Faruk Çakır

Faruk Çakır

Bu kan durmalı

Bu kan durmalı

Kanla beslenen terörü bitirmek için değişik adımlar atılmaya çalışılıyor, ama bu adımların yetmediği de ortada. Henüz kalıcı netice alınamadığına göre, “Acaba doğru adımlar atılmıyor mu?” sorusu akla geliyor.

“Ne söylersek boş” deyip kenara çekilecek durumda değiliz. İmkân ve fırsat buldukça, Türkiye’yi idare edenleri ikaz vazifesini yerine getirmek gerekir. Çünkü terör, sadece bir bölgeyi değil, bütün bir Türkiye’yi, hepimizi etkiliyor ve mahvediyor. Batman’daki son terör saldırısında bir de “anne karnındaki çocuk” dolaylı olsa da katledildi. Sekiz aylık hamile kadın vurulunca, karnındaki çocuğu kurtarmak için seferber olan sağlık ekibi, “sezaryen”le çocuğu anne karnından çıkarmış, ama “doğmadan önce terörle tanışan” çocuk daha ismi verilmeden hastahanede vefat etmiş. (Star, 28 Eylül 2011) Bu vesile ile terör saldırıları neticesinde vefat edenlere Allah’tan (cc) rahmet diliyoruz.
Kanlı terörün dışarıdan da destek aldığı, son günlerde yeniden tırmandırılmasından da anlaşılıyor. Türkiye belki ekonomik anlamda krizde değil, ama içinde bulunduğumuz ‘terör krizi’ ülkeye çok daha fazla zarar veriyor. Maddî krizleri zamanla aşmak kolayken, terör krizine vaktinde ve zamanında uygun müdahaleler yapılmayınca daha fazla bedel ödemek zorunda kalıyoruz. Zaten aksi olup da, vaktinde ve zamanında teröre karşı uygun tedaviler uygulansaydı, bu musîbet hâlâ devam edebilir miydi?
“Bu kan durmalı”, ama bunu sadece bu sözü tekrarlayarak temin edemeyiz. Terörün temelinde yatan problemleri cesaretle ortaya koymak ve tartışmak durumundayız. Yok sayarak, ‘kükreyerek’ bu problemi halledemeyiz. Sosyal ve ekonomik çareler de dahil olmak üzere çok sayıda ‘çare’ye aynı anda başvurmak lâzım. Sadece ekonomik yolla olmaz, sadece silâhla da olmaz. Çarelerin tamamı, bir bütün halinde aynı anda uygulanmalı.
Terörle mücadelede bazı ‘teknik’ hatalar yapıldığı da artık görülmeli. Kabul ediyoruz, işin ehli ve uzmanı değiliz; fakat bir karakola karşı (Siirt’in Pervari ilçesi, Belenoluk Jandarma Karakolu) 10 saat sürdüğü açıklanan bir ‘terör saldırısı’na da ‘normal’ diyemeyiz. Terörist ve 10 saat devam eden bir saldırı... Ehil ve uzman olanlar lütfen çıkıp bunu bizim anlayacağımız bir şekilde izah etsin. On saat süren bir saldırı neticesinde nasıl olup da teröristler kaçıp kurtulabiliyor? Nitekim bir yazar, “On saatte bölgeye ABD’den deniz piyadeleri bile indirilebilir diye düşünüyorum” diye yazdı. (Eser Karakaş, Star, 27 Eylül 2011)
“Jandarma dağ karakolları nasıl yerlerdir?” şeklindeki başka bir yazıda da çok ciddî iddialar ve belki de ithamlar sıralandı ve görebildiğimiz kadarıyla bunlara itiraz eden çıkmadı. (İlgili yazı için bakınız: Nuh Gönültaş, Bugün, 27 Eylül 2011) Yazıyı, daha doğrusu yazara gönderilen bu “şikâyet mektubu”nu okuyunca “Her halde bu yazıda, mektupta dile getirilen iddialar doğru değildir. Türkiye’yi idare edenler yarın buna itiraz eder, yalanlar” diye düşündüm, ama görebildiğim kadarıyla böyle bir itiraz bu yazının yazıldığı saate kadar olmadı. İtiraz olmadı, ama bu ‘şikâyet mektubu’ sebebiyle “Neler oluyormuş?” diyene de rastlamadık. Gerek medya ve gerekse Türkiye’yi idare edenler çok alışık olduğumuz üzere “Hiçbir şey olmuyormuş gibi” yapmaya devam ettiler...
Keşke bu kan dursa... Dursa da, Türkiye çok daha önemli meseleleri konuşsa, tartışsa ve hak, hukuk ve adalet yolunda hızla yol olsa...
Ümit ediyor ve duâ ediyoruz ki; Türkiye bu terör belâsından kurtulsun...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Faruk Çakır Arşivi