Son kahraman
O, benim 20'nci yüzyıldan 21'inci yüzyıla onurunu, şanını, dürüstlüğünü, mertliğini bir kıymık bile zedeletmeden, dimdik geçmesini bilmiş idolüm.
O, sadece benim değil, dünyanın beş kıtasında 1960'lar kuşağının milyonlarca milyonlarca gencinin yatak odasını posterleriyle süsleyen kahraman.
O, geçen yüzyılın yetiştirdiği en büyük adamlardan biri. Adam gibi adamlardan biri.
O, gençliğimizde hançeremizi yırtarak haykırdığımız "Bir Vietnam yetmez, 2-3-4 Vietnam... Ho Ho Ho, Ho Şi Minh..." sloganının gür mü gür kaynağı.
O, yıllar yıllar boyunca haksızlığa, adaletsizliğe, sömürüye isyanımızın canlı anıtı.
O, hiç mi hiç askeri eğitim almadan savaş alanlarındaki zaferleriyle generalliğe yükselen bir strateji dehası.
O, Fransızlar'a İkinci Dünya Savaşı sonrasında, Amerikalılar'a da 200 yıllık şanlı tarihlerinde ilk ve en onulmaz yenilgiyi tattıran bir efsane.
O savaş alanlarında pes ettirdiği düşman orduları komutanlarının (Raoul Salan, William Westmoreland) bile önünde saygıyla eğildikleri bir centilmen.
Haydi hep birlikte saygıyla ayağa kalkalım: O, General Nguyen Giap.
***
Ben 20. yüzyıla damgasını vuran üç kişiye, rüyalarımda bile ceketimi ilikleyecek kadar hayranım: Mustafa Kemal Atatürk, Charles de Gaulle ve Nguyen Giap.
(Not: Fidel Castro'yu ve Che Guevera'yı iflah olmaz romantiklere emanet ediyorum.)
***
Mustafa Kemal Atatürk ve General Charles de Gaulle, çekirdekten askerdi, harp okullarından yetişmişlerdi. Giap ise, yukarda da belirttiğim gibi, savaşı, savaşarak öğrendi. Çünkü, kendi ifadesiyle, "Halk kurtuluş savaşı, askerliğin en iyi okuluydu".
Sıradışı, kimilerine göre ise çılgınlıktan başka bir şey olmayan taktikleriyle iki emperyal gücü Vietnam'dan söküp attı: Önce Fransa'yı, sonra ABD'yi. Hiçbir çatışmadan mağlup ayrılmadan, yani hiç yenilgi tatmadan.
***
Askeri eğitim almadı ama keskin zekalı bir aydındı. Savaş alanlarında iki esin kaynağı vardı: "500'lerin Ricatı"na komuta eden Xenophon ve Birinci Dünya Savaşı sırasında Osmanlı'ya karşı Arap isyanlarını örgütleyen Thomas Edward Lawrence. Yani, bizim tarih kitaplarımızdaki lakabıyla "Arabistanlı Lawrence".
Arabistanlı Lawrence'i şöyle anlatır: "Lawrence'in savaş anılarını aktardığı 'Bilgeliğin Yedi Sütunu', benim savaşlardaki kutsal kitabımdı. Onu hiçbir zaman yanımdan ayırmadım. Ve öğretilerini bire bir uyguladım."
Lawrence'in öğretileri? Şöyle sayıyor Giap:
Savaşın cebir, biyoloji ve psikoloji boyutları vardır.
Çatışmaya girmeden önce düşmanınızla aranızdaki askeri güç dengesinin hem fiziki, yani insan gücü, hem de silah faktörlerini kusursuz hesaplamanız gerekir.
Düşmanın azmini kırmak, savaşın kader anıdır.
Halkın desteği, halk kurtuluş savaşının olmazsa olmaz koşuludur.
***
Boyu 1.50 civarındaki bu apoletsiz general, 20'nci yüzyılın 21'inci yüzyıla emanet ettiği bu "Son kahraman", 6 gün önce 100'üncü doğum gününü (Not: 25 Ağustos 1911 doğumlu) kutladı. Zaten bu yazıyı kaleme almamın nedeni de, onun bir yüzyılı devirmiş olması.
1990'ların başında emekliye ayrılan Giap şimdi günlerini başkent Hanoi'da küçük evinin harika bahçesinde geçiriyor. Bahçedeki tüm ağaçları, tüm çiçekleri o kendi elleriyle dikti, büyüttü.
Birçok ülkenin harp akademilerinde tez konusu olan "Halkın Savaşı - Halkın Ordusu" adlı yapıtını bulup okumanızı tavsiye ederim. Bir başka çağa yolculuk etmeniz için. Öyle ya; artık halk kurtuluş savaşı yapacak koşullar mı var? Emperyal güçler savaş alanlarını çoktan değiştirdiler. Şimdi uluslararası piyasalarda "Hedge fon"larla yapılıyor savaşlar. Ve de bu savaşlarda asla kahramanlara ihtiyaç duyulmuyor.
Haydi bir kez daha, son kez olarak tekrarlayalım: "Giap... Giap... Ho Şi Minh..."
Nice yıllara Generalim, "Son kahraman"ım...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.