Wikileaks’e ne oldu!

Wikileaks’e ne oldu!

İlk patlak verdiğinde dünya birbirine girdi. Çünkü Amerikalı diplomatların bulundukları ülke liderlerine ilişkin dedikodu dahil olmak üzere Washington’a ilettikleri her türlü bilgi ortalığa saçılmıştı. Herkesin ilk tepkisi Amerika’nın rezil olduğu yönündeydi ama Washington bir özürle işi geçiştirdi.

Ancak haklarındaki bilgiler ortalığa dökülen liderler birer ikişer devrilmeye başladı.

Önce Tunus, ardından Mısır ve şimdi de Libya.. Bu liderlerin eşleri, oğulları, her türlü akıldışı davranışları ortalığa döküldü, facebook ve twitter üzerinden yayıldı. SABAH’ta iken Suriye lideri Beşar Esad’ın Türkiye’de bir teknede eşiyle çekilmiş fotoğrafını yayınladığımızda kıyamet kopmuştu.

Çünkü iletişim araçlarının sıkı bir sansüre tabii tutulduğu Suriye’de halk liderlerini Türkiye’de çalışıyor biliyordu.

Haberin çıktığı gün Esad tatilini yarıda kesti ve apar topar ülkesine döndü.

Çünkü yalanı ortaya çıkmıştı.

Wikileaks de böyle oldu.

Diktatörlüklerin halklarından gizlemeyi başardıkları gerçekleri su yüzüne çıkardı ve devrim sürecini hızlandırdı. Bu anlamda demokratikleşme adına önemli bir adım atılmasını sağladı.

Başkan Bush, Irak’ta değişimi Amerikan askerleri ve işgal yoluyla denedi. Bu günümüz ekonomisinde pahalı ve zorlu bir yöntem. Başkan Obama ise değişim için Amerikan askeri yerine ülkelerin kendi insanlarını cepheye sürmüş oldu.

Amerika hem trilyonlarca dolar harcamadı, hem de değişimi gerçekleştirmiş oldu. Sahi, Wikileaks Amerikan bankalarının sahtekarlıklarını açıklayacaktı...

Hatırlayan var mı hala...

Silahlar sussun çağrısı

İnsan hayatını korumayı amaçlayan her çağrı önemli ve değerlidir. Ancak doğru zamanlamayla yapılması şartıyla.

PKK bölgede askerlere yönelik bir kıyıma giriştiği sırada üzüntü açıklamasıyla yetinir, asker operasyona başladığında ‘’Silahlar sussun’’ derseniz çağrınızın çok etkili olmasını bekleyemezsiniz. Devletin sınırları içinde veya yakınında kendisine yönelik silahlı oluşumlara izin vermesi beklenemez. Devlet ile bağımsızlık, özerklik, ne derseniz deyin, uğruna savaşan bir örgütü aynı kefeye koyarak yola çıkarsanız başarı şansınız sıfır olur.

Bunu siyasi temsil kabiliyetiniz çerçevenizde yapmanız ve bu arada çatışmasızlığın sürmesini sağlamak daha gerçekçi ve yapıcı olur.

Kürt siyaseti bölgedeki atmosferin de etkisiyle gerçekleri doğru değerlendirememiş görünüyor.

Dilerim son dönemde yaşanan bu gelişmeler yakın gelecek için ders olur ve şiddetin bir araç olarak görülmesi devri tamamen kapanır.

Şu deliller toplansa artık
Mahkemelerin tutuklama kararlarına itiraza cevabı ortak bir metne dönüştü.

Herhalde her kararı ‘’copy-paste’’ yöntemiyle yazıyorlar.

Çünkü tüm kararlarda delilleri bir türlü toplanmış olmuyor.
Örgütün talimatıyla kitap yazdıkları iddiasıyla tutuklanan Ahmet Şık ve Nedim Şener için de geçerli bu gerçek, bir yıllık teknik takip sonucu yakalandığı açıklanan Fenerbahçe Başkanı Aziz

Yıldırım için de...

Deliller toplanmadıysa neden bu insanlar tutuklu, biri bize anlatsa da bilsek.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi