Yirmi Bin Yerde Yangın Çıkacakmış
İSTANBULDA'da büyük bir alış veriş merkezinde yangın çıktı, çeşitli yerlerden gelen itfaiye ekiplerinin çalışmalarıyla beş saatte zor söndürüldü. Bir yangın beş saat...
Bayramın birinci günü bir telefon geldi: Evde misiniz?.. Evdeyim, buyurun... Yarım saate kadar sizde olurum... Yarım saat geçti, bir saat geçti, bir buçuk saat geçti gelmedi. İki saat sonra geldi. Meğerse birinci köprüde bir trafik kazası dolayısıyla büyük bir trafik sıkışıklığı olmuş... Bir tek kazanın sıkışıklığı...
Bayramdan önceki perşembe günü ikindiden sonra İstanbul trafiği kilitlenmiş, on kilometrelik kuyruklar olmuş, sürücüler çıldıracak hale gelmiş...
Uzmanlar haber veriyor:
Büyük bir zelzelede İstanbul'da yirmi bin yerde yangın çıkacakmış.
Depremzedeler için çadır kurmak için ayrılan alanların yarısına birkaç yıl içinde gökdelenler, binalar yapılmış.
Şiddetli bir depremde yıkılacağı ve içindekilere mezar olacağı bilenen yüz binlerce binada vatandaşlarımız oturmaya devam ediyor.
Böyle binalarda oturanların Hükümet ve Belediye tarafından uyarılması gerekmez mi?
Böyle binaların yıkımına hemen başlanılması gerekmez mi?
Büyük bir depremden sonra evsiz kalan milyonlarca halk için hangi mekanlarda çadır kurulacaktır?
Yeterli miktarda çadır bulunabilecek midir?
Milyonlarca afetzede ne yiyip içecektir?
Felaket kışın olursa bunlar nasıl ısınacaktır?
Bu kadar insanın tuvalet ihtiyacı nasıl karşılanacaktır.
Yaralılar nasıl tedavi edilecektir?
Ulaşım nasıl sağlanacaktır?
Yağmacılarla nasıl baş edilecektir?
Senaryo: Dost bir devlet "yardım için" dehşetli donanmasını 20 bin askeriyle gönderdi diyelim. Bunların Marmara bölgesini işgaline karşı ne yapacağız?
Van zelzelesinin yaralarını şöyle böyle sardık... Dev İstanbul'da bir felaket olursa yaraları sarabilecek imkanımız ve gücümüz var mıdır?
* (İkinci yazı)
Kurban Bayramı Namazı
KURBAN bayramı namazını Kasımpaşa Piyale Paşa Camii'nde kılmak için otomobille yola çıktık. Sultanahmet Camii'nin önündeki yol kesilmiş etraf polis kaynıyor, kuş uçurtulmuyor. Geri döndük, sahil yolundan gideceğiz.
Sirkeci'de araba vapuru iskelesi civarında kırmızı ışıkta beklerken siyah otomobillerden oluşan bir kafile geçti. Başbakan Sultanahmet Camii'nde namaz kılmaya gidiyormuş. Allah kabul etsin.
Piyale Paşa Camii'nin etrafı otomobil dolu. Zar zor park edecek bir yer bulduk.
Caminin bahçesinde sigara içenler var, izmaritleri yere atıyorlar. Böyle kutsal bir mekanda sigara içilmemesi gerekir. Bizde Singapur'daki nizam ve intizam olsa, içirtmezler, içenden bin lira ceza alırlar.
Namazı caminin revakları altında hasırlar üzerinde kıldık.
Bayramın birinci günü kahvaltı salonları kapalı olur diyerek kahvaltıyı evde yaptık.
Bu bayramda kurban kesmesi gereken Müslümanların bir kısmı kesti. Cenab-ı Hak bu ibadetlerini kabul buyursun.
Birkaç yıldan beri "Kurban kesmeyiniz, parasını hayır kurumlarına veriniz" propagandası yapılıyor. Çok yanlış... Orta büyüklükte koyunun parası olan 500 lirayı bir derneğe verse de kurban ibadetini yerine getirmiş olmaz.
Bursalı İsmail Hakkı hazretleri, kurban konusunda çok nasihat eder. Bir ülke Müslümanları bu ibadeti terk ederlerse, yahut kesmesi gerekenlerin bir kısmı keser, bir kısmı kesmezse kötü şeyler olur.
Bir kısım dinsiz kurban kesimini vahşet olarak görüyor. Riyakârlar!.. Kasaplardan, marketlerden aldıkları etleri düşünmüyorlar?
Bu yıl yine bir kısım görgüsüz ve merhametsizler kurban edilecek hayvanlara eziyet ettiler.
Hayvanlara eziyet etmek, onları itip kakmak, tekmelemek, kör bıçakla kesmek zulümdür, haramdır, büyük günahtır.
Kurbanların, gözleri bağlanarak keskin bıçakla acı vermeyecek şekilde kesilmesi gerekir.
Kesilmeden önce su içirilir, bir tutam ot verilirse iyi bir iş yapılmış olur.
Başlığını okudum, haberin metnine bakmadım. Beceriksiz bir kasap hayvan keserken ölmüş. Allah rahmet eylesin.
Müslüman bir toplumun halini anlamak için birtakım ölçü ve kıstaslar vardır.
"Kurban nasıl kesiliyor?" bunlardan biridir.
Bu ölçülerin başında namaz gelir.
Namazı terk eden ve şehvetlerine uyan Müslüman bir toplum iflah olmaz.
Riba da bu ölçülerden biridir. Müslüman bir toplum gırtlağına kadar ribaya/faize batmışsa onun durumu çok kötüdür. Onu hızlı trenler, otoyollar, barajlar kurtarmaz.
Kurban ihlasla, Allah rızası için kesilmelidir.
Görmemişin biri boynuzları lüle lüle tüyleri kınalı harika bir koç almış. Bin beş yüz papel vermiş... Etrafına kasıla kasıla "Şu koçuma bakınız... Benim kurbanım gibi pahalı ve lüks kurban var mı?.. Heh heh heh..." diye caka satarsa yazık ona, vah ona.
Cenab-ı Hak Ümmet-i Muhammed'in kurbanlarını kabul buyursun, halkımızı ve ülkemizi belalardan korusun.
Irak'ta birkaç Amerikalı asker kurbanlık bir koyunu sopalarla vura vura feci şekilde öldürmüş. Bu kurbanın ahı ve vebali bütün Amerikanın üzerine çeşitli afetler ve felaketler olarak dönecektir.