Norveç’te insanın kanını donduran bir katliam yaşandı. En az 91 kişinin öldüğü saldırıda hayatını kaybedenlerin büyük bölümü 16-18 yaş sınırındaki gençler.

Önce gübreden yaptığı bombayı Oslo’daki başbakanlık binası önünde havaya uçuran eylemci, burada 7 kişinin ölümüne neden oldu.

Arkasından polis kıyafeti giyip iktidardaki İşçi Partisi’nin Utoya’daki gençlik kampına gidip rastgele ateş açtı.

Burada ölen çocukların sayısı 91’i aşkın, polis hala denizde ceset arıyor.

Tam bir manyak işi.

Oslo’daki patlama gerçekleştiğinde CNBC’den telefonuma saldırının Norveç’in Afganistan savaşına verdiği destek nedeniyle El Kaide tarafından gerçekleştirilme ihtimali üzerinde duran bir haber geçti.

Arkasından gençlik kampındaki katliam haberi geldi.

Herkesin aklına olağan şüpheli olarak müslümanlar geldi ama eylemleri gerçekleştiren Anders Behring Breivik isimli aşırı sağcı, hıristiyan köktendinci bir Norveçli çıktı.

İnsanoğlunun canavarca davranışına bu son örneğin medeniyetler çatışması kavramına yeni bir benzin olma ihtimali rahatsızlık verici olacaktı...

Avrupa’daki her müslümanı potansiyel terörist olarak görenlerin eli güçlenecekti.

Şu anda bizim sokaklarımızda da bu tehlike mevcut.

Facebook’la tahrik edilen kitleler, sokaktaki her Kürt’ü potansiyel PKK’lı gören bir havaya sokuluyor.

Özellikle Zeytinburnu bir katliamın prova bölgesi olarak görülüyor sanki.

Türkiye gözümüzün önünde ikiye bölünüyor, yarılıyor.

Nitekim PKK liderlerinden Murat Karayılan, Fırat Haber Ajansı’na verdiği demeçte kendilerini koruyacak durumda olmayan Kürtlere Kürdistan’a dönün çağrısı yapıyordu.

Önce zihinlerin, ardından coğrafyanın bölünmesi bu topraklarda yüzlerce yıldır süren ahenkin sonu ve kopuş anlamına gelir.

Daha iyi bir hayat değil de can korkusuyla memleketine dönen her Kürt, iki toplum arasında hızla yükseltilmekte olan duvara yeni bir tuğla anlamına gelecektir.

Batılıların müslümanlara yönelik tavrını eleştirirken kendimize de bakmamız gerekiyor.



Ömer Dinçer’e tebrik

Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, yayınladığı yeni bir genelgeyle okul kantinlerinde gazlı içecekler ve fast-food tipi gıdaları yasaklamış.

Gençlerin yoğunlukta olduğu bölgelere bir göz atarsanız nedenini gayet net görürsünüz.

Türkiye’de toplum hızla şişmanlıyor.

Şişmanlık daha az hareket ve sağlık sorunları anlamına geliyor.

Celal Bayar ‘’Küçük Amerika olacağız’’ derken herhalde ‘’hepimiz onlar gibi şişman olacağız’’ dememişti.

Gıda konusunda alınan önlem önemli, hele ayranı teşvik daha da önemli ama burada kalmamalı gençlere düzenli spor alışkanlığı da kazandırmalı.

Milli Eğitim Bakanlığı 2023 hedeflerinden birini ‘’Spor yapmayan genç kalmayacak’’ olarak ilan edebilir bence.



Yıldırım’a bir şey olursa hepiniz sorumlusunuz!

Sağlık durumu bozulan Aziz Yıldırım yeniden hastaneye kaldırılmış.

Avukatı Faik Işık, Yıldırım’ın sağlık durumunun bu kez ciddi olduğunu belirtmiş.

Şekeri 340-350’ye çıkan Yıldırım’ın böbreklerinde ciddi bozulma olduğu bildiriliyor.

Aziz Yıldırım ve arkadaşları nedense mafya lideri muamelesi görüyor.

Ancak yargının sağlık konusunu ayırt etmesi lazım. Kuddusi Okkır’da zamanında karar verilmemesinin sonucunu hep birlikte gördük.

Eskiden solculara layık görülen muamele şimdi herkese yapılır hale geldi. Yıldırım’ın başına bir iş gelirse, bunun hesabını kimse veremez. Tahliye edin adamı gitsin tedavi olsun...