Sabırla Allah’a Dayanarak…
Haberleri izlemeye yürek dayanmıyor…
Bir anne bahçe kapısında beliren askerî yetkiliyi görünce anlıyor vaziyeti ve çığlık atarak koşuyor ama yüreğinin yetmediği yerde düşüp bayılıyor.
İyi ki bayılıyor da acıyı bir an olsun unutuyor. Zira ilk darbe çok önemlidir.
“es-Sabru indes Satme” diyor Peygamber Efendimiz. (s.a.v.) yani “Sabır, ilk darbede.” Bu yüzden Müslümanlar bir musibetle karşılaştıklarında ilk anda « İnna lillah ve inna ileyhi râciûn » derler.
« Allah » demek ve sabırla ona sığınma, namazdan yardım dilemek, imanla beslenmiş yürekten çıkan teslimiyet, en büyük tesellidir insana.
Bu acıyı başka ne dindirir ki ? eğer ahiret olmasa, hesaplaşması olmasa, intikamı olmasa, ve şehidin mükafatı olmasa, şefaati olmasa anasına babasına, yakın akrabasına, bu acıyı kim nasıl dindirebilir ? Ne teselli eder insanı ?
Bir ana, aşağıda gürültü sesleri duyuyor. Pencereden bakıyor gayrı ihtiyari. Asker görüyor ve zonklayan yüreği ile bağırıyor hemen : « Oğlum »…
Ben oğullarıma bakamıyorum utancımdan o anaya karşılık. Üç oğlumdan birisi askerlik yaptı. Birisi de yakında gidecek. Allah esirgesin hepsini de. O ananın acısını görünce, evlatlarıma bakmaya haya ediyorum.
Bir daha göremeyecek aslanını o ana…
Aman Allah’ım, o yürek nasıl dayanır buna!
Niye yaparlar bunu ?
« Kürt Sorunu » dediler ve haklarını aldılar işte. Devlet inkar politikalarından özür diledi. Kürtçe serbest artık. TV, radyo, gazete… ne ararsan var. yer isimleri Belediye Meclisinden tekrar eskisine çevrilebiliyor. Türk neye sahipse Kürt de ona sahip. İşte yeni bir Anayasa yapılıyor ve temel haklar ve hürriyetler garanti altına alınıyor…
Peki, niye hâlâ kan ? Hagi gerekçeyle öldürüyorlar?
Işte bu çok önemli bir soru ve cevabı çok basit ; ellerinde gerekçe kalmıyor artık. Kan dökmenin bahanesi bitiyor. Bu da alçakların işini bitiriyor.
Bu iyi işler olmamalı ki teröre bahane bulmalılar…
Öyleyse 3 guruba 3 iş düşüyor : Kürtlere, Türklere, Devlete iş düşüyor yani.
Kürtler bu gerçeği görmeli ve teröre destek vermeyerek alçakları yalnız ve yardımsız bırakmalılar.
Türkler öfke ve asabiyetle fevarana kapılıp hükümetin Kürtler için yaptığı açılımı berbat etmemeli, yeni anayasada olacak haklar ve hürriyetleri desteklemeli, teröre lanet eden Kürt kardeşlerini kazanmalıdırlar.
Devlet ve hükümet teröre inat anayasa yapımından ve kendi inasanına faydalı olduğu için insan haklarından vazgeçmemeli, terörün bütün bahanesini elinden almalıdır.
Lanetliler ortada şey gibi kalmalıdırlar.
Acımız büyük. Bunun için sabırla, zikirle, namazla, Allah’a dayanarak ve ahireti hesap ederek Allah’tan yardım istemeliyiz.
Ey analar ve babalar ! Evladınızın niyetinde vatanı milleti korumak vardı. Onların aklı cuntaya, derin devlete, resmi ideolojiye, memleket siyasetine yetmezdi. Askerlikten amaçları bozuk düzeni devam ettirmek de değildi. Sadece vatanı milleti korumaktı. Bu onlara göre sevaptı, Allah’ın razı olduğu bir işti.
Kim bu amaçla düşman karşısında sınır bekler ve savaşırken ölürse, şehittir. Çünkü « ameller niyetlere göre değerlendirilir. »
Evlatlarınız mazlum olarak öldürülmüşlerdir. Mazlum olarak öldürülenler de şehittir. Biliniz ki şehitler ölmez. Onlar, Kur’an ifadesine göre « diridirler », ama nasıl diridirler, biz şimdilik bunu bilemiyoruz.
Öyleyse teselliyi Allah’a imanda, namazda, zikirde arayınız. Biz de size minnet ve şükranla dua ediyoruz.
Allah Teâlâ bu beladan ve cümle musibetlerden bütün Ümmet-i Muhammed’i muhafaza buyursun…