Bizimkilerin havasına diyecek yok! Suriye politikaları ile yükseklerden uçuyorlar!

Esad'a demediklerini bırakmıyorlar!

"Büyük abi" pozlarında akıl veriyorlar!

"Dediklerimizi tutmazsan başına geleceklere katlanırsın" havasını estirmeye çalışıyorlar!

Ama bir de şu ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton iki de bir şom ağzını açıp her şeyi berbat etmese!

Bizimkiler kimsenin etkisinde kalmadan kendi kafalarından bir Suriye politikası takip ettikleri izlenimini vermeye çalışırken Clinton taa Amerika'dan bir çuval inciri berbat ediyor!

Ve "Suriye'ye baskıyı Türkiye yapmalı" diyor!

Buyur buradan yak!

Yeri mi şimdi böyle konuşmanın ve her şeyi açığa vurmanın!

ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton'un bu tür açıklamaları Türkiye'yi Amerika'nın Suriye'ye karşı izlemek istediği politikanın taşeronu gibi göstermiyor mu?

Böyle açıklamalar yapılmasa bizimkiler daha rahat edecekler!

Ne var ki Hillary'i susturmak mümkün değil!

Ağzına geleni aklına hiç danışmadan söylüyor!

Amerika Suriye politikasını niye direkt kendisi yönetmiyor da araya Türkiye gibi ülkeleri sokmaya çalışıyor dersiniz?

Bu soruya herkes kendi dünya görüşüne göre cevap bulabilir!

Kayıtsız şartsız Amerika yanlısı olanlar bu politikayı Amerika'nın Türkiye'ye güvenine bağlayarak prim yapmaya çalışabilirler!

Amerika ile arası iyi olmayanlar ise "Maşa varken ateşi niye eliyle tutsunlar ki" diyerek olumsuz bir görüşü seslendirebilirler!

Peki, hangi cevap gerçeği daha çok yansıtır?

Amerika'nın Irak'ta çektiği sıkıntılar ve Afganistan politikasının sakatlıkları ortada iken ikinci cevabın gerçeği daha çok yansıttığı düşünülebilir!

Amerikalı yetkililer Türkiye'ye ara sıra böyle gaz verip dolduruşa getirerek Suriye'de kendi istekleri doğrultuda bir takım gelişmelerin hayata geçmesini düşünüyor olamazlar mı?

Neden olmasın!

"Türkiye bölgede daha etken bu nedenle Suriye'ye baskıyı Türkiye yapmalı" gibi açıklamalar ile bir yandan Türkiye'nin sırtı sıvazlanırken bir yandan da Suriye'de yapılmak istenen değişiklikler Amerika açısından en az zararla atlatılmış olmaz mı?

Elbette böyle düşünmüş de olabilirler!