Müzakere etmeyin gereğini yapın!

Müzakere etmeyin gereğini yapın!

Kürt meselesi yine bir şiddet sarmalı haline geldi.

Bölgeden ölüm haberi almadığımız gün yok gibi. Buna ilaveten PKK’dan bağımsız olduğu iddia edilen TAK insanını kanını donduracak eylemlere imza atmaya başladı.

Ankara Kızılay ve Siirt’teki saldırılar doğrudan çatışmanın tarafı olmayan insanları hedef aldığı için büyük tepki topladı.

Kanlı eylemler daha önce de vurguladığım gibi, PKK’yı yalnızlaştırıyor, bölgedeki desteğini zayıflatıyor.

Diyarbakır’dan dönen Oral Çalışlar, şiddet eylemlerinin sivil toplum liderleri ve bölge halkını şaşkına çevirdiğini yazıyordu.

Eylemler sürdükçe bu hissin giderek yaygınlaşması ve artması beklenmeli.

Çünkü bölgede devlet terörü yok, işkence azalmış durumda, köyler yakılmıyor, faili meçhul cinayetler görülmüyor.

Ama terör bunları dikkate almadan Türkiye’yi köşeye sıkıştırma çabasına devam ediyor.

Peki ne yapmalı?

Avrupa Birliği ile müzakerelerde takınıldığı savunulan hareket tarzı aynen benimsenmeli.

Ankara, müzakereler durmuş olmasına rağmen her bakanlığın kendiyle ilgili bölümleri açtığını ve reform yolunda adım attığın belirtiyor.

Kürt meselesinde de PKK ile yapılan müzakereler kesilmiş durumda.

Görünürde de reform yolunda bir adım atılmıyor, hatta PKK’nın kent yapılanması olan KCK’ya yönelik operasyonlar sürüyor, aralarında belediye başkanlarının da olduğu çok sayıda insan gözaltına alınıyor, tutuklanıyor.

Bir önceki KCK Operasyonu’nun faydası ne olduysa, bununki de o kadar olacaktır.

Ardından gelecek kara harekatı PKK’ya yönelik kızgınlığı yeniden sempatiye döndürecektir.

Devlet elbette güvenliği için gereken adımları atacak, operasyonlar yapacaktır ama bunu yaparken demokratikleşme çabasından vazgeçmeme koşuluyla.

Ankara, Kürt meselesinde mesafe almak istiyor, ölçüsüz şiddet uyguluyorsa onu yalnızlaştırmanın en kolay yolu Kandil’e operasyon değil, Kürt halkının haklı taleplerini yerine getirmektir.

Devle müzakere sürecinde PKK’nın taleplerini öğrendi.

Bunların içinden gerçekçi ve kabul edilebilir olanlar hemen hayata geçirilebilir veya yeni anayasa ile bölgeye nasıl bir yönetim getirileceği kamuoyuyla paylaşılabilir.

AK Parti bölge halkının gönlünü sadece muhafazakar olduğu için kazanmadı, bu muhafazakarlığı demokratlıkla taçlandırdığı için aldı.

Kürt kimliğini tanımaktan Kürtçe televizyon yayınına, devletin bölgedeki yanlış uygulamalarının kabulünden bunları düzeltme yolunda attığı adımlar AK Parti’yi bölgenin iki güçlü partisinden biri yaptı.

Üstelik bunları yapması Türkiye’nin farklı bölgelerinde oy kaybına uğratmadı iktidarı.

Çünkü insanlar demokrasinin en doğru çözüm yöntemini bulma rejimi olduğunu gördü.

O nedenle PKK’yı yalnızlığa mahkum etmek istiyorsanız, reformlara başlayın.

Hemen...



Yazıcıoğlu cinayeti!

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül bizzat seslendirdi. Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu’nun ölümüne yol açan olay kazadan çok cinayeti andırıyor.

Helikopterin düşmesine neden olan noktalar konusunda seslendirilen sorular cevaplanmadığı gibi, bu konuyu aydınlatacak delillerin de karartıldığı ortaya çıktı.

Türkiye’nin bir parti liderinin kimi kamu görevlilerinin de karıştığı bir operasyonla öldürüldüğü kuşkusu arttı.

Ya devletin rutin dışına çıkmasına alıştık ya da bir siyasi parti liderinin suikaste kurban gitmesini fazla önemsemedik.

Bence bu konunun üzerinde ısrarla durmalı ve aydınlatılması sağlanmalı.

O zaman, kimilerinin küçümsediği Ergenekon Davası’nda çok önemli bir mesafe alınmış olunur.

Sorulması gereken ilk soru da, savcının kendisine ulaştırılan CD’deki görüntülerin üzerine gitmediği ve helikopterin kimi cihazlarını söken asker giysili kişileri ortaya çıkarmadığı.

Benzer olayları Hrant Dink davasından Malatya katliamına kadar her olayda gördük.

Bu sefer Cumhurbaşkanı olayın bizzat takipçisi.

Umarım gerçek ortaya çıkar.





Barlas ve 28 Şubat

Mehmet Barlas’ı karalamak isteyenler hemen 12 Eylül döneminde Kenan Evren’le ilişkisine getiriyor lafı.

Oysa Mehmet Barlas’ın bir de 28 Şubat dönemi var.

Herkesin irticaya savaş açtığı dönemde Barlas evini, köşesini dönemin mağdurlarına sonuna kadar açmıştı.

Bu nedenle ağır bedeller de ödedi.

Bir hatırlatayım dedim.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi