Nusret Çiçek

Nusret Çiçek

Ülke için hep mahalleliler mi ölür?

Ülke için hep mahalleliler mi ölür?

Ne hikmetse, terör belası sürekli mahallelilerin ocağında tütüyor... Kentleşmiyor, oligarşi yapılanmasındaki muhitlerin semtine uğramıyor. Şehitlerin de... Eline silah tutuşturularak dağa kaldırılanların da renkleri hep aynı. Fakir fukara çocukları... Ülkenin doğusu ile batısına bir çizgi çektiğimizde, bir kesimin çocukları bu çizginin doğusunda vuruşurken, diğer kesiminkiler ise hep batıda, ibre batıdan doğuya hiç sapmıyor. Bu bir oyun mu, yoksa tesadüf mü diye soralım. Bir başka karışık tablo ise, şu ana kadar terörle sanki danışıklı dövüşülüyormuş gibi. “Hava harekâtı” veya “kara harekâtı” yapılmadan önce haberleri ortalığa çarşaf çarşaf yayarak teröristlerin tedbir almalarına meydan verilmesi kayıtsızlık değil de nedir?.. Terörle mücadelede bilinçli bir tavrın şu ana kadar devlet gündeminde yer aldığını göremiyoruz. “Yapacağız, edeceğiz” nutuklarını dinlerken ne görelim Pervari jandarma karakoluna teröristlerin açmış oldukları uzun namlulu silahlarla 6 askerimiz daha şehit... İşin garibi bu savaşta kan da değişmiyor, renk de. Cezaevlerinde gördüğüm manzara, PKK örgütünden olup da yakalananların ekseriyeti hep fakir fukara kesiminden... Çoğu da zırcahil. Sorduğunuzda “ağa öyle istedi” cevabını alırsınız... Neresinden bakarsanız bakın, Diyarbakır Belediyesi’nden pahalı ihaleler alarak cebini dolduranların veya oruç ayında içki aleminde evli kadınla yakalanan milletvekili beylerin tuzu kuru değil de ne? Onlar sefada, fakir Kürt ailelerinin çocukları dağlarda... Sormazlar mı... Halkın en çok gelip geçtiği Kumrular Sokak’ta terör var da, Bodrum’un uyuşturucu bataklığında kadın kız pazarlayanların tezgahlarında neden yok? Hem neden Pervari’deki fakir halk çocuklarının askerlik yaptığı karakola uzun namlulu silahlarla PKK saldırır da, önemli kişilerin bulunduğu daha stratejik yerlere oldum olası saldırmaz? Saldırılsın demek istemiyorum, nedenini soruyorum... Bu kanlı oyun seksen küsur yıllık bir hikaye... Kurdukları güdümlü cumhuriyetten ırkçılığa dayalı işte bu terör belası çıktı, doğru dürüst adam çıkmadı. Bir de bu kanlı arenadan beslenen siyasilere leş kargaları mı desem... Bekliyorlar Güneydoğu’da Mehmetçik şehit olacak, onlar da halkı kışkırtıp oy alacaklar. Berikiler de öyle... Kürt çocukları vurulacak, vurulmadığı takdirde partiye ne oy gelir ne de koltuk. Kurdukları cümlelere bakın: “Sana ne ulan!” Veya sataşırcasına: “Beni de gelin alın...” Bir diğeri de: “Bizden korkun” tehdidi... Sorsanız barış istiyorlar... Bu nasıl barış istemekse!.. Oysa ki terör yapılanmasının arka planını kurcaladığınızda altından önce uyuşturucu bataklığı, sonra da İsrail denilen terörist devletin emelleri çıkar. Müslüman Kürt halkı ile Türk halkı vuruşacak ki sular bulansın, Sakarya kızıla boyansın, kafirler de emellerine kavuşsun... Görmüyor musunuz? İsrail bölgede sıkıştıkça terör azıyor... Söylemekte yarar gördüğüm diğer bir konu ise, Arap Baharı denilen ayaklanmaların aynı merkezler eliyle yürütüldüğünü görmezlikten gelerek takındığımız tarafgir tavırlar da terörün azmasının bir başka nedenidir. Ortadoğu’daki ayaklanmalarda taraf olmamalıydık... Başımızda kanlı terör gibi bir bela varken bir başkasının iç meselesi bize ağır gelir. Elin oğlu bizden rol kapsa da sonuçta elde ettiği petrol kuyuları hayli fazla, biz ise tavlada şeşi beş atmaya çalışıyoruz ama zarlar okunmuş olduğundan gelmiyor... Girmemeliydik bu oyuna. En doğrusu, yapacağımız girişimler İslamî ölçülerde olmalıydı. Hakkı tavsiye etmek yerine, ABD çıkarları doğrultusunda bodoslamadan daldık... Şimdi geriye kalıyor bu terör çıkmazının nasıl savuşturulacağı... İttifak ettiklerimizden zırnık fayda gelmeyeceğine göre, döner dolaşır Anadolu’nun yiğit evlatlarına görev düşer... Vergide onlar, savunmada onlar... Sinop Öğretmenevi’nde görevli Hakan ismindeki çakı gibi gencin söyledikleri oldukça düşündürücü: “Hakim amca, şehitlerin intikamını almak için özellikle askerliğimi gönüllü komando olarak yapmak istiyorum...” İşte bu ruh, imanından gelen vatan sevgisi, atılır şehit olur.... Fakat asla ölmez...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Nusret Çiçek Arşivi