Türkler ve Kürtler... Ateşe benzin dökmek!..
Ankara’nın Aşağı Eğlence semtinde bir grup “liseli” genç gördüm...
“Şehitler ölmez vatan bölünmez!” sloganı atarak bulunduğum alana doğru geliyorlardı.
Beş on kadarı kuruyemişçiye girdi, çıkışta ellerinde sigara paketleri vardı.
Yanlarına yaklaştım.
“Çok sayıda şehit verdiğimiz böylesine acı bir günde, bir görevi yerine getirdiklerini” söylüyorlardı. Bu tür plansız programsız yürüyüşlerin “tehlikeli” olabileceğini anlatmaya çalıştım kendilerine...
“Hepimizin yüreği yanıyor ama” dedim...
“Sapığın, Ergenekoncunun biri üzerinize ateş açsa ya da bir şey fırlatsa... Allah muhafaza, sizleri kaybetsek... Bize düşen görev de buralardan slogan atarak geçmek mi olur?!!”
Bazıları hak verdi... Biri, söylediklerimden “hoşlanmadığını” gayet sert bir ifadeyle belli etti:
“Ne yani Kürtlerden mi korkacağız!..”
“Hayır” dedim; “Türkiye’nin özgürleşmesini istemeyenlerden korkacaksınız!..”
¥
Elimin altında duran üç aylık ve de “sapık” dergi “Kurtuluş Savaşı’nda tek bir Kürt yoktu!.. Kürtler o savaşta bizi arkadan vurdu” iddiasını dillendirmekte... Kışkırtıcı yayınlar, söylemler, Ankara’nın Aşağı Eğlence semtindeki bir “Lise” öğrencisinin dudağından “Ne yani Kürtlerden mi korkacağız!” cümlesinin dökülmesine yol açabiliyor.
O çocuğa, meselenin “Kürt” veya “Türk” sorunu olmadığını, Yüce Allah’ın insanları kavimlerine göre kıymetlendirmediğini, üstelik kimsenin de kavmini seçmediğini anlatmaya çalıştım.
Ve galiba, anlatmayı da başardım.
Taze beyinler böyle bir iki dokunuşla kendisini bulmaya müsait de, “büyükleri” ne yapacağız...
İşte... Bayağı sıkıldığım bir an, “Beypazarı”na uzanmaya karar verdim.
Bak şu yaşadığıma: Belediye Başkanı Cengiz Özalp ile sohbet ediyoruz...
Bir grup vatandaş geliyor yanımıza...
Diyor ki biri, “Şu Kürtleri de yazsana!..”
“Hayrola?”
Mesele şu: Bilen bilir, Beypazarı havucun kaynağıdır, en çok ve en iyi havucu Beypazarı üretiyor.
Tabii, üretmek için de bolca adam tutmak icap ediyor... Beypazarı, gençlerinin pek rağbet etmediği yerlerden, iş kapısı bol aslında ama nedense Ankara’ya, İstanbul’a kaçıyor Beypazarı’nın gençleri...
Böyle olunca da havuç tarlalarında “dışarıdan işçi” istihdam etmek gerekiyor...
Dışarıdan da ağırlıklı olarak Kürtler geliyor...
Beypazarı’nın işi sürekli; işsizlik yok, beklemek yok, yevmiye iyi, Kürtlerin aileleri de genellikle kalabalık... Arz talep meselesi; birinin ürünü, diğerinin de iş gücü var...
Peki şikayet neden?..
Demekte ki tarla sahibi vatandaşlar:
“Bu Kürtler, seninle anlaşana kadar iyi... Anlaştıktan sonra tarla elinden gitti belle!.. Bunların birer ağaları var... Bu ağalar tövbe çalışmazlar, altlarında dört çarpı dörtler, diğerlerinin kazandıklarından aldıkları ‘kalınca’ dilimlerle kral hayatı yaşarlar!... Bizler de, onların ellerinde... İki havucun biri sepete, biri çöpe!..”
¥
Sayın Başkan, konuya hiç müdahil olmadı...
Ben de “Anlatılanlar doğru mu değil mi?” diye sormadım...
Oradaki kardeşlerime dedim ki sadece: “Onlar yanlış yapıyorlarsa bu Kürtlüklerinden değil... Ve unutmayın ki, doğup büyüdükleri yerlere sahip çıkmayan Beypazarlı gençleriniz de Kürt değil!.”
Bu işin Kürt’ü, Türk’ü yok...
Kastamonulu bir Türk olarak, tarihime insem ve bir “Kürt Büyüğü” ile karşılaşsam, bu bende neyi eksiltir ya da neyi artırır?..
Türkiye’nin aydınlık yarınları için “Sivil Anayasa”nın hazırlanmakta olduğu şu günlerde, tam da “eşik aşılacakken” birileri tezgah üstüne tezgah kuruyor...
Ülke TV’de “Ergenekon-PKK” işbirliği üzerine uzun uzun konuşunca....
Sunucu hanım, “Son PKK katliamını Ergenekon’un yaptığını söylüyorsunuz yanlış anlamadıysam” dedi...
Hayır, tam olarak onu söylemedim...
Ergenekon denilen, üzüm salkımı misali birbirinden habersiz unsurların “sapa” doğru gittiği bir yapı.
Üzüm tanesi pozisyonundakilerin, farkında olarak ya da olmayarak katıldıkları yapının tek hedefi var:
“Vesayet sistemini devam ettirmek...Gücün milletin eline geçmesini engellemek!..”
“Sivilleşmeden” yana olan “Kürtler” ve “Türkler”, ortak düşmanları...
¥
Akıl ve sağduyu...
Bunları kaybetmeyelim, tamamdır bu iş!..
Özellikle bugünlerde çok daha fazla dikkat;
“Ergenekon-PKK yapılanması” ne istiyorsa, tersini yapalım!..