Serdar Arseven

Serdar Arseven

Tayyip, Binali, Süleyman

Tayyip, Binali, Süleyman

Ankara-Konya, pardon Konya-Ankara Yüksek Hızlı Treni’nin ilk seferine katılabilmek az ayrıcalık değil... Tarihi bir ana tanıklık ediyorsun. Bir ara tam 254.3 kilometreyi gördük, acayip bir sürat. Karayolları Genel Müdürü Cahit Turhan ve Sivil Havacılık Genel Müdürü Bilal Ekşi bir arkadaki koltukta... Dedim ki; “Namazları da aksatmıyorsanız inşallah Cennet’tesiniz.” Ne demek bu... Şu demek: Yolları bağlayanlar, yolları geçilebilir kılanlar, yolları daha rahat, daha hızlı geçirebilir kılanlar öyle dua alıyor ki... İnşallah, kendileri için “yolun yarısı” demek. Bir duble yol yaptınız mı, hastane yolunu kısaltıyorsunuz... Kan kaybetmekte olduğunuz bir anda, duble yolun sizin için ne anlam ifade edeceğini bir düşünsenize!.. • Konya ile Ankara’yı birbirine bağlayan adama nasip olan, öyle “üç saatlik yolu bir buçuk saate indirmek” değil sadece. Selçuklu’nun Başkenti Konya ile Cumhuriyetin Başkenti’ni yakınlaştırıyorsun... İstanbul-Ankara yolunu kısalttım mı; Osmanlı’nın Başkenti ile Cumhuriyet’in Başkent’ini sıkı sıkıya bağlıyorsun.. Osmanlı’nın beşiği Bilecik-Söğüt- Eskişehir bölgesi ile İstanbul ve Ankara’yı birbirine bağlıyorsun. Selçuklu, Osmanlı ve Cumhuriyet böyle bağlanıyor, sıkı sıkıya... Evet... Bu adamlar, “yol”dan çok daha fazlasını yapıyor!.. Bu adamlar, bizleri tam da “Onuncu Yıl Marşı”nda ifade edildiği üzere –Kopartılmak İstendiğimiz- tarihimizle buluşturuyor. Bizi, bizle buluşturuyor. “Tren”i tabii coğrafyamıza iyice bağlanmamızın aracısı kılan Cennetmekân Sultan Abdülhamid Han bugün yaşasaydı buna benzer işler yapardı herhalde. Konya ile Ankara’yı bağlardı. O Konya ki muhteşem insanların şehri. “Topyekûn idam” kararlarına muhatap olmuş; “Bozkır halkının idamına!..” “Vasat Ümmet”in bu şahane diyarı, 12 Eylül, 28 Şubat zulümlerinin ardından; şer odaklarının bütün yok sayma, dışlama, ön kesme gayretlerini hükümsüz kıldı ve özellikle belediye yönetimleri ile sivil toplum örgütlerimizin üstün çabaları sonucu “birinci sınıf” şehirler arasına girdi. Bugün’ün Anadolu’sunda yaşanacak beş altı şehir varsa biri mutlaka Konya’dır. Konya, yardımlaşma bilincinin para kazanma hırsının önüne geçtiği birkaç şehirden biridir; belki de birincisidir. • Ankara ise; Hacı Bayram-ı Velî (R.A.) Hazretleri’nin şehri olmanın çok uzağında iken şimdi şimdi toparlanmakta... Gidin Ankara’nın manevi merkezi Ulus’a, bir yandan Hacı Bayram-ı Velî Camii’nin etrafı ihya ediliyor diğer yandan o rezil fuhuş evi yıkılıyor... Melih Gökçek, “O evleri himaye eden” mevzuatı aşabilirse tamamı yok olacak. Güzel değil mi; Ankara ile Konya bugün birbirine çok daha yakın. Ankara ile Eskişehir ve Ankara ile İstanbul. Selçuklu-Osmanlı ve Türkiye arasında ne güzel köprüler. • Konya-Ankara hattının ilk seferinde, gözüm 230 ile 250 arasında inip çıkan kilometre saatine dalmış, bunları düşünüyordum... Ve şunları: Yol, hastaya kavuşturacak, belki de bu sayede bir oğul babasını, bir ana evlâdını “son nefesten” önce görebilmiş olacak... • Bir de şu vardı aklımda: Bir Konya ile Ankara’yı şöyle temiz, hızlı bir trenle birbirine bağlamak “yüz sene” mi almalıydı?.. Yakın tarihe bak; bir II. Abdülhamid Han Hazretleri iş yapmış, bir Menderes, bir Turgut Özal, Necmettin Erbakan... Ve bugün de Recep Tayyip Erdoğan. Bir zincirin halkaları gibi; ne varsa “inanan”da var!.. • Bir ara Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım ile Demiryolları Genel Müdürü Süleyman Karaman geldi yanımıza... Trenlerini anlatıyorlardı, çocukların en sevdikleri oyuncağı gösterirken sergiledikleri hal de böyle bir şey... Yaptıkları işten büyük bir zevk alıyorlar, işleri hayatları, hayatları tamamıyla iş hayatı. Hatırlayın; Recep Tayyip Erdoğan “adam” olmasaydı, her ikisini de nasıl yemişlerdi. Onlarla sohbet ederken, “Recep Tayyip Erdoğan’ı Recep Tayyip Erdoğan yapan da bu” diye düşündüm. “Adamlarını sırtlanlara teslim etmemesi!..” • Bu hükümete kızan var, kızmayan var. Bu yazdıklarımızı destekleyen de olacak, tepki gösteren de... Ama şurasını herkes teslim etmeyecek mi: “Bundan sonra bir başka parti gelecek olsa iktidara ya da koalisyon hükümeti... Hizmete sunacağı tren, en az 300’le gitmek durumunda kalacak!..” Bu tren için böyle ve çok şey için böyle!.. • Bayram tatilinde bedava; imkânı olan Yüksek Hızlı Trene binsin... Ve giderken düşünsün; “Hangi laf, Konya - Ankara arasını bu kadar kısaltabilirdi!..”

Önceki ve Sonraki Yazılar
Serdar Arseven Arşivi