İtirazlar yükselirse törer biter
Terörün olabildiğince yaygınlaşıp kök salması biraz da ‘Benim teröristim iyidir’ anlayışına bağlı. Başlangıçta teröristlere itiraz etmeyen ya da edemeyenlerin, ‘terör sokağı’nın çıkmaz sokak olduğunun farkına varması ve itiraz seslerini yükseltmesi inşaallah terörün kökünü kurutacak.
Hakkâri’deki kanlı terör saldırısından sonra, terör örgütüne itiraz edenler ve “Benim için ölme ve öldürme” diyenler çoğaldı. Başta ‘sanal âlem’ olmak üzere hemen her yerde bu yönde itirazlar yükseliyor. Kürt iş adamları da bir araya gelerek açıklama yapmış ve imza kampanyası da başlatmışlar. Buna göre toplanacak 1 milyon imza, ‘terör merkezi’ne ulaştırılacak ve bu işe bir çözüm bulunması talep edilecek.
Hem Kürtçe hem de Türkçe, “Bizim için de öldürme” diyerek tepkilerini dile getiren iş adamları, Kürt toplumu adına yapıldığı iddia edilen eylemleri kabul etmediklerini ifade etmiş. Platform adına açıklama yapan bir iş adamı, “Hiçbir şey yokmuş gibi işimize gücümüze bakamazdık. Bu olayların arkasında uluslar arası terör siyaseti olduğuna inanıyoruz. Biz Kürtler olarak bu oyuna gelmek istemiyoruz” demiş.
Sadece iş adamlarından değil, toplumun her kesiminden ‘kanlı terör’e itirazlar yükseliyor. Mersin’de Emniyet Müdürlüğünü ziyaret eden çocuklardan biri, ‘büyük’ konuşmuş. “Ben Kürt’üm. Türkleri sevmeyecek miyim?” diye soran minik Zeynep şöyle demiş: “Ben belki Kürt olmayı istemedim. Allah istedi benim Kürt olmamı. Ben dünyaya Kürt olarak geldim. Kürt olarak da gideceğim. Ama taş atan eylemlere katılan değil, okuyan bir Kürt olacağım. Ben Kürt’üm, Türk’ü sevmeyecek miyim? Hayır o da insan değil mi? Onun da iki gözü yok mu? Benim de iki gözüm var.” (Haber Türk, 22 Ekim 2011)
Diyarbakır Belediye Başkanı da “Eğer bu sorunu mutlaka birilerinin ölmesi çözecek ise ben hazırım” demiş. Bu beyanlar çoğalır ve PKK’ya bilhassa Güneydoğu’dan itirazlar yükselirse uzun dönemde terör azalır ve sönmeye yüz tutar. Zaten bazı ‘Kürt aydınları’ da benzer açıklamalar yapıyor. “Solun önemli isimlerinden Kürt aydını” olarak tanıtılan İhsan Aksoy, “Şiddet, çağdaşlıkla bağdaşmaz. Kürt halkını terörize eder ve sakatlar. Demokrasi ve özgürlük ortamı, şiddet yanlılarının işine gelmez. Bu kez çok yanlış bir ata oynadılar ve kaybettiler. PKK bütün Kürtleri, örneğin beni temsil etmiyor. Bir kişi onlar için önemsiz olabilir, ama benim gibi binlerce Kürt var” demiş. (Akşam, 22 Ekim 2011)
“Demokrasi ve özgürlük ortamı, şiddet yanlılarının işine gelmez” tesbiti de önemli. Gerçekten de Türkiye ne zaman ki demokrasi ve hürriyetler noktasında bir adım atmak istese, hemen terör hadiseleri alevleniyor. Geriye doğru baktığımızda da benzer ‘oyun’ları görmüyor muyuz? Darbelerin de Türkiye’nin ‘uçuşa geçme vakti’nde olması, ülkemizi 20 yıl, 30 yıl ve hatta 50 yıl ‘geri’ye götürmesi her halde tesadüf değil...
PKK terörü en başta güya haklarını korumaya çalıştığı Güneydoğu’da yaşayanları mağdur etmiyor mu? Terör dolayısıyla tetiklenen göç, eğitimin aksaması ve fakirlik, orada yaşayanları derinden yaralamıyor mu? Terörün sadece bölgedeki ‘hayvancılığa’ verdiği zarar milyarlarca dolar ile ifade edilmiyor mu? Bu zararlar olmasa, orada yaşayanlar daha rahat ve huzurlu bir hayat sürmeyecek miydi?
Terörün sona ermesi, haklı ve ciddî itirazların yüksek sesle dile getirilmesiyle olacak inşaallah...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.