AK Parti İktidarı mı PKK İktidarı mı İstersiniz?
Kürt olsun Türk olsun veya başka bir kökenden gelsin farketemz, bizi okuyan herkese şunu açıkça söyleyelim; bizim derdimiz davamız İslam’dır. Amacımız yeryüzünde Allah Tealaya kulluktur. Bizim gönlümüzde ancak İslam yatar, başka bir davayı kendimiz için küfür ve şirk sayarız, Allah bizi küfürden ve şirkten korusun.
Fakat bir gerçek var ki biz şimdi bu ülkede yaşıyoruz. Bu ülkenin sosyal yapılanması malum İslam Hukukuna göre düzenlenmemiştir. Bize göre bu yanlıştır. Bu yanlışlık kuruluşunda yapılmıştır maalesef. Bu ülkede çoğunluk olarak Müslümanlar yaşıyorsa, bu dikkate alınmalı ve yanlışlıktan vazgeçilmelidir. Buna göre İslam idare, hukuk, eğitim, ekonomi, ticaret, sanat, kültür ve medeniyet bakımlarından bu vatanda hakim olmalıdır. Biz böyle düşünüyor, böyle inanıyoruz.
Demokrasi halkın iradesine saygı ise, biz de bu davamızı cebir ve şiddet kullanmadan, halkımızı bunu istemeye ikna ederek gerçekleştirmeye çalışırız. Bu, İslam’ın doğru bilinmesine bağlıdır.
Bizim cehdimiz, çabamız, gayretimiz, kısaca söylersek cihadımız da budur. Bunun temelinde ilim vardır, iman vardır, irşat ve tebliğ vardır, davet vardır, ikna vardır. Allah Tealanın yoluna hikmetle, güzel öğütle, gönüller yaparak davet vardır. Asla ikrah yoktur, cebir ve şiddet yoktur. Asla anarşi, terör, kan dökme, yakma ve yıkma yoktur. Olamaz da.
Görüyoruz ki PKK ve yandaşlarının da bir davaları vardır ve onlar buna cebir, şiddet ve terör ile ulaşmak istiyorlar. Bu da Marksist, Leninist bir metottur. İşte her şey meydandadır. Bu kafir metot ve uygulamanın dinde asla yeri yoktur ve bir Müslüman bu PKK davasında asla yer alamaz. Burdan ötesini söylemeyelim. Merak edenler “İnançta Arınma” kitabımıza bakabilirler.
Allah korusun, PKK bu savaşta galip gelirse ne olur?
Sahi ne olur?
Öncelikle Müslümanlar bunu bir düşünmeli.
Evet, gönlümüzde İslam Devleti yatar ama eğer biz, şartların getirdiği bir zaruret olarak tercih etmek zorunda kalırsak, PKK zihniyetinde bir devlet ve hükümette yaşamaktansa, TC. ve Ak Parti hükümetinde yaşamayı bin kere tercih ederiz. Ona göre bu, sulu nimettir. Kan dökücü zalim PKK, Müşrik Mekke’ye benzer, Ak Parti Hükümeti ise, başında adil bir devlet başkanı olan Necaşî’nin bulunduğu Habeşistan’ın misalidir.
Peki, şimdi basit bir soru soralım: “Hicret” nereden nereye idi?
Bu nimeti görmeyen ve şükretmeyenler, bir zamanlar komünist Rusya, Çin ve Sosyalist Balkanlarda esir yaşayan Müslümanların çektiklerini unutmasınlar. Baas Sosyalizmi altında yaşayan Irak ve Saddam’ı, Suriye ve Esed’i unutmasınlar. Mısır’ın Nasır ve Sedat’ını unutmasınlar.
Allah göstermesin, beterin de beteri vardır. PKK bunlardan daha kanlı bir zalimdir. Bunu PKK’yı bir şey sanıp destekleyen Müslümanlar iyi düşünsünler. PKK iktidarı –Allah korusun- bundan bin beter olacaktır. Görünen köy kılavuz istemez.
Dünkü ceberut iktidarlar yerine imkânlar nispetinde millete hizmet için çalışan Ak Parti Hükümetinin iktidarda olması bir nimettir.
Yakın tarihi yaşayanlar, dinleyen ve okuyanlar bu gerçeği iyi bilirler. Ezan tekrar Arapça okunurken minare dibinde ağlayarak sığırlar, davarlar kurban edenler ve bu manzarayı gözyaşlarıyla seyredenler veya bu tür hikayeleri duyanlar iyi bilir. Kendi öz çocuğuna bile Kur’an’ı gece yarısı uykudan kaldırarak öğretenler iyi bilir.
Bunu bilmeyen ve okumayan, meşrep, mezhep, parti ve cemaat taassubu gözlerini kör etmiş bulunan, adam kıymeti bilmeyen, hizmette kıdem hakkı tanımayan, varsa yoksa kendilerini gören yeni yetme mücahitler, her ne kadar tamamen bir gerçeğin ifadesi olan ve tahdis-i nimet sayılan bu sözlerime “iktidar dalkavukluğu” deseler de gerçek budur.
İnşallah gün gelir de Ak Parti hükümetini çamla çırayla aramazlar.