Yusuf Ziya Özcan... Teşekkürler Başkan!..
İş yapın yeter; en şiddetli muarızlarınız bile ‘kabullenmek’ ve çıtayı yükseltmek mecburiyetinde kalır.
Mesela...
Mevcut iktidarı beğenseniz de beğenmeseniz de, bir siyasi iddianız olacaksa ondan çok daha fazlasını göstermek mecburiyetindesiniz.
Enflasyonu ondan daha fazla düşürmeyi, ihracatı ondan daha fazla artırmayı, daha fazla ve daha kaliteli üniversiteler açmayı, daha fazla yol yapmayı, daha hızlı trenler getirip mesela Ankara-Konya arasını daha da kısaltmayı, sağlık hizmetlerini daha da iyi vermeyi vaat etmeniz gerekiyor...
Yurtiçinde ve dışında Recep Tayyip Erdoğan’dan daha etkili olacak, daha karizmatik bir lider bulmanız!..
¥
Çıtanın siyasi iktidarın performansıyla iyice tırmandığı bu ortamda, kurumlar da çıtalarını yükseltmek durumunda...
İşte YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan örneği; sol kadroların elindeki Ortadoğu Teknik Üniversitesi’nin Enformatik Enstitüsü URAP Laboratuvarı, dünyanın en iyi 2 bin üniversitesi arasında tam 67 “Türkiye Üniversitesi”nin yer aldığını açıkladı.
Bunların 5’i ilk 500 arasında...
Bir buna bakın bir de Kemal Gürüz, Erdoğan Teziç dönemlerine!..
O günlerde neler yaşandığının canlı şahitleriyiz...
Hatırlayın, ne diyorlardı o günlerde:
“Gerekirse eğitime ara verir, yasağı uygularız!..”
Neler yaşadık; tıp fakültesi hastanesinde sırf başörtülü olduğu için tedavileri yapılmayan, ölüme terk edilen nineler...
“Bu kıyafetinle toplum içine çıkmaya hakkın yok” diyerek bayan sağlık görevlisini üniversite kütüphanesine kilitleyen, günlerce dışarı çıkmasına izin vermeyen “hoca”lar!..
Nazi uygulaması ikna odaları...
“Gençlik Şenlikleri” altında Abdullah Öcalan ve PKK standı açılmasına göz yuman rektörler, dekanlar...
Üniversitelerde çatır çatır misyonerlik faaliyetleri yürüttükleri belgelenen “prof”lar...
Karadeniz Teknik Üniversitesi’nde zamanın rektörü, “İsrail’e destek, Filistin’i tel’in!” çerçeveli basın toplantısı düzenlemişti, geçmişi bilmeyenler için masal gibi!..
Hatırlayanlar vardır mutlaka;
Avni Aker Stadyumu’nu dolduran 30 bin vatan evladı hep bir ağızdan yuhaladı da, şehri terk etmek zorunda kaldı bu “hoca!..”
O şehri terk etti...
Ve geldi, bir süre sonra “Süleyman Demirel himayesiyle” YÖK’ün başına oturdu!..
Bir defa oturdu, “Demirel” yine himaye etti, ikinci dönem de koltuğunda kaldı!..
¥
O günlerden bugünlere:
Ortadoğu Teknik Üniversitesi’nin Enformatik Enstitüsü URAP Laboratuvarı, dünyanın en iyi 2 bin üniversitesi arasında tam 67 “Türkiye Üniversitesi”nin yer aldığını açıkladı.
On yıl hatta beş yıl geriye gidin; hayal gibiydi!..
¥
Yasakların “azaldığı”, bilimin önünün biraz olsun açıldığı bir vasatta, neler yapabileceğimizi görüyoruz...
Ve bugün geldiğimiz nokta için, evet, YÖK’ün bile “ehil ve şefkatli” ellerde işe yarayabileceğini gösteren Sayın Başkan Yusuf Ziya Özcan Hoca’ya teşekkür ediyoruz.
¥
Ben Hoca’yı YÖK Başkanı olmasından evvel tanımazdım...
Başkan olur olmaz, farklı tavrı ilgimi çekti...
Kendisinin ne kadar zor günler geçirdiğini biliyorum; yakın çevresinde kuyusunu kazmak isteyenler oldu, görev verdiklerinden bazıları “kelek” çıktı, aşağısında sürekli olarak “takoz” işlevi gören bir hatta birkaç ekip vardı.
Ekibini, daha doğrusu “Bilim Ekibini” kurması kolay olmadı...
Yusuf Hoca, bir yandan “bünyedeki” zararlılarla uğraştı bir yandan da “halk çocuklarının önlerini kesmek isteyen”, bir dönemin “adalet” mekanizmalarıyla...
Hocamız, işin esas zor taraflarını büyük ölçüde geride bıraktı...
İşte, son atılımıyla “Katsayı haksızlığına” son verdi.
Bu çağdışı uygulamanın ortadan kaldırılmasına tepki gösteren “yobazlar” olduysa da, etkileri, etkinliklerinin “yok” denecek kadar azaldığını gördük bugünlerde.
Başkan müsait, ortam müsait...
Üniversitelere, daha fazla çalışmak ve üretmek kalıyor...
Kavga, gürültü, çekişme değil, bilim...
Öyleyse yazıyı başladığımız cümleyle bitirelim:
“İş yapın yeter; en şiddetli muarızlarınız bile ‘kabullenmek’ ve çıtayı yükseltmek mecburiyetinde kalır.”