Şeriat temeli üzerine kurulan devlet
T.C. Devleti Şeriat temeli üzerine kurulmuş sağlam bir devlettir.
Bazıları:
"-Bunca yiyicilere rağmen bu devlet yıkılmıyor, bu millet çokmüyor" diye hayret ediyorlar. Hiç hayret etmesinler, devletin temel taşı sağlamdır. Bu sağlamlıkta Şeriat'tandır.
İsterseniz delillerini arz edeyim:
TBMM, 20 Ocak 1921 tarihinde "Teşilat-ı Esasiyye Kanun" nu çıkardı. Bu, Ankara'daki rejimin ilk anayasa metnidir. Bu metnin 7'nci maddesinde TBMM'nin hakları ve vazifeleri sayılırken ilk başta "Ahkam-ı Şer'iyyenin tenfizi" ifadesi geçmektedir. Bunun mânâsı TBMM Şeriat hükümlerinin yerine getirilmesiyle yükümlüdür, demektir. Bu da göstermektedir ki, ilk Meclis Şeriat üzerine kurulu bir Meclis'dir.
Ele aldığımız 7'nci maddenin son bölümünde denilmektedir ki:
"Kavânin ve nizâmat tanziminde muâmelât-ı nâsa efrak ve ihtiyâcât-ı zamana evfak ahkâm-ı fıkhıyye ve hukukiyye ile âdâb ve muâmelât esas ittihaz kılınır." Bu cümlenin mânâsı şudur: Kanun ve tüzük yapılırken İslâm fıkhının hükümleri esas alınacak. (Resmi Gazete, 1-7 Şubat 1921)
TBMM, 29.10.1923'te "Teşkilât-ı Esasiyye Kanunu'nun Bazı Mevaddının Tavzihan Tâdiline Dair Kanun'u çıkartmıştır. Bu kanunun 2'nci maddesi Şöyledir:
"Türkiye Devletinin dini, Din-i İslâm'dır. Resmi Lisanı Türkçe'dir" (Kanun No:364) 20.04.1924 'te çıkarılan 491 numaralı Teşkilât-ı Esasiye Kanun'nun 2'nci maddesi aynen şöyledir:
Madde:2- Türkiye devletinin dini, Din-i İslâm'dır; resmi dili Türkçe'dir; makarrı (başkenti) Ankara şehridir."
Bütün bunlardan anlaşılıyor ki, devlet bir İslâm devletidir.
Buna rağmen 1928'de, o günün dehşet havası içinde "Teşilât-ı Esasiyye Kanunu"nda bir değişiklik yapılmış, 2'nci madeden "devletin Dini, din-i İslâm'dır" ifadesi kaldırılmıştır. (Resmi Gazete:14.04.1928)
05.02.1937 tarihinde 3115 sayılı kanun ile anayasanın 2'nci maddesi bu defa şu şekilde değiştirilmiştir.
"Madde:2- Türkiye devleti Cumhuriyeti, milliyetçi, halkcı, devletci, lâik ve inkılâpçıdır. Resmi dili Türkçe'dir, makkarı Ankara şehridir."
Biraz düşünürsek şu neticelere ulaşmış olacağız.
Cumhuriyet 1923'ten 1928'e kadar beş sene müddetle bir İslâm devletidir.
1928'den 1937'ye kadar anayasaya M.Kemal'in çok ağır hasta olduğu devlet işleriyle ilgilenemediği ölümüne bir yıl kaldığı zamanda İsmet İnönü tarafından konulmuştur. Dolayısıyla konulan o maddeler ne devletin, ne de milletin ilkeleri değildir. Bu maddeler, memleketi polis rejimiyle idare eden CHP'nin 6 okundan ibarettir.
Türk milleti 14 Mayıs 1950'deki seçimlerde CHP iktidarını alaşağı etmiştir.
Ancak 1961 Anayasası da bir darbe ve ihtilâl hükümetinin baskısıyla ve düzmece bir referandumla yürülüğe konmuştur.
Yıllarca ülkemizin düştüğü badireler CHP ideolojisini devletten üstün gören dar ve gerici görüş ve zihniyetin körükörüne dayatmasıdır.
Mustafa Kemal'in Cumhurbaşkanlığı 15 yıl sürmüştür. (1923-1938) Bunun 14 yıla yakın bir zamanında anayasada lâiklik ilkesi diye bir ilke yoktur. Kimse M.Kemal'den ziyade kemalistlik taslamasın.
Herkes bilsin ki, T.C. devleti Şeriat temeli üzerine kurulmuş bir devlettir. Onu bozmak kimsenin haddine de değildir.
Yeni anayasa çalışmalarının yapıldığı şu günlerde ve Arap baharı denilen dayatmalardan bu hatırlatmaların faydası olur, inşaallah...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.