M. Şevket Eygi

M. Şevket Eygi

Müslümanların Dikkatlerine

Müslümanların Dikkatlerine

Aşağıdaki şartlar gerçekleşmeden Müslümanca kurtuluş ve hürleşme olmaz; zillet, esaret ve zebunluk sürer durur.

Bunların birincisi itikadın tashihidir, yani Kur'ana ve Sünnete uygun doğru bir inanç.

İkincisi Beş vakit namazın (erkekler tarafından) cemaatle ve dosdoğru şekilde kılınması.

Üçüncüsü: Bütün Müslümanların Ümmet birliği içinde toplanmaları.

Dördüncüsü: Ümmetin Kur'ana, Sünnete uygun şekilde ehliyetli bir İmam (önder) seçip ona biat ve itaat etmesi.

Beşincisi: Müslümanların bedevî kültür ve zihniyetten kurtulup şehrî, medenî, yüksek, Kur'anî ve Nebevî kültür zihniyete sahip olmaları.

Altıncısı: Din sömürüsüne, her türlü gulûle, arivizme, cemaat ve hizip asabiyetine, plansızlığa ve programsızlığa, din ticareti yapılmasına, şarlatanlığa, fetişizme, bazı ruhbanların erbab haline getirilmesine son verilmesi.

Yedincisi: Dinî konularda icazetli ulema ve fukahaya tâbi olunması.

Sekizincisi: Kur'an ve Sünnet ahlakının Müslüman topluma hakim olması.

Dokuzuncusu: İşlerin Müslüman bilge ve âqil kişilere danışılarak yapılması, bunun için akıl ve bilgelik ehliyetine sahip kişilerden oluşan bir Şûra-i Ümmet kurulması.

Onuncusu: Dinî ihtilaflarda cumhur-i ulema yolunda ve Sevad-ı Âzam dairesi içinde olunması, bid'atlerden kaçınılması.

On birincisi: Ümmetin en akıllı, en zeki, en firasetli, en istidatlı, en kabiliyetli çocuklarının öğretmen ve subay yetiştirilmesi.

On ikincisi: İslam medyasının çağdaş medyadan daha vasıflı, daha üstür, daha güçlü olması.

* (İkinci yazı)
AB'de Çatırdıyor, Türkiye Üyelikte Israrlı

Avrupa Birliği'nde sarsıntılar, çatırtılar, iflaslar oluyor. İzlanda'nın iflası, ülke küçük olduğu için fazla gürültü çıkartmadı. Yunanistan'ın iflası büyük telaşa ve öfkeye sebep oldu. Şimdi sırada İtalya var. Portekiz'in de durumu iyi değilmiş.

Avrupa'daki en güvenli, en zengin ve istikrarlı iki ülke İsviçre ile Norveç. İkisi de AB'ye üye değil.

Türkiye uzun yıllardan beri AB üyesi olmak için ısrarlı şekilde çırpınıyor.

Yunanistan birliğe üye olmasaydı, belki bugün daha iyi durumda olacaktı.

Girit seyahatimde çarşıdaki küçük bir dükkan sahibi ile konuşmuştum. Halinden çok şikayetçi idi. Ülkemin AB üyesi olması küçük esnafı yıktı diyordu.

AB üyeliği ile birlikte pahalılığın da gelmesi kaçınılmazdır.

Türkiye AB üyesi olmadan kendi ayakları üzerinde duramaz mı?

Elbette durabilir.

İsviçre, Norveç gibi durabilir.

AB'ye üye olursak ne olur? İki şey olabilir.

Birincisi: AB büsbütün krize girip çökebilir.

On beş milyon Türkün AB'ye göç ettiğini düşünelim.

İkincisi: Türkiye parçalanabilir.

AB üyesi devletlerin çoğu ülkemizin parçalanmasını istiyor. Ancak bir dilemma karşısındalar: Türkleri alırsak Türkiye parçalanır, biz de muradımıza ereriz. Lakin, Türkiye bizim de birliğimizi sarsıp yıkabilir.

Türkiye AB'ye girerse ne olur?

Daha girmeden Ceza Kanunu'dan zina suçu çıkarıldı.

Avrupa'da Yahudi-Hıristiyan kültürü hakimdir.

Bunun da ötesinde Avrupa, başta Fransa olmak üzere hızla dinden uzaklaşmakta, sekülerleşmekte, hattâ ateizme kaymaktadır.

Modern Avrupa'da iffet gibi kavram ve değerler büyük erozyona uğramıştır.

Avrupa bundan yüz sene önceki Avrupa değildir.

Eski erdemlerin pabucu dama atılmıştır.

Cinsel ahlak bakımından eski Sodom Gomore'yi geride bırakmıştır.

Türkiye ahlak bakımından çok bozuldu ama yine de AB'deki ahlaksızlığı kaldırmaz.


