Garip Bir Yazı
Türkiye'de "Kurtarılmış bölgeler" var mı?... Ben sen o biz, vatanın bazı bölgelerine gidip rahatça gezemiyor, tatil yapamıyorsak, var gibi geliyor bana.
Sanırım terörün merkezi Kandil dağında değil, Türkiye'nin içinde.
Konvansiyonel ordularla gerilla savaşı kazanılabilir mi?
ABD Vietnam'da kazanabildi mi?
PKK terörü bitirilebilir mi?
Bitirebilseydi, 1984'ten beri geçen 27 yıl içinde bitirilmiş olmaz mıydı?
Türkiye'deki terör... Ermenistan... Tel-Aviv... AB... ABD...
Büyük Ermenistan...
Büyük Kürdistan...
Eretz İsrail (Büyük israil)...
Küçük Türkiye... Küçültülmüş Türkiye...
Bir buçuk milyon Kripto Yahudi...
Bir buçuk milyon Kripto Hıristiyan...
Büyük Selânik...
Sünnetsiz PKK "Şehitleri"...
Türk ordusu için üretilmiş olan MKE mermileri PKK'nın nasıl eline geçmişti?
PKK terörünün gölgesinde yapılan yüz milyarlarca dolarlık uyuşturucu ticareti.
Bir ara helikopterlerle taşınan uyuşturucu...
Sıfırdan başlayıp kısa zamanda doların mültimilyoneri olanlar.
Silah kaçakçılığı.
Beyaz işi.
Kürtler dağa çıksın diye insan pisliği yedirilen köy halkı.
Yerle bir edilen, halkı sürülen 3500 köy...
O köyler bizim köylerimizdi.
İslam medreselerini, tasavvuf tekkelerini yıkarsan, yasaklarsan, yerine PKK Zerdüştiliği gelmez mi?
Büyük Kürdistan kurulursa şu anda hızla boşalan, boşaltılan bölgelere Ermeniler göç edecek.
İsrail Türkiye'yi parçalamaya ahd etmiştir.
Bölücü Kürt hareketi "Made in Israel"...
Haçlı dünyası Türkiye'yi yeniden bir Hıristiyan ülke haline getirmek istiyor.
Türk hava kuvvetleri Kandil'i bombardıman ederken, PKK yurt içindeki hedefleri vurmaya devam ediyor.
Her gün yeni şehitler.
Bu şehitlerin içinde bir bakanın, milletvekilinin, generalin, umum müdürün, kodamanın, holding sahibinin, süper zenginin, ünlü bir gazetecinin, bir süper starın çocuğu var mı?
Asılarak şehid edilen şeyh devlete karşı değildi, dinsizliğe, Moiz Kohen Türkçülüğüne, Süfyaniliğe, Tağut'a karşıydı.
Ey Selanik!.. Ektiğin tohumlar meyvelerini verdi. Rüzgar ekmiştin, tayfun biçiyorsun şimdi.
Yurtta sulh, cihanda sulh...
Ne yurtta, ne cihanda barış var...
Eski ahlar...
Sultan Abdülaziz'in ahı...
Sultan Abdülhamid'in ahı...
Sultan Vahdettin'in ahı...
Son Halife'nin ahı...
Hanedan-ı Osmaniye'nin ahları...
İskilipli Âtıf Hocanın ahı...
Sürgünde ölen Abdülhakîm Arvasî'nin ahı...
Çile, eziyet, hapis, sürgün, eziyet içinde yaşayan Bediüzzamanın ahı.
Kiraya verilen, satılan, depo, işyeri, ahır yapılan, kimisi yıktırılan binlerce cami ve mescidin ahları...
İbadete kapatılan Ayasofya'nın ahı...
Ezan-ı Muhammedî'nin ahı...
Yok edilen, düzlenen, arazisi kapanın elinde kalan tarihî İslam kabristanlarının ahı.
Elifba'nın ahı.
Mecelle'nin ahı.
Çarşaf ve peçenin ahı.
Kapatılan binlerce tekke, dergah ve zaviyenin ahları...
Zalim İstiklal Mahkemelerinin karakuşî kararlarıyla asılan mazlumların ahları.
Faili mechul cinayetlere kurban gidenleri ahları...
O kadar çok ah var ki...
Bunca ah yangınını söndürmenin tek çaresi:
İslam'ı ilan etmek...
Ona da güçleri ve cesaretleri yetmez.
Öyleyse bitmeyen savaşa devam...
Yurtta sulh cihanda sulh...
Moiz Kohen Tekin Alp...
Yanmaya devam...
Hem kendini yaktın hem bizi...
*(İkinci yazı)
Ordu ve Devlet Düşmanlığı
Ordu bir kurumdur...
Ordu bir hükmî şahsiyettir...
Ordu bir cevherdir...
Çok basit bir misal vereyim: Ordu billur bir sürahi gibidir. İçine süt konulur, bal şerbeti konulur, memba suyu konulur...
Yahut içine şarap konulur, rakı konulur, bira konulur, başka haram bir sıvı konulur...
İçine şarap konuldu diye sürahi kırılmaz, sürahiye düşmanlık edilmez
Ne yapılır: Şarap dökülür, sürahi temizlenir şartlanır...
Ordusuz devlet olmaz, ülke olmaz, halk olmaz.
Devlet de ordu gibidir.
Rejim, düzen, sistem kötü diye devlet düşmanlığı yapılmaz.
Devlet kötü, o halde batsın diyen kişi, içinde bulunduğu geminin batmasını, uçağın düşmesini isteyen adam gibidir.
Devlet dursun, kötü düzen/sistem değişsin, yerine iyisi, âdili gelsin.
İslam'da devlet idarecilerine beddua etmek yoktur. Islahları için dua edilir.
Beddua edersen ve bedduan tutarsa, gemi batar, uçak düşer ve sen de yok olursun.
1970'lerde, 80'lerde birtakım radikal İslamcılar yoğun bir devlet düşmanlığı yapıyorlardı. Devlet kötü, bu devlet batsın!..
Aradan 30/40 yıl geçti, onların çoğunun artık sesleri solukları çıkmıyor.
Eski mücahitlerin ekserisi müteahhit oldu. Kötü dedikleri devletin rant ve nemalarıyla semirdiler, zenginleştiler.
Lütfen devlete sövmeyiniz.
Muhalefetiniz bozuk ve kötü düzen ve sisteme karşı olsun.
Geminin batmasını, uçağın düşmesini istemeyiniz.
Kaptanlara kızıyorsanız, ıslahları için dua ediniz.
Uçağın kaptan pilotuna kızıyorsanız, onun da ıslahına dua edin.
Dinsizler ordu Peygamber ocağı değildir diyecek...
Ben de bir Müslüman olarak ordu Peygamber ocağıdır diyeceğim.
Bugünkü haliyle mi? Elbette değil.
Orduyu Peygamber ocağı olarak görmek istiyoruz.
Bunun için elimizden gelen gayreti göstermeliyiz.
Vaktiyle çocuklarını askerî mekteplere (Subaylıkta, astsubaylıkta iyi para yok diye) yazdırmayan, en istidatlı gençleri çok para var diye doktorluğa ve mühendisliğe yönlendiren kısa görüşlüler yüzünden bugünkü hallere geldik.