Anayasa Mahkemesi'nin ikinci kez intiharı...
Kararın böyle çıkacağı davanın açıldığı andan itibaren belliydi. çünkü herkes biliyordu ki, bu davayı açanlar kararın böyle çıkacağını biliyordu. Hatta kararın 9'a 2 çıkacağını da biliyordu. Bilmiyorum deyip, Anayasa Mahkemesi'nin bu yapısından sürpriz biçimde özgürlükleri genişletici bir karar bekleyenler kusura bakmasınlar ama oldukça "saf" hatta "saftirik" olmalılar.
Şimdi aynı şey AK Parti'nin kapatılma davasında da söz konusu.
diye kimse kendisini kandırmasın.
"AK Parti kapatılmayacak"
Değil kapatmak anasını bile ağlatırlar!
Bir kere hukuktan sapılmaya görsün.
Bir kere hukukun yerine guguk konulmaya görsün.
Bir kere hukuk ile darbe yapılmaya karar verilmeye görsün.
Ondan sonra ortada ne hukuk kalır, ne de hukukun gölgesi.
Madem hukuksuzluk temel hukuk olmuştur, kapatın Türkiye'yi gitsin. ülkeden son çıkan da ışıkları söndürsün.
Hukuksuzluğun bu kadarı ancak darbe ortamlarında mümkün olabilir.
Türkiye bir darbe dönemi daha yaşıyor. Bu darbenin ilk yaptığı iş ise hukuku idam etmek oldu.
Kurt kuzuyu yemeye karar vermiş bir kere.
Nasıl bir demokrasi bu Allah aşkına?
Pseudo-democrasy bu...
Ne, o da ne?
Yalancıktan demokrasi... Şeklen var, aslen yok.
Bu seküler fundamentalisleri kim durduracak.
Ne olacak Türkiye'nin hali
Türkiye böyle büyümez, böyle dünya devletleri arasındaki yerini alamaz ki!
Bu kimin umurunda canım!
Ama bir gerçek var, hukuka ve dünyaya kafa tutacaksınız, dünya sizi yaşatacak!
Artık yol ayrımına gelinmiştir.
Türkiye bu hukuksuzlukla devam edemez.
Anayasa Mahkemesi hukuku ikinci defa ciddi biçimde katlederek kendisi de intihar etmiştir.
Bundan sonra ülkeyi ruhu ölmüş Anayasa Mahkemesi yönetsin. Anayasal düzenlemeleri gerçekleştirip CHP'yi iş başına getirsin. Diğer bütün partileri kapatalım gitsin.
CHP yine tek parti olsun.
Bir daha seçim yapmayalım.
TBMM'ye gerek yok. ülkeyi 11 yargıç 9'a 2 yönetsin.
Sacit Adalı ve Haşim Kılıç da muhalefet görevini yerine getirsin.
Eeee....
Artık Başbakan uyumayı bırakıp bir şeyler yapsın yani...