Kendilerini ‘dünyanın jandarması’ ilân eden ülkelerin ‘yanlış’ olduğu kesin olan adımları atmasını ve atılan bu adımlarda ısrar etmelerini anlamak mümkün değil. Gerek Rusya (SSCB olduğu dönemlerde) ve gerek Amerika (geçmişte ve günümüzde) ülkelere ve belki de dünyaya “nizâmât” vermek iddiasını sürdürüyor.

Sorulmuyor, ama bu “yayılmacı ülkeler”e sorulsa, “Biz işgal ettiğimiz ülkelere demokrasi, hak, hukuk götüreceğiz” diyorlar. Fakat herkes görüyor ki, işgal ettikleri ülkelere haksızlık, kargaşa ve katliâm götürüyorlar. Bu işgallerin en çarpıcı örnekleri Irak ve Afganistan olarak karşımızda duruyor.
İşgalci ülkere, işgale karşı çıkan bütün ‘insanlık’ namına seslenmek lâzım: Sana ne! Niçin dediğin şeyin tam aksini yaparak insanları kandırmayı, yanıltmayı ve aldatmayı sürdürüyorsun? On binlerce kilometre uzaktaki ülkeleri işgal etme hakkını kimden ve nereden alıyorsun? Benzer işgaller, her defasında işgal eden ve edilenlerin zararıyla sona erdiğine göre niçin akıllanmazsınız?
Bakınız, komşumuz Irak işgal edildi, milyonlarca insan şu veya bu sebeple öldü. Hele işgalin ilk günlerinde ‘hava tahmin raporları’ gibi Irak’ta ölenlerin sayısını dinliyorduk. Hemen her gün bir saldırı, hemen her gün bir bomba patlıyordu. Maalesef biz de alışmıştık! “Irak’ta, Bağdat’ta bomba patlamış” haberleri duyulunca “normal”miş gibi davranıp, “Bu defa kaç ölü var?” diye sorar hâle gelmiştik. “Bu zulüm, bu haksızlık niçin devam ediyor?” diye sormayı unutarak...
Benzer şekilde Afganistan da “koalisyon güçleri” tarafından işgal edilmiş durumda. Afganistan’ı daha önce de Rusya işgal etmiş ve yıllarca zulmetmişti. Ama neticede Rusya kaybetti, belki de Afganistan’da aldığı “ah”lar yüzünden ekonomik olarak çöktü, parçalandı. Şimdi aynı hatayı Amerika ve ona destek olan bazı ülkeler yapıyor. 10 yıldır devam eden Afganistan işgalinin faturası Amerika’yı sarsmış görünüyor. “İşgalin 10. yılı”nı değerlendiren Amerika ve Alman yetkililer, başarısızlıklarını itiraf etmişler.
ABD ordusunun emekli generallerinden biri, Amerikan ordusunun Afganistan’ı işgal ettiğinde, ülke hakkında çok az bilgisi olduğunu ve “korkunç derecede basit” bir anlayış sergilediğini söylemiş. General Stanley McChrystal, bu durumun Afganistan’daki savaşın neden 10 yıldır devam ettiğini açıkladığını da ifade etmiş. Aynı general, koalisyon güçlerinin Ekim 2001’de ülkeye girdiğinde Afgan kültürü hakkında çok az şey bildiğini ve önemli bir bilgi eksikliğinin hâlâ devam ettiğini de söylemiş. (A.A., 7 Ekim 2011)
Eski Alman Genelkurmay Başkanı Harald Kujat da Afganistan’daki operasyonun başarısız olduğunu itiraf edenlerden. Kujat, “Mitteldeutsche Zeitung” gazetesine yaptığı açıklamada, “Operasyon, ABD ile dayanışma gösterme şeklindeki siyasî hedefine ulaştı gerçi, ancak bir ülkede veya bölgede istikrarı sağlama hedefi açısından operasyon başarısız oldu” demiş.
Afganistan ve Irak’ın işgalinin ciddî bir muhasebesi yapılsa “işgal devletleri”nin kaybettiği kesin olarak anlaşılır. Ama onların uslanmaya, akıllanmaya ve insafa gelmeye niyetleri yok. Önümüzdeki yıllarda Afganistan’dan çekileceklerini açıklıyorlar, ama bu vaadlerinden de cayabilirler.
İşgalci ülkeler, Afganistan ve Irak’tan çekilseler de çekilmeseler de “insanlık vicdanı”nda mahkûm olmuş durumdalar.
Ümidimiz ve temennimiz, 10 yıldır devam eden bu yanlıştan bir an önce dönülür ve Afganistan da huzur ve sükûna kavuşur.