Tabiî ki en başta inşâallah demek lâzım, ama “İslâm düşmanlığı”nı yaymak için çalışan, çeşitli tuzaklar kuran uluslar arası ‘ifsat şebekeleri’ kurdukları tuzağa kendilerini, yardımcılarını ve taraftarlarını düşürecek.

Norveç’in başşehri Oslo’da yaşanan ve çok sayıda gencin ölümüyle neticelenen saldırı ilk başta Müslümanlara havale edilmek istendi. Ancak bu defa plan tutmadı, katliâma imza atan isim Müslüman olmak bir yana ‘tescilli Müslüman aleyhtarı’ çıktı.
Herkes görüyor ki, Avrupa’da iki görüş birbiriyle mücadele ediyor. ‘Birinci Avrupa’yı temsil edenler Müslümanlarla pek çok noktada işbirliği yapmak isterken, bozulmuş ‘İkinci Avrupa’yı temsil edenler ise her fırsatta Müslümanlarla aralarına mesafeler, belki uçurumlar koymak istiyorlar. İşte, Norveç’teki katliâma imza atan ‘katil zanlısı’ da bir bakıma “İkinci Avrupa”yı temsil ediyor. İddiaya göre zanlı, “İslâmı Avrupa’dan silmek için bu eylemi yaptım” demiş. Bilmiyor ki İslâmı kalplerden, gönüllerden ve dolayısıyla Avrupa’dan silmek için uğraşanlar silinip gitti! Bu, beyhude, boşuna bir gayret değil mi?
Genel anlamıyla ‘fıtrat dini İslâm’ı arayan Avrupalıları şaşırtmak için çeşitli tuzaklar kuruluyor. Bu tuzakların maksadı, ‘hak din İslâm’ı arayanları şaşırtmak... İşte, Norveç’i kana bulayan zanlı da, maalesef bu tuzaklara düşmüş bir isim gibi görülüyor. Öyle olmasa “İslâmı Avrupa’dan silmek istiyordum” anlamında sözler söyler miydi?
Sevindirici olan, ‘Birinci Avrupa’yı temsil edenlerin bu tuzaklara düşmemesi. Bundan önce olduğu gibi kurulan tuzaklar ters tepiyor. 11 Eylül 2001’de Amerika’yı hedef alan ‘İkiz Kule’ saldırısından sonra olduğu gibi kurulan tuzaklar ters tepti ve insanlar daha fazla İslâma ilgi gösterdi. Norveç saldırısı sonrasında da böyle olacak inşâallah.
Nitekim Norveçli duayen gazetecilerden Oystein Heggen, “(Saldırgan) Breivik, yüksek derecede İslâm karşıtı görüşlere sahip. Ayrıca, Norveç ve bütün Avrupa’daki Müslüman göçmenlere de nefret duyuyor” tesbitini yapmış.
Saldırıyı gerçekleştiren Breivik’in, ‘Müslümanların Norveç için bir tehdit’ olduğunu düşünen küçük bir aşırı sağ görüşlü gruba mensup olduğunun altını çizen ünlü gazeteci, “Norveçlilerin büyük çoğunluğu Breivik gibi düşünmüyor. Tamam, entegrasyon konusunda endişelerini dile getirenler oluyor, ancak İslâmı tehdit olarak görenlerin sayısı yok denecek kadar az” demiş. Heggen, bu saldırının Müslümanlarla Norveçliler arasındaki bağları zayıflatmayacağını, tam aksine toplumun bundan böyle İslâm hakkındaki “kuşkularının” daha da azalacağını da belirtmiş.
İşte meselenin özü bu: Bu saldırı Müslümanlarla Norveçliler arasındaki bağları zayıflatmayacak, tam aksine toplumun bundan böyle İslâm hakkındaki “kuşkuları” daha da azalacak.
Bu tesbit inşâallah ‘duâ’ hükmüne geçer ve Norveç başta olmak üzere bütün Avrupa’da İslâma teslim olanlar çoğalır. Bu kadar sarsıcı bir katliâmdan sonra Norveçli yetkililerin ‘sakin’ olması, ‘terör tuzağı’na düşmemesi dikkat çekici. Allah göstermesin, benzer bir hadise ‘sıcak kanlı yöneticiler’in yaşadığı bir ülkede olsa, her halde iki konuşmadan biri “Asacağız, keseceğiz” şeklinde olurdu. Norveçli yetkililer ise, TV’lerden halkı teskin edici konuşmalar yaptı ve birlik-beraberlik, sağduyu, inanç, demokrasi gibi kavramlara vurgu yaptı. Bu da ayrıca dikkat çekici.
Tuzak kuranların hedefi İslâm düşmanlığına taraftar bulmaktı, ama inşâallah tam tersi olacak; hem Norveç’te hem de başka ülkelerde daha fazla insan İslâm diniyle tanışacak ve cehennemden kurtulacak inşâallah...