Hiç Yakışmadı
Toplu emeklilik istemek… Bunun ne anlama geldiği malum.
Yaptıkları eşitlik ve adalete aykırıdır ve çok yanlıştır. İstedikleri yargı bağımsızlığına müdahale. Bunu aleni yapmaları ise asla kabul edilemez. Üstelik sivil asker ilişkilerindeki normalleşmeyi yıkmak, ülkeye en büyük zararı vermektir.
Bereket ki ülke normal şartlar altında. Yoksa ekonomi çöker, hükümet yara alır, siyaset gözden düşerdi. Çok şükür bunlar olmayacak ve bunu yapanlar yarın unutulup gidecek. Ülkeyi böylesine sağlamlaştıranlara selam olsun.
İstifa edenler ne demek istiyorlar çok açık; asker suç işlerse yargılanmasın. Sivil suç işlerse yargılansın.
Bu utanç verici ayrıcalıklı tutum ve düşünce artık ilkel kabilelerde bile yok. Bunu ne bize, ne de dünyaya anlatamazlar.
Bay Koşaner giderayak mesaj yayınlamış. Orduya şirin gözükeyim derken, ülkemizin imajını dünyaya karşı mahvetmiş:
"Şu anda 173'ü muvazzaf, 77'si emekli olmak üzere 250 general-amiral, subay, astsubay ve uzman jandarma çavuş, hürriyetlerinden yoksun olarak tutuklu bulunmaktadır” diyor.
İyi de, niçin tutuklu bunlar?
Hükümeti devirmeye teşebbüsten değil mi! Darbe ile suçlanıyorlar yani.
“Emekli ve muvazzaf çok sayıda Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) mensubunun somut delillere dayanmayan iddialar nedeniyle” tutuklanmasından şikayetçi.
“Somut delil olmadığını” söylüyorlar. Ama hem savcılar, hem de hakimler “somut delil var” diyerek ve onlara dayanarak bu işi yapıyorlar.
Şimdi bu savcı ve hakimler istifa edenlere askerlik bilgisi vermeye kalkışırlarsa ne kadar ayıp ve çirkin olursa, aynen öyle, istifa edenlerin de onlara hukuk öğretmeye kalkışmaları ve işlerine müdahale ederek suçlamaları en az o kadar ayıp ve çirkin olmaz mı?
İlker Bey hiç olmazsa “onlar henüz sanık, suçlu değiller. Mahkemenin neticesini bekliyoruz” der idi. Bay Koşaner bu kadar basit bir kuralı bile ihlal etti. Aslında onun yapması gereken içerden de bir soruşturma açmaktı. Zanlıları bir de onun araştırmasıydı. Suçlu görürlerse disiplinsizlikten ötürü ordudan atmaktı. Örneğini geçmiş yaş’larda çok gördüğümüz gibi…
Bu haliyle Bay Koşaner’in görevde kalması zaten iyi olmazdı. İyi ki emeklilik istedi de gitti.
“Haklarında henüz hiçbir kesin yargı kararı olmamasına rağmen tutuklu bulunan 14 general-amiral ile 58 albay, hürriyetlerinin tahdit edilmesinin yanı sıra mevcut yasalarımız gereğince bu yıl yapılacak Yükser Askeri Şura'da değerlendirmeye girme hakkını kaybetmiş ve peşinen cezalandırılmıştır.” diyor.
Bu nasıl bir cümle?
“Haklarında henüz hiçbir kesin yargı kararı olmamasına rağmen” ne demek?
Haklarında henüz hiçbir kesin yargı kararı olmamasına rağmen zanlılar tutuklanmaz mı yani?
Bu normal bir işlem değil mi?
Adam vuran katil yakalanınca yargı aşamasında henüz hakkında hüküm olmadığı zamanlarda tutuklanamaz mı? Katil zanlısına tutuklama olsun fakat ihtilal, darbe yaparak binlerce insanı öldürecek ve işkence ile ezecek, kendi tabirleriyle “tepeleyecek”, camileri bombalayacak iddiası ile suçlanan zanlılara olmasın, öyle mi?
Adaletiniz bu mu?
Deniliyor ki “Soruşturma ve uzun süreli tutuklamaların bir amacının da TSK'nın sürekli gündemde tutularak kamuoyunda bir suç teşkilatı olduğu izleniminin yaratılmaya çalışıldığı, bunu fırsat bilen yanlı medyanın da her türlü yalan haber, iftira ve suçlamalarla yüce ulusumuzu kendi silahlı kuvvetlerine karşı tavır almaya teşvik ettiği dikkatlerden kaçmamaktadır.”
“TSK'nın sürekli gündemde tutularak kamuoyunda bir suç teşkilatı olduğu izleniminin yaratılmaya çalışıldığı” falan filan yoktur. Olay gayet basittir, rakamı siz verdiniz. Aynı gün 22 general ve daha aşağısı “internet andıcı”ndan mahkemeye çağrılacağı duyuruldu. Oysa koskoca bir Genel Kurmay Başkanı o belgeyi elinde sallayarak “kağıt parçası” demişti. “Bu iftirayı atanı bulun” demişti.
Ne oldu?
Suçlanan Dursun Çiçek savcıya gitti, “evet, ben yaptım, ama emir komuta zinciri içinde” dedi. Şimdi o koskoca eski Genel Kurmay Başkanı ne duruma düştü?
Medyanın bir kesimine işine gelmeyen yayın yapmaktan ötürü “yanlı” demek de bir bürokrata düşmez.
Sonuçta demem o ki orduyu başkası değil, içindeki çürük elmalar ve onları göz göre göre temize çıkarmaya çalışarak adaleti katledenler gözden düşürüyorlar…
Herkes gibi Sayın Koşaner’e düşen de sabırla sonucu beklemekti. Beklemedi ve tepki göstererek gitti. Ama kendine de, ülkesine de zarar verdi. Ölene kadar bununla anılacak. Ülke imajını dışarda yaralaması, huzura ve ekonomiye verdiği zararı da cabası…
Ama biz büyük milletiz. Biz ne badireler, ne haksızlıklar, ne kayıplar, ne huzursuzluklar aştık bu zamana kadar. Bunları da aşarız, kimsenin şüphesi olmasın.
Bu arada kubbede hoş sedalar bırakarak millete büyük hizmet edenleri, hakkı ve hukuku koruyup kollayanları, üstünlerin hukukunu değil de hukukun üstünlüğünü sağlayanları yürekten tebrik ederim.
Allah yâr ve yardımcıları olsun ve işlerini hayırla tamama erdirsin.