* (Üçüncü yazı)
Kültür Yetersizliği

Halkımızın çok büyük bir kısmının kültürü, zihniyeti, almış olduğu eğitim çok yetersizdir. Bu büyük kısım içinde üniversite mezunları da vardır. Dünya nereye gidiyor?.. Türkiye nereye gidiyor?.. Gidiş iyi midir, kötü müdür, çok kötü müdür?.. Olayların iç yüzü nedir? Gördüklerimiz sebep midir, netice midir?.. Evet halkın çok büyük kısmının bunları öğrenmesi, anlaması, bilmesi çok zordur.

Eğitimimiz yeni nesillere doğru düşünmek, doğru ile yanlışı birbirinden ayırt etmek, muhakeme etmek, hadiseleri bütünüyle görmek, geniş ufuklu olmak, olup bitenlere bilgelik gözlüğüyle bakmak gibi yetenekler kazandıramıyor.

Uzun yıllar boyunca resmî ideoloji eğitimi bol sayıda robotlar, zombiler, peşin fikirliler, beyni yıkanmışlar yetiştirmiştir. (Böyle olmayanlar üzerlerine alınmasın...)

Halkın çok büyük kısmı, yararına ve zararına olan şeyleri ayırt edemiyor.

Halkın yazılı, edebî, zengin Türkçesi çok yetersizdir, hattâ yoktur. Üç yüz kelimelik sokak, çarşı pazar, günlük iletişim Türkçesiyle zaten doğru ve geniş ufuklu ve mantıklı düşünmenin imkanı yoktur.

Halkın hafızası çok yetersizdir.

Halkın dikkati çok azdır.

Halkın büyük kısmı sersemletilmiştir, uyuşturulmuştur.

Dünyanın en akıllı çocuklarını bizim sözde millî eğitimimizin pençesine veriniz, kısa zamanda geri zekalı olurlar.

Atalarının mezar taşlarındaki Türkçe yazıları okuyamayan nesiller yetiştirdik.

Çalıkuşu romanının 1928'den önceki baskılarını okuyamıyoruz.

Liselerinde doğru dürüst mantık okutulmayan bir ülkede yaşıyoruz.

Beyinlerimiz peşin fikirlerle doldurulmuş ve dumura uğratılmış.

İslam medreseleri kapatılmış, tarikat tekkeleri kapatılmış. Ağır baskıların altında ezilmiş ve sindirilmiş Sünnî Müslüman çoğunluğun durumu parlak değil.

Fikir ve kültür eserleri çeşitli dünya ülkelerinde, çeşitli dillere (oralardaki yayınevleri tarafından) çevrilmiş kaç düşünürümüz var?

Halkın büyük kısmı sloganlarla, klişelerle düşünebiliyor.

Büyük medya bir ülkenin halini gösteren aynadır. Bizim medya aynamıza bakınız.

Geçmişimizi bilmiyoruz, halimizin ne olduğunu bilmiyoruz, geleceğimizin ne olacağını tahmin ve tahayyül edemiyoruz.

Doğru düşünceler ve inançlar hangileridir?

İyi İşler, ameller, aksiyonlar; eylemler hangileridir.

En fazla güzellik konusunda bocalıyoruz. Ülke çirkinlikler meşheri haline geldi.

Okullarımızdaki, bilhassa liselerimizde okutulan sosyal konulara ait ders kitaplarına bakınız. Bir de medenî ülkelerin mekteplerindeki ders kitaplarına. Bizdeki kültür ve eğitim sefaletini hemen anlarsınız.

Bizde sözde mecburî din dersi okutuluyor. Siz hiç din dersi kitaplarına baktınız mı? Tam bir aldatmaca...

Bendeniz halkımıza geri zekalı ve aptal demiyorum. Bizim halkımızın aklı ve zekâsı yeterlidir ama resmî ideoloji, ideolojik eğitim, vesayet sistemi zeka ve aklımızı körletmiştir.

Bilgimiz ve kültürümüz yeterli değildir.

Ahlak ve karakterimiz yeterli değildir.

Güzellik ve estetik boyutumuz yeterli değildir.

Bunlar yeterli olsaydı, Türkiyenin uluslararası temizlik ve şeffaflık notu (10 üzerinden) 5'in altında olmazdı.

13 yaşındaki kızın ırzına 26 kişi geçmezdi.

En az bir milyon Türkiyeli, en büyük klasik şairimiz Fuzulî'nin divanını orijinal metninden, zevk ve haz alarak okuyup anlayabilirdi.

İstanbul Üniversitesinin Beyazıt'taki anıt kapısının altından geçen öğrenciler üstteki dev Türkçe kitabedeki yazıyı okuyabilirlerdi.

Yazık, çok yazık!..

Zekamız ve aklımız dumura uğradı.

Mantık ve idrak mahrumu olduk.

Ne olup ne bitiyor, haberimiz yok.

Kendilerini aydın sananlar.

Bin yıllık Türkçe yazıyı okuyamayanlar.

Seksen yılda seksen milyon genç yarattılar her yaştan.

Önceki ve Sonraki Yazılar
M. Şevket Eygi Arşivi