Prof. Özcan yumrukladı... Prof. Özcan kurtardı!..
MHP Vekili Prof. Dr. Özcan Yeniçeri, seçimlerden önce katıldığı bir programın arasında kendisini zor durumlara düşüren muhatabına saldırmak için harekete geçiyor...
“Bir daha böyle üzerime gelirsen” filan diyerek okkalı bir yumruk sallıyor...
Muhatabı, müstehzi tavrıyla, “Vay amca, sende iş varmış!..” diyerek geri çekiliyor...
Yumruk, programı yöneten beyefendiye isabet ediyor...
Beyefendinin kaburga kemiğinde, (üç beş gün yatağa mahkum olmasına yol açan) bir çatlak meydana geliyor...
Özcan Yeniçeri, bu hareketinin duyulması halinde milletvekili olabilme şansının iyice düşmesinden endişe ediyor...
Telaşla, muhatabından ve özellikle de kaburgasını çatlattığı yöneticiden özür diliyor...
Sonrasında...
Hedef aldığı muhatabı kendisine çeşitli tavsiyelerde bulunuyor...
“Bakınız” diyor, “Zamanında Sayın Devlet Bahçeli hakkında neler neler söylediğinizi biliyoruz... Beyefendi, lütfen yutacağınızı ağzınızdan, kendinize dönecek olanı elinizden çıkartmayınız!.. Ve bu hadise siz vekil olana kadar duyulmayacak, endişe etmeyiniz!..”
Bir süre sonra Bahçeli’nin tercihi (ve kasetler) sayesinde vekil olmaya hazırlanan Özcan Yeniçeri bu kez saldırmıyor...
Gözlüklerinin altından ya da üstünden bakarak, “Laf mı bu şimdi!” demekle yetiniyor!..
•
MHP’den ikinci hadise...
Parti’nin ağır toplarından Oktay Vural ile havaalanının VİP salonunda karşılaşıyoruz...
“Bize haksızlık ediyorsun” diyor...
MHP’ye ilişkin “son yazımız” biraz ağır kaçmış...
Ne demişiz?..
“CHP sol, MHP ise sağ Kemalist partidir!..”
Oktay Vural, buna katılmadığını söylüyor...
“Milliyetçi bir partidir yerine Kemalist bir partidir.” dememin haksızlık olduğunu öne sürüyor...
Gülüyorum!..
•
Oktay Vural’ı Meclis’te izliyorum....
Genel Kurul’u ağzında vuvuzela varmışçasına inletiyor: “Dersim özrüyle hedef alınan Mustafa Kemal’dir!..”
•
O an, havaalanındaki sohbetimiz sırasında söyledikleri geliyor aklıma:
“Niye milliyetçi bir partidir demiyorsunuz da Kemalist bir partidir diyorsunuz!..”
Bu laflar geliyor aklıma...
Gülüyorum!..
•
Devlet Bahçeli, Oktay Vural, İsmet İnönü, Süleyman Demirel, Deniz Baykal, Bedri Baykam, Müjdat Gezen, Onur Öymen...
Aynı çizgi!..
•
Arşiv belgeleriyle sabit bir “katliamı” savunabilmek...
Ve uzun yıllar sonra bir Başbakan’ın çıkıp özür dilemesini bile “çok” görebilmek...
Bu nasıl bir zihniyettir!..
•
Hatırlıyorum; Sayın Devlet Bahçeli, Ecevit’in yardımcısı olduğu günlerde, “Başörtülüyüz diye üniversiteye almıyorlar, bunca yıl emek verdik, yok sayıyorlar!” diyen genç kızları ağır ifadelerle kapı dışarı etmişti!..
•
Bakın, zamanın MHP’li Devlet Bakanı Sadi Somuncuoğlu’nun “törelenmesine”, Meclis oturumu sırasında Rahmetli vekil Fevzi Şıhanlıoğlu’nun yumruklanmak suretiyle vefatına sebebiyet verilmesine filan hiç girmedim.
Üç hadiseye yer verdim sadece; program arası yumruk, eğitim hakkı talep eden başörtülülere hakaret ve Dersim katliamını savunmak!..
•
Bir tarafta “bu” CHP, öbür tarafta da “bu” MHP varken...
Ve Meclis içinde bir de “İmralı güdümlü” parti varken...
AK Parti’ye kim ne diyebilir?..
Allah muhafaza, bu dokuz yıllık süreçte ülkeyi CHP-MHP koalisyonu yönetmiş olsaydı...
Ne hallerde olurduk, bir düşünsenize!..
YÖK BAŞKANI ÖZCAN’A TEŞEKKÜRLER!..
Katsayı haksızlığı nihayet sona erdi!..
YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan, koltuğa oturduğu günden bu yana “bilim” ve “millet” karşıtı jakoben çevrelerin hedefinde...
Varsın olsun...
“Ergenekon-Balyoz” taraflarından gelen hücumlara aldırmaksızın YÖK’ü “bilimsel kurum” haline getirmeye, üniversitelerimize kalite kazandırmaya gayret eden Sayın Özcan’la birlikte, bazı üniversitelerimiz, hızla tırmanışa geçti.
Amatör kümede bile yer alamayan üniversitelerimiz, şimdi “Süper Lig”de...
Özcan, son “katsayı haksızlığına son!” hamlesiyle sadece üniversiteleri değil kaliteli üniversiteye giden yol olan “ortaöğretim kurumlarımızı” da kurtarıyor...
Millet adına tebrikler!..