O çocuğun orada ne işi var?
Başlıktaki soruyu tüm samimiyetimle soruyorum. Öyle kinaye falan değil yaptığım. Tamamen sorudur sorduğum.. Biri Allah aşkına cevap versin. 13 yaşında bir çocuk öldü Silopi’nin Cudi mahallesinde. Dondurmacı Doğan 13 yaşındaydı.. Babası, öldüğünü duyduğunda Doğan için; “Evimin direği gitti” dedi. Dondurma satarak 6 kardeşine bakıyordu Doğan. Kafasına gaz bombası çarptı. Cenazesi “şehid Namırın” diyerek kaldırıldı, sarı-kırmızı-yeşil bez parçalarıyla.. Onu 13 yaşında elinde taşla saldırtan güç, cansız bedeni üzerinden de propaganda yapmaya devam ediyordu. Ne anası anlayıp tepki koyabildi ne babası müdahale edebildi bu duruma. Oysa birinin çıkıp demesi lazımdı ki; “Oğluşumun cenazesini nasıl terör örgütü propagandası haline getirirsiniz?”.. Bu soruyu sormak için de geç kaldı aile. Elinde taş yüzünde maskeyle polise saldırırken kurtaramamışsın çocuğu, cenazesine nasıl sahip çıkacaksın ki? Daha korkuncunu söyleyeyim size. Doğan’ın ölmesini fırsat bilen alçaklar bir eylem daha tertipledi. Yine Silopi’de. Bu defa 8 yaşındaki Zeynep’in başına göz bombasının kovanı çarptı. Bereket hafif yaralandı Zeynep Kız.
¥
Bu oyunu kim kuruyorsa kursun Kürt yurttaşlarımızın bozmak boynunun borcudur. Yıllar evvel sistemin içinde birileri aşağılık kararlar almış ve insanlık dışı metotlarla Kürt yurttaşımın canını yakmış olabilir. Hiç kimse hiçbir şeyi inkar etmiyor zaten. Ne dışkı yedirmeleri ne köy yakmaları ne de kayıpları. Bugünkü iktidar her türlü engellemelere, darbe girişimlerine, acımasız tehditlere rağmen bu sistemin düşük çocuklarını yargı önüne çıkarıp hesabını soruyor. Bunu iyi görmek lazım.
¥
Size yol yordam öğreten, yön veren, akıl veren adamlar çocuklarınızı polis panzerinin önüne atıyorlar, kendileri kenardan ellerini ovuşturarak izliyorlar olanı biteni. Silvan’ın emrini verenler de, Zeytinburnu’nu savaş alanına çevirenler de, Zeytinburnu bahanesiyle Silopi’yi karıştıranlar da viskileri ellerinde film izler gibi izliyor yaşananları. Ama 13 yaşındaki dondurmacı Doğan ölüyor bu arada. Bu oyunu görün artık. Sorgulayın örgütün sizin için ne istediğini. Sizin hangi hakkınız için pazarlık yaptığını sorgulayın. Siz Silopi’de ölürken PKK, Öcalan’ın serbest bırakılmasından başka bir şey istiyor mu? Sizin için ne istiyor arkadaş? Eğitim hakkı mı, dil ve kültür hakkı mı? İş mi, ekmek mi? Ne istiyor?.. Sadece Öcalan’ın serbest kalmasını istiyor. Siz ise 13 yaşındaki bebenizin bu kavgada ölmesini görmezden geliyorsunuz.
¥
Yukarıda sözünü ettiğim hesaplaşma, özellikle Ergenekon ve Balyoz davaları üzerinden sürüyor. Faili meçhul cinayetlerden terörle mücadele adı altında yapılan keyfi uygulamalara kadar onlarca konu şu anda yargıda. Bu suçlamaya muhatap kalanların önemli bir kısmı tutuklu yargılanıyor. Yine önemli bir kısmının da ağır cezalar alacağına kuşku yok. Ama yıllardır sizin haklarınızı savunduğunu söyleyen PKK ile bu yapılar arasında da hatırı sayılır bir ilişki olduğunu artık biliyorsunuzdur. (En son Silvan hadisesi bile bunun apaçık bir örneği.. Reşadiye, Bingöl’deki 33 Er meselesi, Dağlıca, Aktütün... Çok sayarım) Allah aşkına, kimin peşinden gittiğinize bir dönüp bakın. Bakın çocuklarınız, çocuklarımız neden ölüyor? Bakın bakalım sizin çocuğunuz, onlar için ne kadar önemli.. Kalın sağlıcakla.