THK... Uçak’tan düdüklü tencereye!..
Üç beş gün evvel, “değişim rüzgârının” hızından bahsederken, Türk Hava Kurumu misalini vermiştik...
Sağolsun; yazıda özellikle ele aldığımız Türk Hava Kurumu Üniversitesi’nin Rektörü Prof.Dr. Ünsal Ban aradı.
Kendilerine özel ilgi göstermemizden dolayı teşekkür etti.
İki gün sonra da ziyaretimize geldi. Sohbeti veririz de...
Şuradan başlayalım:
Türk Hava Kurumu uzun yıllar milletin maalesef baş belâsı oldu. İbadetin bir parçası olan kurban derilerine “zorla el koydurtmaktan” okullara ‘fitre’ zarfları dağıttırtıp, zarfların içini dolduramayan okul idarecilerine eziyet ettirtmeye kadar bir dolu acayip uygulamanın failiydi.
Üzerine düşünce gördük ki, zamanın Kurum idarecileri milletten “gasp” edilen kaynakları batı ülkelerindeki festivallerde gönüllerince yemekten çekinmiyordu.
Kurum’un “gasp” yoluyla elde ettiği gelirlerin yüzde 80’i “personel giderleri vs.” için, kalanı da bünyeye yerleşmiş “Ergenekoncuların” sefahatine ve sosyeteye “beleş” paraşüt kurslarına filan tahsis ediliyordu...
Üzerine gittik, gittik...
AK Parti’nin iktidarda olmadığı bir dönemde soruşturma açıldı ve yönetim yolsuzluktan devrildi.
Sonrası AK Parti dönemi....
“Bağırtarak deri toplama” yetkisini Kurum’a veren tuhaf “genelge” varlığını muhafaza etti ama “Ergenekon”un deşifre oluşuna paralel bir gelişimle, “deri kavgası” şiddetini yitirmeye başladı.
Ve bugün geldiğimiz noktada, “Kurum” da anladı, gittiği yolun yol olmadığını.
Hava Kurumu, Havacılık yapacak!..
Bizler de, bugüne kadar “gasp”larından dolayı karşı çıktığımız Türk Hava Kurumu’na, millet-devlet hayrına işlere yöneldiğini gördüğümüz oranda destek vereceğiz.
•
Ziyaretimize gelen THK Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Ünsal Ban, son derece dinamik ve konusuna hakim bir bilim adamı.
“İdeoloji” esiri değil; ufku açık, istikbali “derilerde” değil, göklerde arayan ruhtan.
Kendisiyle bir saat boyunca sohbet ettik; “ideoloji” üzerine değil tabii, “faaliyet” üzerine.
Bizler “yerli otomobil” meselesine odaklanmışken, 2014’te ilk eğitim uçağını üreteceklerini söylemesi hoşumuza gitti.
Dedi ki Sayın Profesör:
“Türkiye’nin çağdaş medeniyetler seviyesinin üzerine çıkabilmesi için üç sektörde başarıyı yakalaması lazım: Havacılık ve Uzay Bilimleri, Bilişim, İlaç Sanayii... Biz öncelikle havacılık alanında varız. Önümüzdeki yıl tüm bölümleri açacağız. Bünyemize 650 öğrenci alacağız. Türkiye hedef tarih: 2023. Cumhuriyetimizin 100. Kuruluş yıldönümü. Türk Hava Kurumu da, 2025’te 100. Kuruluş yıldönümüne ulaşmış olacak. Bu süreci biz, Türkiye’yi uzay ve havacılık merkezi haline getirmek için elimizden geleni yapmakla geçireceğiz.”
YABANCI PİLOTLAR...P ROFESÖR PİLOT
Prof.Dr. Ban konuştukça ilgimiz arttı...
Mesela... Türkiye’de niçin Doktor Pilot olmadığı hiç aklımıza gelmemişti...
Şu sözler gündemimize yeni bir konu ekledi:
“Bugün için, Türkiye’de 805 yabancı pilot var, bunlar ortalama 6 bin dolar maaş alıyor. Her yıl en az 200 yeni pilot yetiştirmemiz şart... Gelişmiş ülkelerde var ama bizde, Dr. Pilot, Doç. Pilot, Prof. Pilot yok. Bunları süratle devreye sokmak durumundayız.”
UÇAK DEĞİL DÜDÜKLÜ TENCERE
Sayın Ban, Atatürk’ün havacılık sektörüne verdiği önemi dile getirirken de ilginç noktalara dikkat çekiyor: “Düşünün, 1925 yılında, Cumhuriyet’in ilanından 15 ay sonra, havacılık yasasını çıkartmış bir ülkeyiz. Türkiye’de 1927 yılından 1948 yılına kadar uçak fabrikası var. Hem Hava Kurumu, hem de Nuri Demirağ, Vecihi Hürkuş uçak üretiyor... 1948’de ise uçak fabrikası, DÜDÜKLÜ TENCERE fabrikasına dönüştürülüyor.”
•
Atatürk’ün resmini paraların üzerinden silip atan “CHP zihniyeti” o gün de, Atatürk’ün uçak fabrikasını “düdüklüye” çevirmiş!..
Ah ah, Atatürk’ün yattığı Anıtkabir’e İnönü’yü yerleştirdi bu adamlar, ne azap içindedir şimdi Cumhuriyetin kurucusu!..
•
Sayın Ünsal Ban, bir saat boyunca “CHP-AK Parti-MHP meselelerine” hiç girmedi.
Atatürk-İnönü kıyaslaması yapmadı.
Sadece yaşananları anlattı...
Ve...
“Türkiye kısır tartışma konularını geride bırakıp, rekabetin gittikçe sertleştiği ve kızıştığı bu ortamda çağdaş medeniyetler seviyesinin üzerine çıkmanın yollarını bulmalı... Topyekun bir gayretle bulmalı” mesajıyla bitirdi.
Yıllardır söylediğimiz de buydu zaten.
BAŞSAĞLIĞI
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a başsağlığı diliyorum... Vâlidelerinin mekânı cennet olsun. Allah sabırlar versin.