Hacca hazırlık ve oradaki haller(1)
Hacc ibadeti maksadıyla hummalı bir çalışmaya girişen kardeşlerimizin gitmeden önce, giderken ve gittikten sonra özellikle dikkat etmesi gereken bazı hususları hatırlatmakta önemli faydalar bulunduğunda kuşku yok. Bu yazımızda da baştan başlayarak yapılaması gerekenlere sırasıyla değinmeye çalışalım.
Öncelikle Hacca gitmek için sarf edeceğimiz paranın helal yollardan kazanılmış olması gerektiğini asla unutmamalıyız. Haccın olmazsa olmaz şartıdır budur. Gayri meşru yollardan kazanılan parayla meşru hedeflere ulaşılamaz. Ulaşmaya çalışmak kuralları hiçe sayarak galibiyete gitmeye çalışmaktır. Herhangi bir hakemin olmadığı oyunlarda insanlar bunu başarabilirler. Ama oyunun hakemi Âlemlerin Rabbi olan Allah (cc) ise elbette bu imkânsızdır. Hac kirli paraların temizlendiği, kara paranın kendisiyle aklandığı bir mekanizma da değildir.
Helal parayla hac ibadetini yerine getirmek, hedefe ulaşmak için ilk baştan Rabbimizin koyduğu bazı kurallara uyacağımızı prensip olarak benimsediğimizi göstermemiz demektir. Düşünün ki Rabbimiz katında geçerli olmayan bir para birimiyle (haram para) onun bize vereceklerini almaya kalkışıyoruz. Bu resmen Rabbimizle dalga geçmeye çalışmaktır ki Allah (cc) hepimizi böyle bir duruma düşmekten korusun. Sözün kısası, bu birinci şartı yerine getirmek insanın başarılı olmak ve hedefine ulaşmak için çıktığı yolda iyi bir insan olarak yürümeye başlamasına niyet etmesi demektir.
Hacca gidecek insanın tanıdıklarıyla helalleşmesi büyük önem arzeder. Tanıdıklarla helalleşmek birinci maddeyle yakından alakalıdır. Yaptıklarının farkında olduğunu ve bu yüzden özür dilediğini beyan etmek, iyi ve başarılı bir insan olmak adına hayatında yeni bir başlangıç yapmaya niyetlendiğini, bunun içinde yaşadığı toplumdan destek istediğini göstermektir. Ve bu yolda hata işlerse, sapma gösterirse çevresindekilerden kendisini doğru yola iletmesini, uyarmasını beklemektir.
Bunu alışkanlık haline getiren insan, yani çevresindekilerden destek ve gerektiğinde yardım alan kişi içinde yaşadığı toplumla sürekli barışık ve iyi bir örnek olma özelliğini de devam ettirmiş olacaktır. Kazandığı başarıyı yeri geldiği zaman içinde yaşadığı toplumla paylaşmasını bilecektir.
Başarının paylaşılması o kadar önemlidir ki bu yapılmayıp zaferin bir kişiye mal edilmesi o kişinin içinde yaşadığı topluma karşı eninde sonunda firavunlaşmasını yani zulmetmesini kaçınılmaz kılar. Hacca gidecek olan insan, aynı zamanda o toplantıya katılma imkânı bulamayan diğer kardeşlerinin vekilliğini, sözcülüğünü de yapacağından dolayı onlarla helalleşir, gönüllerini ve dualarını alır.
Çünkü hayatında önemli bir değişiklik olacak, o insan hayatın bir safhasından başka bir safhasına geçecektir.
Tabiri caiz ise yeni bir göreve terfi ederek tayin olacak ve mazbatasını almak üzere uzun bir yolculuğa çıkacaktır. Dünyanın her yerinde, bir görevden daha üst bir makama geçen birinin veda töreni düzenlemesi adettendir.
Kafileler halinde yolculuk yapmak iyi kavranmalıdır. Yolculuk ve konaklamanın kafileler halinde yapılması insan haklarına saygılı olmayı, başkalarına karşılıksız yardımda bulunmayı ve başkalarından gelebilecek sıkıntılara katlanmayı öğretir insana. Çünkü hac için yola çıkmadan Taha suresinin 25,26 ve Bakara suresinin 197. Ayetleri okunmuş, hedefe varabilmenin bu şartlara bağlı olduğu çok iyi anlaşılmıştır.
Aynı zamanda, çıkılan bu yolda aynı hedefe ulaşmaya çalışan insanlara karşı bencilce davranmamayı, hedefe yalnızca ben varayım diye düşünmemeyi, o hedefe ulaşmaya çalışan her insanın toplum için bir kazanım olduğunun şuuruna varmayı ve bu yolda ortak hedefe varmak isteyen insanlar arasında yardımlaşmayı öğretmektir.
Mikat yerleri; Hac ya da Umre niyetiyle dışarıdan gelen insanların İhram giymeden geçemeyecekleri sınır bölgesidir. Böyle bir sınırın konulmasıyla bizlere, bir evin, şehrin, hatta bir memleketin emniyetini sağlamanın yollarından birisi öğretilmektedir. Allah-u Teâlâ o bölgeyi “Harem” yani dokunulmaz, emniyetli kılmıştır. Öyle ki o bölgede bırakın insanları taciz etmeyi, oranın bitkilerine, hayvanlarına bile zarar vermek yasaklanmıştır.
Bizim evlerimizin de harem olabilmesi için bir mikatımız olmalı ve her isteyen istediği gibi elini kolunu sallayarak içeriye girememelidir. Tabi buna internet ve televizyonlarda dâhildir.
İhram, Hac ibadetinin resmi üniforması ve kostümü olup iki büyük havludan ibarettir. Özelliği dikişsiz ve özelliksiz olmasıdır. İnsan, ihram giymekle dünyada yaşarken sonradan elde ettiği her tür makam, mevki, rütbe ve şöhret gibi özelliklerini mikatın dışında bırakmış Allah’ın (cc) kendisini yaratırken vermiş olduğu insanlık özelliğini ön plana çıkararak sınırdan içeriye girebileceğini öğrenmiştir.
Mikatta ihram giymek bize hayatta herhangi bir hedefe ulaşmak isteyen insanların da bu özelliğe dikkat ederlerse ancak başarıya ulaşabileceklerini gösterir.
Telbiye, “Lebbeyk Allahümme lebbeyk, lebbeyk’e la şeriyke leke lebbeyk, innelhamde venniğmete leke velmülk, la şeriykelek.” “Buyur Allah’ım buyur, ortağı olmayan Allah’ım buyur (emirlerine hazırım)Şüphesiz her türlü övgüler sanadır ve mülkün (kâinatın) tamamı da senindir. Ve bunların hiç birisinde ortağın yoktur.” Evet, telbiyenin manası kısaca böyledir.
Bunu biraz daha açacak olursak “Ya rabbi! Senin zatının ortağı olmadığı gibi, yapacağım şu işlere de asla başkalarını ortak etmeyeceğim. Hayatımda yapacağım her hayırlı işte başarıyı verenin yalnızca sen olduğunu bilerek, senden başkalarını yüceltmeyeceğim. Mülkün tamamen, yalnızca sana ait olduğunu bilerek, senin dışında hiç kimseye güvenerek hiçbir işe başlamayacağım” anlamı çıkacaktır.
Hacılarımıza hayırlı ve mebrur bir Hacc diliyor, hepinizi âlemlerin Rabbi olan yüce Allaha emanet ediyorum... Hayırla kalın…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.