip heyecanları taşıyordu.


Hatta karşılıksız...


Geçmiş yazılarımda bahsetmiştim. Gönül isterdi ki Meclis’te MHP olacağı yerde, Saadet Partisi şemsiyesi altında bir grup kurulmuş olsaydı.


En azından kardeşler ittifakı...


Şimdi ne olacak?


Saadet Partisi seçimlerde eski oyunu almadığından bayağı tedirgin. Hele de partinin durduk yerde bölünmesi hiç de iyi olmadı.


Kamalak hocaya bazılarının “beceremedin” şeklinde yüklenmesi bence haksızlık.


Hiçbirimiz Numan beyin ayrılıp gideceğini düşünmüyorduk, ne var ki gidince somon da ortadan ikiye bölündü. Böldün mü bitirdin demektir...


Kaldı ki, hepimizin bildiği Saadet Partisi’nin seçmeni oldukça kalabalık. En azından bu seçmenin % 15’i oyunu, konjonktür gereği şu anda AK Parti’ye veriyor...


Şartlar değişip de o sayı geri gelse, Saadet Partisi en azından % 20 ile Meclis’e girer.


Asıl üzerinde durulması gereken konu ise daha başka.


İslam dünyası kısır çekişmelerle, fitne fesadın oyuncağı olmaktan kurtulmalı artık. Uyku yerine uyanma zamanıdır.


Elin oğlu projesini 50 yıl sonrasının şartlarını düşünerek yapıyor. Bizler ise hâlâ popülist politikalarla meşgulüz. O açıdan hep sordum, AK Parti yarın misyonunu tamamladığında alternatifi kim olacak?


Veya var mı öyle bir projemiz?


Yedek lastik olmadan sefere çıkanlar “yedeksizlikten” yarı yolda kalmıyor mu?


Halid Bin Velid gibi İslam kahramanını düşünün. Onun ordusu, günlerce Uhud dağının arkasında bekledi durdu. Neyi bekliyordu? Belli ki bir anı, bir saati...


Sonra, Uhud’dakiler ganimet derdine düşünce Halid, savaşın tek galibi oldu.


Sabredersen, beklersen, hazırlanırsan, programını projeni iyi yaparsan geleceğin ikinci Halid’i de sen olursun. Ben yedek bulundurmayı veya alternatif oluşturmayı hep bu açıdan düşünürüm. Yarınlar olacak, o yarınlarda başka şartlar oluşacak...


Bu bakımda, Saadet Partisi az oy almış olsa da, gelecek açısından iyi bir ekip oluşturması önemli... Sulandırılmamış bir ekip.


Milli Nizam ekibi, serden geçtiler...


Bu duygularla, Genel Başkan Mustafa Kamalak hocamın şahsında yeni seçilen kardeşlerime başarılar diliyorum.


Zafer, eninde sonunda inananlarındır...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Nusret Çiçek Arşivi