Bazı Müslümanların Lüks Çılgınlığı
Bu memlekette on milyon işsiz var... Aşsız vatandaşlar perişan vaziyette... İnanmayacaksanız ama ayda 250 liraya çalışan insanlar, çocuklar var. Beş altı yüz liralık emekli maaşlarıyla sürünenler var... çocuklarına bir kilo kiraz alıp yediremeyenler var...
Hal böyle iken birtakım politikacılar, medyacılar, iş adamları Nemrud gibi, Firavun gibi lüks ve sefahat içinde yaşıyor.
Bu politikacıların, medyacıların, iş adamlarının bir kısmı dindar...
Haydi dinsizlere fazla bir şey demeyelim, dindar geçinenlerin israf yapması, lüks bataklığına batması, sefahat pisliğine gömülmesi doğru mudur?
Din kardeşleri aç iken nasıl böyle yaşayabilirler?
Bunlar 5 yıldızlı otelleri beğenmiyor, 7 yıldızlılara iniyor. Normal odaları beğenmiyor, kral suitlerinde kalıyor.
Bu adamlar 30 bin dolarlık otomobillere binmeyi bir zül addediyor, 150 bin liralık ihtişamlı binitlerde gurur ve kibir içinde dolaşıyor.
Hem Müslümanız diyorlar, hem de Peygamberin “Komşusu aç gecelerken, kendisi tok sabahlayan bizden değildir” tehdidinden korkmuyorlar.
Lüks, aşırı konfor, sefahat, haddinden fazla tüketim içinde yaşayanlar örnek Müslümanlar değil, Nemrud ve Firavun tabiatlı münafıklar ve fasıklardır.
çinlilerden ibret alalım. Türkiye’de şu anda on binlerce çinli bulunuyor. ülkelerine gidip geliyorlar, ticaret yapıyorlar. Zerre kadar israf ve gösteriş sergilemiyorlar. Binlerce çeşit malı tanesi 1 liradan satıyorlar. Kazançlarını kuruş kuruş biriktiriyorlar. Mütevazı yiyorlar, mütevazı geceliyorlar. Bir çinlinin kazandığı para ile içki içip seks alemi yapması, lüks otelde yatması, parasını saçıp savurması görülmemiştir.
Bilhassa bazı Müslüman devlet ve hükümet adamları ve hanımları, on milyonlarca halkın geçim sıkıntısı çektiği bu ülkede biraz daha dikkatli ve ahlâklı hareket etmelidir.
Nedir o korkunç fiyatlara yaptırılan elmaslı, pırlantalı, yakutlu, zümrütlü, safirli mücevherler...
Nedir o yüz bin liralık lüks saatler...
Lüks bir mağazadan bir kadın çorabının 400 liraya alındığını duyuyoruz. Müslüman politikacılara ve iş adamlarının hanımlarına böyle alış verişler yakışır mı?
Bazı Müslüman politikacılar medyacılar, iş adamları Ağa Han gibi debdebe ve ihtişam içinde yaşıyor.
Kendileri, eşleri, oğulları, kızları, torunları, yeğenleri eski Hint Mihraceleri gibi hayat sürüyor.
Bu memlekette genel bir refah olsa, herkesin tuzu kuru olsa, hiç sefalet ve sıkıntı olmasa yüreğim yanmaz bu kadar.
Kimse bana kızmasın. Yazdıklarım doğru mu değil mi onu düşünsün. Doğruysa herkes kendisine çeki düzen versin.
Bunca vatandaşın sefalet ve sıkıntı içinde yaşadığı bu ülkede 400 liraya kadın çorabı alınmaz.
Kur’ân’ı Korumayan Müslümanlar da çarpılır!..
BİR Amerikan askeri Irak’ta Kur’ân-ı Kerim’i hedef tahtası olarak kullanmış... Kutsal Kitabımıza böyle iğrenç bir saldırıyı ancak Ebû Cehil gibi azgınlar yapar.
Medenî bir düşman asla böyle bir alçaklık yapmaz. Savaşın da kuralları, etiği vardır.
Amerikalı asker ve ABD idarecileri bunun hesabını Allah’a verecektir. Allah’ın kelamına kurşun sıkmanın bedeli çok ağırdır.
Şimdi biz Müslümanlar bu konuda öncelikle kendimizi sorgulamalıyız...
Kur’ân’ı, İslâm’ı, Peygamberi gereği gibi savunmayan Müslümanlar büyük bir sorumluluk altındadır.
Türkiye’yi ele alalım:
Bugün ülkemizde yıllık bütçeleri milyarlarca dolar olan çok zengin, çok güçlü islâmî cemaatler vardır. Onların temel vazifelerinden biri de, başta Kur’ân-ı Azimüşşan olmak üzere İslâm mukaddesatını korumaktır.
Amerikalıların bu iğrenç saldırısı bir iki cılız inilti ile savuşturulamaz.
Katiller Irak’ta bir milyon kardeşimizi öldürdüler.
Müslümanları birbirine düşürdüler.
O güzel İslâm ülkesini viraneye, cehenneme çevirdiler.
Hâlâ da öldürmeye, yakmaya, yıkmaya, mukaddesatımıza saldırmaya devam ediyorlar.
Bizim bu kötülükleri elimizden geldiği kadar protesto etmemiz, def’ine çalışmamız gerekmez mi?
Bu vazifemizi niçin yerine getirmiyoruz?
Bu hadiseden sonra ABD elçiliğine milyonlarca protesto ve tel’in mesajı gönderilmesi gerekirdi. Bunlar gitti mi?
Bugün, bunca düşmanlığa, zulme, faciaya rağmen hâlâ Amerikalı İslâm düşmanları ile işbirliği yapan sözde Müslümanlar var.
Kur’ân’ı gerektiği gibi savunmayan Müslümanlar, biliniz ki Hak bizi de çarpar.
Kur’ân’a saldıranlar ve o saldırıları protesto ve def etmeyenler!.. çarpılmaya hazır olunuz.
Hak sillesinin nereden ve nasıl geleceği belli olmaz.
Şehid edilen bir milyon Iraklının kanlarının vebali sadece katiller üzerinde değil, bizim de üzerimizdedir.