Akıl iptal olmasın
Türkiye ile İspanya, terörle başı dertte olma noktasında benzerlikler gösteren iki ülke. Türkiye ile İspanya ya da başka bir ülkede yaşanan terör hadiselerinin tıpa tıp aynısı olduğu elbette söylenemez, ama ortak noktaların varlığı da inkâr edilemez. Tam da Türkiye’nin terörle mücadelesinin yoğunlaştığı bu günlerde, İspanya’nın başını ağrıtan ETA örgütünün silâh bırakma kararı aldığı duyuldu.
Dünyanın hangi noktasında olursa olsun, bir terör örgütünün silâh bırakmış olması dünya için de Türkiye için de ‘iyi’ bir haberdir. İnşallah İspanya’da olduğu gibi Türkiye’deki silâhlı terör örgütü de günün birinde silâh bırakır. Bugün için çok uzak bir ihtimal gibi görünse de, dünyanın hal ve gidişi işin o naktaya ulaşacağını akla getiriyor.
ETA, “Bask Vatanı ve Özgürlük” ifadesinin Baskça kısaltmasının baş harflerini ifade ediyor. (Baskça: Euskadi Ta Askatasuna). İspanya ve Fransa sınırları içinde yaşayan Bask kökenli topluluğa ait bağımsız bir devlet kurma amacı güden Marksist-Leninist bir örgüttü ve 1959’da kurulmuştu. İspanya’nın yanı sıra Avrupa Birliği ve ABD tarafından da terör örgütleri listesine alınan bu kuruluş, 20 Ekim 2011’de silâhlı mücadeleye son verdiklerini açıklamış. (www.wikipedia.org.)
ETA’nın silâhlı faaliyetlerini bırakması üzerine bir açıklama yapan İspanya Başbakanı Jose Luis Rodriguez Zapatero, ‘’Bu, demokrasinin, yasaların ve aklın bir başarısı. Bu son, bütün siyasî partilerin birlik olmasının bir neticesidir. Hukuk devleti, birlikte yaşamanın tek modeli olarak üstün geldi. Bu başarı, İspanyol toplumunun kararlılığı ve ılımlı yaklaşımı sayesinde gerçekleşebildi’’ demiş. (AA, 20 Ekim 2011)
Teröre karşı kararlı, ama aynı zamanda sabırlı olmak işin en zor yanıdır. Anlaşılan İspanya bunu başarmış ve terör örgütünü silâh bırakmaya mecbur etmiş. İspanya Başbakanı bu durumu açıklarken, ‘’Bu, demokrasinin, yasaların ve aklın bir başarısı” demesi de manidar. “Ben yaptım, ben ettim” demiş olsaydı muhtemelen kabul görmeyecekti.
Ülkemizin de gerek İspanya ve gerekse benzer şekilde terörle mücadele eden diğer ülkelerden örnek alması gerekir. Atılması muhtemel bir yanlış adımın çok canlara mal olacağı bilinmeli ve bin düşünüp bir adım atılmalı. En tehlikeli olan da, ‘aklın’ iptal olması ve devre dışı kalmasıdır. Nasıl ki ‘zehirli bal’ son tahlilde insanı zehirler ve belki de ölmesine sebep olur. Aynı şekilde ‘öfke’ ile kalkan çoğu zaman zararla oturur. O halde teröre karşı atılacak adımlar ve alınacak kararlar öfke ile ve aklın iptal edilmiş haliyle değil; gayet uyanık olarak, sabırla ve ama kararlılıkla alınmalıdır.
“Akl-ı selim” ile alınan ve alınacak olan kararlar başlangıçta geniş kitlelerce tatmin edici bulunmayabilir, ama terörün kesin olarak sona ermesi için ‘doğru adım’da sabır ve sebat etmek gerekir. Zararla oturmamak için ‘öfke’ ile kalkmamaya dikkat gerekir.
Medyaya yansıyan haberlere ve yorumlara bakıldığında ‘öfke’nin öne çekilmeye çalışıldığı akla geliyor. Öfke tuzağı, en az terör tuzağı kadar tehlikelidir. “Deli”ce iş yapmak, hiç kimseye bir şey kazandırmaz.
Şunu da unutmayalım ki son tahlilde zalimler, gasıplar ve ‘katil’ler kaybetmeye mahkûmdur. Çünkü, ‘küfür’ devam etse de ‘zulüm’ devam etmez. Kanlı törer örgütünün yaptığı da “Müslüman millet”imize apaçık bir zulüm değil midir?
Terörü sona erdirmek için “aklı iptal” eden adımlardan uzak duralım ve İspanya örneğinden istifade edelim...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.