Hüseyin Öztürk

Hüseyin Öztürk

Yorgun değirmene çevirdiler ülkeyi

Yorgun değirmene çevirdiler ülkeyi

Yorgun değirmeni bilir misiniz? Bilmeyenler için anlatayım. Akarsularımızın bol olduğu yerlerde eskiden su değirmenleri vardı. Suyu olan-olmayan her yere değirmenler, bolluk ve bereket akıtırdı.
Teknik teknoloji böyle ilerlememişti ama CHP sultasından, baskısından ve zulmünden kurtulan halk, rahat nefes almıştı, insanlar tarlasına, tapanına, ekmeğine, evine dönmüş ve bereketli topraklarımızdan huzur içinde beslenmeye başlamışlardı.
İşte su değirmenlerinin bol olduğu yıllar, bereketli yıllara rastlar. Gürül gürül akan sularımızın çevirdiği büyük değirmen taşları arasında köylümüz ununu öğütür, bulgurunu öğütür, ekmeğini taştan çıkarırdı. Su boldu, buğday boldu, huzur ve güven vardı, bereket herkesin kapısının üstünde tokmak gibi durur ve dağıtılırdı.
Böyle bir huzur ülkesiydik, bolluk memleketiydik. Derken halkın 1950’de tarihin derinliklerine gömdüğü CHP zihniyeti, bereketli topraklarımızda yeniden zuhur etti ve önce halkın azmi, güveni, çalışma isteği kırıldı. Sonra topraklarımız işlenmez, sularımız akmaz ve değirmenlerimiz dönmez oldu.
Sularımız akmayınca çarklar dönmedi, çarklar dönmeyince taşlar dönmedi ve ülkemize bereket getiren, huzur getiren, güven veren taşlarımız yerinden oynatıldı, bereketsizlik, anarşi, terör ve adaletsizlik hakim olmaya başladı.
Bir müddet sonra Türkiye yeniden kendine geldi, halkımızda umut ve güven hakim oldu. Milletimiz koalisyon partilerinin bereketsizliğine son verdi, yeniden değirmenlerimize sular akıtılmaya başladı, fabrikalar çalışmaya, topraklarımız işlenerek, üretim tüketimin önüne geçti ve Türkiye tam yoluna girdi derken, yine CHP zihniyeti hortladı, maalesef geçmişte olduğu gibi yeniden yorgun değirmenlere döndürüldük.
Milleti bir türlü kucaklayamayan ve halkın hilafına hareket eden malûm zihniyet, topluma huzuru, güveni, hoşgörüyü, gelişmeyi ve büyümeyi çok gördü. “Biz yoksak, kimse yoktur” tezlerine imanlarını tazeleyen belli çevreler, yapacaklarının hiçbirinden geri durmayarak, aralıksız mesailerini sürdürdüler ve Türkiye’yi çok yordular.
Yorulduk, bıktık ve usandık bu zihniyetten. Oysa onlar da her fırsatta önlerini kestikleri milletin emeğiyle karınlarını doyurmaktalar, halkın vergileriyle cüzdanlarına para koymaktalar, her türlü ihtiyaçlarını bu milletin alın teriyle gidermekteler.
Dünya ülkeleri birbirlerine sınırlarını açıp; ekonomik, siyasi ve kültürel olarak birleşirken; halkımız, bırakın dünyaya açılmayı, milletimizin birbiriyle kaynaşmasına tahammülü olmayanların verdiği mücadelelerle uğraşmaktan ve bir türlü başını yerden kaldırarak, dünyada neler olup bittiğine bile bakamaz oldu.
Türkiye topraklarında ve diğer dünya ülkelerinde yaşayan ama kalbi, yüreği, zihni burada olan her yurttaşımız sabah uyandığında; “Acaba bugün Türkiye’de ne gibi kargaşa ve kaos var” diye uyanmakta ve güne, umutsuz, güvensiz, isteksiz başlamakta.
Yalnız inanıyor ve biliyoruz ki; yüce milletimiz bugünleri de atlatacak ve artık kendi geleceğini, ülkesinin geleceğini, çocuklarının yarınını, CHP zihniyetinin ipoteği altına sokmayacaktır. Malûm zihniyet, aydınlık Türkiye’nin ışıklarını söndüremeyecektir.
Yorgun değirmenlerimiz yeniden suya kavuşacak, köylümüz yeniden bulgurunu, ununu öğütecek, tarlalarımız yeniden yeşerecek, bahçelerimiz bin bir çeşit meyvelerini daha bir güzel sunacak, fabrikalarımız işleyecek, esnafımız, tüccarımız, işçimiz çalışacak ve Türkiye bu baskılara asla boyun eğmeyecektir.
Bunları güzellik olsun diye söylemiyorum. Beşikteki bebelerimizi bilmem; fakat Türkiye gerçeğini, Türkiye’de kim kimdir ve hangi zihniyet, bu ülkenin önünü tıkayıp kendi çiftliğine çevirmek istediğini pek alâ bilmektedir ve onları iyi tanımaktadır.
Evet, şunu kabul etmek lazım. 50 yıllık tarihimize baktığımızda genelde azınlık çoğunluğa galebe çalmıştır. Sistemin belli çarkları, hep azınlıktan yana dönmüştür ama artık o çarklar da halktan yana dönecektir. Bize düşen, sabırla, güvenle ve inançla, halkımıza güvenmektir. CHP zihniyeti gibi halkı hiçe saymamaktır.


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüseyin Öztürk Arşivi