Kitlesel cinayet karşısında soğukkanlı olmak
Terör hakkında yazmadığım yazı, söylemediğim söz kalmadı...
Hepsinin içeriği özetle aynı idi: Kısaca, “Çocuklar ölmesin” demeye getiriyordum...
Açılım yapıldığında, barış umudu belirdiğinde en çok sevinenler arasındaydım: Umudum artmıştı. Desteklemiştim...
Yine ellerim böğrümde kaldı! Şehit cenazeleri önünüzde sıralandığında soğukkanlılığınızı ister istemez kaybediyorsunuz...
İster istemez bir “intikam sendromu” içine giriyorsunuz...
Bu havada “Vuralım kıralım, ezelim, geçelim, silip süpürelim” demeye başlıyorsunuz.
“Kandil’de taş üstüne taş bırakmadık” manşetleri çekiyorsunuz...
İşin en acıtıcı yanı bunlar da derde deva olmuyor. Terör bitmiyor. Terörden nemalananlar derinden derine karıştırıyor Türkiye’yi...
Bütün bunlara rağmen çözüm yine soğukkanlı düşünmede...
“Açılım yaptık böyle oldu” demek yerine, “Belki yeterince açılamadığımız için böyle oldu” diyebilmede...
Her ölüm ateş gibi düşüyor yüreklere...
Temren gibi insanın ciğerine...
Soluğunu kesiyor.
Bu durumda iken askeri çözüm dışında alternatif üretmek zordur. En başta taptaze acılar içinde kıvranan milletiniz kabul etmez. Millet vuranların da vurulduğunu görmek ister. Acısını başka türlü soğutamaz çünkü. Siyasete baskı yapar. Siyaset sertleşir. Ve silahlar konuşmaya başlar.
Ne çare ki silahın çözüm getirdiği görülmemiştir.
Kandil vurulsun tamam, başka türlüsü zaten düşünülemez, ama “Demokratik Açılım”ın önü açık kalsın.
Sorumlular cezalandırılsın, ama kuru ile yaş da yanmasın!
Biliyorsunuz bu tür acılar siyasallaştırılmaya, istismar edilmeye çok müsait acılardır...
Acımasızca bunu yapan, şehit kanından prim sağlamaya çalışan sayısız grup var ülkemizde.
Sürekli kışkırtıyorlar. Hem halkı, hem orduyu, hem de hüküm mevkiinde bulunan siyasi iktidarı tahrike çalışıyorlar.
İlk bakışta haklı gibi de gözüküyorlar...
Ancak tarih onları haksız çıkaracaktır. Sonunda “Sabreden derviş” muradına erecektir.
Zordur, ama kendi kendime de sabır diliyorum.
¥
Son olaya verilen ani tepkinin ölçüsü tartışılabilir, ama gerekliliği tartışılamaz...
Çünkü hiçbir siyasi iktidar, böylesine kitlesel bir cinayet karşısında suskun kalamaz...
Kalırsa tozunu attırırlar.
Binaenaleyh alınan karar doğrudur. PKK ininde vurulmalıdır.
Ancak silahlı çözümün kalıcı çözüm olmadığı bilinmeli ve kalıcı çözüm üzerine de kafa patlatılmalıdır.
Bu görev siyasetin görevidir.
Halkına moral vermek zorunda olan Sayın Başbakan gibi “Bir ölür bin doğarız” diyemiyorum...
Sadece “başımız sağolsun!”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.