Fikir ehli yavaş yavaş onlara geliyor!
Nur hareketinin, özellikle Yeni Asya ekolünün yıllardır savuna geldiği ve isabetlilikleri mükerreren tescil edilen “müceddidî içtimâî ve siyasî fikirlerin” arkasında duran kazanır. Zira, ehl-i fikir yavaş yavaş onlara geliyor haberiniz olsun!
Meslekdaşımız Serdar Turgut da, bu ehl-i fikirden biri: “Türk siyasetinin iç çelişkilerini ve gelişimini ve daha da önemlisi dış politikadaki büyük değişimin şifrelerini anlamak için Milli Görüşçüler ile Nurcular arasındaki çelişki ve tartışmaları tam anlamamız gerekiyor ve hatta bu bağlamda Said-i Nursi’nin hayatının ve görüşlerinin üzerinde çalışılması da güncel bir siyasi görev olarak karşımıza çıkabiliyor. Kürt sorununun çözümünde de bu çalışmaların çok önemli olacağını hissediyorum.” (Haber-Türk 5 Eylül 2011)
Eğer II. Abdülhamid,
Eğer Cumhuriyetin kurucuları,
Eğer sağ-sol kesim siyasetçiler,
Eğer Serdar Turgut ve sâir fikir adamları,
Aslında hayır, bütün bunlar da değil,
Eğer yalnızca İlahiyatçılar ve dindarlar bile Bediüzzaman’ı okusalardı, anlasalardı ve dinleselerdi bugün;
Ne insan hak ve hürriyetleri,
Ne demokrasi,
Ne eğitim, üniversite (YÖK),
Ne anarşi, ne Doğu-Güneydaoğu, ne PKK terörü,
Ne fakirlik, ihtilâf ve cehalet problemimiz kalırdı!
Ve ne de ülkeyi tam 50 yıl geri bırakan darbeler olurdu!
Bugün ülkemiz, en ileri AB ülkesinden daha ileride olurdu…
Hayfa ki, bir kesim dindarlar ve bazı İlâhiyatçılar, müstebit rejimin yardakçılarıyla, bir zımnî birliktelik yapıp Bediüzzaman’ı ve Nur Talebelerini yıpratma kampanyalarında yarıştılar! İlahiyatçıların çoğu, genel kültür adına Marks’ı, Mao’yu, Kapitalizm’i, Agusteu Comte vs.’yi okudukları gibi, Risâle-i Nur’u da hiç olmazsa genel kültür adına okusalardı… Ve hâlen bu bağnazlık ve inatlarını sürdürmeselerdi…
Halbuki Bediüzzaman “medreseden” çıkmış bir âlim, bir mütefekkirdir; İlâhiyatçıların, dindarların sahip çıkması lâzım değil mi? Yine de kendi hesaplarına geç kalmış sayılmazlar!
Serdar Turgut, Yavuz Donat, Ertuğrul Özkök gibi meslektaşlarımız “Güncel siyaset için bile Bediüzzaman’ı anlamalıyız, incelemeliyiz!” noktasında bulundukları halde, sözüm ona sağcılar, İlâhiyatçılar, mütedeyyin yazarlar-çizerler hâlâ hangi noktada?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.