Zamlar bitti mi?
Haziran ayındaki iki yazımızın başlığı “seçimlerden sonra zam yağmuru mu var” ve “Ya hemen harca ya da bekle” idi. Bu tarihlerdeki yazılarımızda “iğneden ipliğe her şeye zam gelmeyecek tabi ki ama bazı ürünlere zam ve vergi artışı gelmesi de kaçınılmaz” demiştik.
Son gelen zamlar vergi artışları piyasaları yakından takip eden kesim için sürpriz olmadı, zamlar tabiri caizse göstere göstere geldi. Bunun böyle olmasının başlıca nedeni tabi ki cari açık, ülke olarak kazandığımız dövizden fazlasını harcamamız.
Önceki yıllarda 47 milyar dolar ile 2010’da rekor kıran cari açık bu yıl sadece ilk 8 ayda 54 milyar doları aştı. Gayrı Safi Yurt İçi Hâsılamızın artış hızından daha hızlı bir şekilde cari açık büyümekte.
Uzun süre “bize bir şey olmaz” anlayışıyla yola devam ettik ama görünen köy kılavuz istemez, hep kazandığımızdan fazlasını yabancı ülkelere gönderiyorduk. Bunu eninde sonunda frenlemek icap ettiği herkesin malumu idi ve şimdi bu zamlarla bu yapılmaya çalışılıyor.
Yurt dışından para ödeyerek satın aldığımız belli başlı şeylere vergi artışı getirilerek zam yapılarak bunları satın almak isteyenlerin iştahı kaçırılıyor.
Otomotiv, petrol ve tekstil ürünlerindeki vergi zam öngörülerimiz sigara alkol ve cep telefonlarını da kapsayarak gerçekleşti. Peki, zamlar vergi artışları bitti mi fırtına dindi mi?
Buna cevap verebilmek için zamlanan ürünlere talebin azalması acaba cari açığı frenlemeye kâfi gelecek mi sorusunun cevabına bağlı. Bu sorunun cevabı toplamda hayır olacaktır. Bu zamlar ve vergi artışları cari açığı keskin bir şekilde düşürmeyecek, belki hızını azaltacaktır.
Bunlara ilaveten yeni artışlar gelmesi muhtemeldir.
Özellikle petrol ürünlerine, petrol fiyatlarının uluslar arası piyasalarda minik bir miktar da olsa arttığı zamanları fırsat bilerek, zamlar gelmesi kuvvetle muhtemeldir. Tüketici kredilerinin hızını kesmek için bankalara yönelik vergi artışı gibi bir takım düzenlemeler getirilmesi de beklenebilir bir durumdur.
Kredi kartlarına getirilen nakit çekim kısıtlamasının üzerine taksit miktarlarında yeni düzenlemelere gidilmesi de sürpriz olmayacaktır. Şimdilik tekstil ürünlerinde yüzde 20, konfeksiyon ürünlerinde de yüzde 30 oranında gümrük vergisi artışına ilaveten çeşitli kalemlerde, özellikle elektronik ürünlerde ilave gümrük vergisi de gelebilir.
Toplam hammadde ve malzeme maliyeti içerisinde yüzde 90’a yakın ithal mal oranı olan en yüksek iki kalem petrol ürünleri ve elektronik eşyalar zamların ve vergi artışlarının en büyük hedefi olan iki kalem olarak ön plana çıkıyor.
Oluşan cari açığı dizginlemek için hangi ürünlere ne kadar zam yapalım, hangi oranda vergi artışı getirelim anlayışı terk edilmesi gereken bir anlayış. Yapılması gereken ilk şey artık verginin tabana yayılması için zorunlu olan adil bir vergi reformunun yapılması.
İkinci ve en önemli şey ise cari açığı doğuran esas etmenler üzerinde çalışmak.
Direkt yurt dışından getirdiğimiz yüzde yüz ithal mallar bir yana, yurt içinde imal ettiğimiz şeylerin içerisindeki ithal hammadde ve malzeme payı dahi yüzde 70’e dayanmış. (TCMB, İmalat Sanayiin İthalat Yapısı, 2009) Artık birilerinin esas buna kafa yorması gerekiyor.
Cari açık oluştuktan sonraki duruma müdahale edip tüketimi kısmaya çalışmak, onu alma bunu az al şunu çok alabilirsin diyerek masa başı kolaycı çözümleri bırakmamız, sorunun temeline inmemiz zor ama doğru olanı…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.