Batıcılık Bozgunculuğu 1
Batıcılık, Osmanlı Devletini kurtarmak ve modernleştirmek amacıyla Tanzimat'tan sonra ortaya çıkan fikir akımlarından biridir. Batıcılık fikrinin temelinde Tanzimat dönemindeki ve daha önceki ıslahat hareketleri yatar. I. Meşrutiyet, Batılılaşma hareketlerinde bir dönüm noktasını teşkil eder.
Batıcılara göre Osmanlı Devleti'nin en büyük problemi Batılı olmamaktan kaynaklanmaktadır. Dolayısıyla tek kurtuluş yolu vardır, o da bu yüzyılın fikir ve ihtiyaçlarına cevap verecek medenî bir devlet ve millet halini almaktır. Yani ilmî manasıyla "Garplılaşmaktır", zira "nur oradadır. Ona gitmek mecburidir. Çünkü ona karşı çıkacak ikinci bir medeniyet yoktur.
Batıcılık düşüncesini benimseyen insanlar kendi aralarında da tam bir uyum göstermemişlerdir. Çünkü batılılaşmayı isteyen iki grup vardır ve bu iki grup karşı fikirdedirler. Birinci grubun lideri Abdullah Cevdettir ve batının bir gül olduğunu ve bu gülü dikenleriyle benimsememiz gerektiğini savunur. İkinci grup ise Celal Nuri ve arkadaşlarıdır. Celal Nurinin Batı düşüncesi ise batının sadece ilmini, teknolojisini almamızın yeterliliğini, Osmanlı Devleti hakkında düşmanca duygular besleyen Batıya, kültürel açıdan karşı çıkmamızın gerektiğini" savunur.
Batıcılara göre Osmanlı Devleti'nin en önemli sorunu Batılı olamamaktan kaynaklanmaktadır. Tek kurtuluş yolu çağın fikir ve ihtiyaçlarına uygun medeni bir devlet ve millet haline gelmek, yani Batılılaşmaktır. Işık kaynağı Batı'dır, ona gitmek şarttır. (Bkz. http://tr.wikipedia.org/wiki/Bat%C4%B1c%C4%B1l%C4%B1k)
Sonuçta Batıcılar, İslam hukuk ve medeniyetinden koparak, Batı'nın sosyal, siyasi ve ekonomik ve felsefi fikirlerine uygun bir devlet oluşturulması gerektiği düşüncesindedir. Hatta bir kısım Batıcılara göre Batı'nın her yönüyle, yani kılık kıyafetten tutun da, içki, kumar, dans, balo, sosyal ilişkiler vs. benimsenmesi gerektiğini belirtirler. Bu bir yaşama biçimidir. Batıcılara göre; Batılılaşmak, yani Avrupa devletlerine benzemek kaçınılmazdır. İslamiyet ve batıl inançlar kalkınmaya engel oluşturmaktadır.
Bizim açımızdan bu bir küfür ve irtidat, yani dinden dönmedir ve asla tasvip edilemez. Bu milletimizin intiharı demektir. Tanzimat döneminden sonra bu durumu gören o zamanki Müslümanlar da zaten yapılan işin adını açıkça koymuşlardır: Gavurlaşma. Onlara göre tanzimat, gavurla Müslümanın karıştığı ve gavura gavur demenin yasak olduğu bir devirdir.
Bunu biraz açalım isterseniz. Ama söz uzadı, gelecek yazıda inşallah.