Yavuz Bahadıroğlu

Yavuz Bahadıroğlu

Her yüreğe giden bir yol var

Her yüreğe giden bir yol var

Tarihsel gerçekçiliği tartışılır, ama hoş hikâyedir, Yavuz Sultan Selim’in, bir Türkmen güzeline gönül verdiği hikâyesi...
Rivayete göre olay Mısır Sefer-i Hümayunu esnasında vuku bulmuş: Şam yakınlarına kurdurduğu Otağ-ı Hümayun’da üç ay kadar kaldığı esnada...
Türkmen kızı, işte bu otağın temizliğini yapanlar arasındaymış. Her nasılsa gördüğü Sultan Selim’e gönlünü kaptırmış...
Öyle yanmaya başlamış ki, birkaç gün sonra aşkını Padişah’a iletmek için çadır direğine bir soru yazmış: “Seven insan neylesin?”
Yavuz Sultan Selim, direkteki soruyu görür görmez, konuyu kavramış. Yazanı tespit amacıyla altına şöyle bir not düşmüş: “Hiç durmasın söylesin.”
Ertesi gün temizliğe gelen Türkmen kızı, yazısının altındaki yazıyı görünce, son cesaretini toplayıp içini yazıya dökmüş: “Ya korkarsa neylesin?”
Yavuz Padişah, bu notun altına da bir not düşmüş: “Hiç korkmasın söylesin.”
Böyle karşılıklı yazışmalardan ortaya nefis bir şiir çıkmış:
“Seven insan neylesin?..
“Hiç durmasın söylesin;
“Ya korkarsa neylesin?
“Hiç korkmasın söylesin.”
Ayrıca, bazı yazarlar, Yavuz’un, “Merdum-i dideme bilmem ne füsûn etti felek” diye başlayan muhteşem şiirini Türkmen kızına ithafen yazdığını iddia ederler. Tarihçiler ise bu şiirin eşi Hafsa Sultan’a yazıldığını söyler.
Merdum-i dideme bilmem ne füsûn etti felek,
Giryemi kildi hüzün, eşkimi hûn etti felek...
Şîrler pençe-i kahrımdan olurken lerzân,
Beni bir gözleri âhûya zebûn etti felek...
Ne olursa olsun, her yüreğe giden bir yol olduğunu göstermesi açısından olay ilginçtir. Ne var ki, “Yürek Kapısının tokmağı yoktur”.
Son cümle ünlü İngiliz ressamlarından William Holman Hunt’a (1827-1910) aittir. “Evrenin Işığı” isimli tablosuyla ünlüdür. Hunt bu tabloda bir bahçe çizmiştir. Bahçenin sağında taş bir bina, binanın kapısında fener tutan bir adam vardır.
Bu tablo, Kraliyet Akademi Salonunda sergilendiğinde ortalık karıştı. Eleştirmenler, Hunt’ı dikkatsizlikle suçladılar. Zira fenerli adamın önünde durduğu kapının tokmağı yoktu.
Konu günlerce tartışıldıktan sonra, Hunt’a soruldu: “Neden kapıya bir kol çizmediniz?”
“Çünkü” dedi Hunt gülümseyerek, “O bir yürek kapısıdır, yürek kapıları sadece içeriden açılabilir. İşte bu yüzden kapıya kol çizmedim.”

Ramazan ayında oruçlu halinizle çalın yürek kapılarını, pekiştirin sevgiyi, dostluğu, kardeşliği...
Ama asla zorlamayın yürekleri; bir yürek kapısı içeriden açılmıyorsa, önünde daha fazla beklemeniz gerekiyor demektir.


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yavuz Bahadıroğlu Arşivi