Faruk Çakır

Faruk Çakır

Komplolar gerçek olurken

Komplolar gerçek olurken

Çok klâsikleşmiş bir söz var, ama Türkiye’deki hâl ve gidişe bakınca tekrarlamaktan başka çare de kalmıyor: “Ülkemizde ‘deprem’ hariç her şeyin bir planı var!”

Her taşın altında plan aramak elbette sağlıklı bir davranış değil. Fakat ekseriyetle bir yerde ‘duman’ çıkıyorsa, ardından mutlaka ateş de yükseliyor. Yıllardan beri kamuoyunu yönlendirmek ve yanıltmak için çalışan ‘ekip’lerin varlığı her fırsatta dile getirilir. Çoğunlukla elde delil olmadığı için de bu kanaatler ‘komplo’ olarak yorumlanıp itiraz edilir. Bir bakıma ‘komplo’ları seslendirenler de, itiraz edenler de haklı. Çünkü ekseriyetle rüşvetin belgesi olmadığı gibi, böyle işlerin delili de ortada olmuyor.
Unutanlar için hatırlatalım ki, çok eskiye dayanmayan bir geçmişte kamuoyunu yanıltmak için özel internet siteleri kurulmuş. İlâve olarak, devletten maaş alan bazı memurlar gazete yazarlarına ve benzeri kişilere elektronik mektup (e-posta) yazmakla görevlendirilmişler. İşte Genelkurmay’da hazırlandığı iddia edilen bu ‘kara propaganda’ siteleriyle ilgili internet andıcı iddianamesinin ek klâsörlerinden çarpıcı bir belge çıkmış. Bir ‘sivil memur’ üstlerine hitaben yazdığı şikâyet ve istifa dilekçesinde “Eskiden ‘asker kokuyor’ diye düzelttiğim çoğu mektubu artık düzeltemiyorum bile. Kendimizi gazetecilerin yerine koyalım. 10 kişi dönüp dolaşıp hep benzer tarzda mail atsa bunlar organize mi?’ diye düşünürüz” deniliyormuş. (Zaman, 12 Ağustos 2011)
Kamuoyunu yönlendirmek ve bazı kişi ve kuruluşları karalamak için kurulduğu iddia edilen internet siteleri meselesi basit bir mesele değil. Çünkü bu iddia ile onlarca general tutuklanmış durumda. Dolayısıyla “Yok öyle bir şey” demek mümkün görünmüyor.
Başka bir iddia da yine gazetelerde yer aldı. Buna göre 17 yıl önce ‘intihar’ ettiği söylenen bir albay için idarî soruşturma bile açılmadığı ortaya çıkmış. Bu da, konuyu araştıran bir savcının ‘belge’ istemesi sonrasında anlaşılmış. Yazılan cevabî yazıda konu hakkında “İdarî soruşturma yapılmadığı’ ifade edilmiş. (Bugün, 12 Ağustos 2011)
Bütün bunlarda bir yanlışlık yok mu? Hepsini ‘komplo iddialar’ diyerek duymazdan, görmezden ve anlamazdan mı gelmek lâzım? Şüpheli bir şekilde ölen albay hakkında ‘soruşturma’ yapmayan sistem, kışlalarda bir şekilde ölen erler için ne yapar?
Yılların birikimi dolayısıyla ortada ciddî bir güvensizlik var. Türkiye’yi idare edenlerin ve ‘sistem’i işletenlerin bu güvensizliği masaya yatırıp sebeplerini ve hal çaresini aramalarında fayda var. Aksi halde güvensizlik artarak devam eder ki bundan en fazla silâhlı kuvvetler zarar görür.
Zaman zaman biz de böyle ‘yönlerdirme’ e-postalarına maruz kalıyoruz. Hiç ilgisi olmayan ve olmaması gereken kişiler bir anda ‘tepki e-postası’ yağdırmaya başlıyor. Gerçi bunların uydurma ve ısmarlama e-posta olduğunu biliyoruz, ama insan yine de şaşıyor. “Ben 20 yıldır gazetenizi okuyan bir okuyucuyum, ama...” diye başlayan e-postalar ekseriyetle güdümlü e-postalar oluyor. Zaten böyle kişiler, aldıkları ‘isim’lerle de dikkat çekiyor. Ekseriyetle de ‘yurt dışından yazıyormuş gibi’ yapmaya çalışıyorlar.
“Komplo”ların gerçek olduğunu görmek insanı üzüyor...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Faruk Çakır Arşivi