İsyan Etsek Ne Yazar?
Buraya kadar musibetin nasıl karşılanacağını ve bundan alınacak maddi manevi mükafatları yazdık. Geriye bir husus kaldı. Bugün de onu yazalım inşallah.
Nedir bu husus mu?
Diyelim ki, bir musibetin Müslümanca nasıl karşılanacağını ve bundan alınacak maddi manevi mükafatları, dersler ve ibretleri hiç hesaba katmadık, hiç takmadık din ve ahlakın kurallarını ve Allahın takdirine isyan ettik, yakışıksız sözler söyledik, işler eyledik, peki ne geçer elimize?
Ne geçer acımızı artıran kahırdan başka isyan?
Ne geçer elimize isyanla azabın katlanmasından başka, umut kapılarımızı kapamaktan başka? Zira, hem eldeki gitti, hem de sabredene daha hayırlısının verileceği müjdesini de kaçırdık. (Müslimden Riyazus Salihin , II. 281)
Bakınız bunlar hakkında Rabbimiz ne buyuruyorlar:
Varlığım kendi varlığına şahitlik eder ki, benden başka hiçbir ilah yoktu. Eşsiz olduğum gibi, mülkümde de ortağım yoktur. Muhammed (a.s.) kulumdur ve Resulümdür. O halde kim benim hükmüme razı olmaz, verdiğim belaya sabretmez, nimetlerime şükretmez ve verdiklerimle kanaat etmezse, nimetlerime başka bir yaratıcı arasın. Dünya için üzüntülü olarak sabahlayan kimse, benden kaçar gibi sabahlamıştır. Kim kendisine inen bir musibeti şikayet ederse, gerçekten beni şikayet etmiş olur. Bir zengine de zenginliği için hürmet edenden dininin üçte ikisi gider. (A.Fikri Yavuz, Kırk Kudsi Hadis, s.19.)
Görüldüğü gibi musibete üst baş yırtarak feryat etmek, saç baş yolarak ağlayıp sızlamak, yersiz sözlerle inlemek, sızlanmak ve şikayetlenmek, (yani Allahı kullarına şikayet etmek), kahırlı konuşmak, Allaha baş kaldırmak ve kafa tutmak gibi bir şeydir. Bu feryadın musibete bir faydası yoktur, belki sabırla gelecek o güzelim sevapları da yok edeceği için kendisi başlı başına bir musibettir. Şimdi bilmem ki hangisine yanmalı, ağlamalı? Musibet bir iken çirkince yapılan feryat ve şikayetle iki oldu. Hem ayıp değil mi, kimi kime şikayet ediyoruz ki?
Bu konuda yazılmış nice güzel şiirler, yaşanmış ve tabakat kitaplarını süslemiş nice menkıbeler, hayat hikayeleri, nice tarihi olaylar var ki, insanı zevkten ağlatır. Amma, söz uzamasın diye kalemi tutar, ancak bir beyit yazarız.
Cana cefa, ya vefa senden, o hem hoş, hem bu hoş
Ya dert gönder, ya deva senden, o hem hoş, hem bu hoş