Böyle giderse darbecilerin götüremediği Ak Parti’yi, bir kısım Ak Partili vekiller, kendi elleriyle şike yasasına götürtecekler.

Ayrıca muhalefet ve iktidarın tarifsiz bir spor aşkıyla bütünleşmesi göz yaşartıyor. Demek ki muhalefet ve iktidar bir ve beraber olabiliyormuş. Vayki ne vay.

Yalnız Ak Partililerin şike yasasındaki ısrarı farklı değerlendiriliyor ve şöyle deniliyor:

- “Bazı vekiller şike yasasının bir an önce çıkarılması için başbakanın yokluğunu ve hastalığını fırsat belliyorlar.”

Vatandaşın kafasını şu soru hep meşgul ediyor.

- “Şike işine bulaşmış kişiler ve takımlar, acaba seçimden önce bu partilere bol para aktardılar da bedel mi ödüyorlar?”

Spor demek “şike” olarak algılandığına göre, akla yatkın bir durum değil mi?

CHP ve MHP’yi bilmem ama Erdoğan’ın başında bulunduğu bir parti, böyle karanlık işlerden medet ummaz, para almaz ve bedel ödemez.

O zaman Ak Partili vekillerin aşırı ısrarı niye? Belki bu sorunun bir cevabı vardır ama galiba kendilerinden başka kimse bilmiyor.

•

Şike yasası hususunda ısrarını sürdüren Ak Partili vekillerde azıcık öngörü olsa; Başbakan Kısıklı’da canıyla uğraşırken, Cumhurbaşkanı’na ve millete kafa tutarcasına tehditler savurup;

- “Virgülüne bile dokunmadan geri göndereceğiz” diye kabadayılık yapmazlar.

Ayrıca Ak Parti’de kabadayılık yapacak birisi varsa, o da Başbakan R. Tayyip Erdoğan’dır, ona yakışır. Başkaları denemese iyi olur.

Vatandaş bir soru daha soruyor:

- “Muhalefetiyle iktidarıyla böylesine birlik ve beraberlik içerisinde hareket ederek, şimdiye kadar memleket ve millet menfaatine hangi yasada birleştiler?”

Eğer bu sorunun bir cevabı varsa ben hatırlamıyorum. Çünkü CHP ile Ak Parti veya başka bir parti ittifak ediyorsa, bilinmelidir ki kesinlikle o işte bir pislik vardır.

•

Öte yandan ülkemiz yetmiş yıldır, rahmetli Turgut Özal’dan sonra halkla bütünleşen ikinci bir Cumhurbaşkanı görmüştür.

Soyadı gibi bir Cumhurbaşkanımız var. İnsan böyle bir Cumhurbaşkanına karşı nezaketsizlik yapmaz.

“Virgülüne dokunmadan aynen geri göndereceğiz” demek; halkla kucaklaşan bir Cumhurbaşkanına karşı ayıptır.

Cumhurbaşkanı bu yasayı golf oynarken geri göndermedi, herhalde enine boyuna araştırdı ve halk adına karar verdi.

Şike yasasına bu kadar candan sahip çıkan vekillere Ak Partili seçmenler “üçüncü göz” olarak bir uyarıda bulunuyor ve diyorlar ki;

- “Bakın efendiler; bugün kafa tuttuğunuz Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, zamanı geldiğinde Ak Parti genel başkanı olarak meydana inebilir.

Sayın Gül meydanlarda genel başkan ve başbakan olarak konuşurken, sizler de onun arkasında elleriniz bağlı sıraya dizilecek olabilirsiniz.”

Ve son uyarı:

- “Madem memleket için bu kadar millet severseniz de neden; ‘Dersim, Menemen’ ve ‘İstiklal Mahkemelerinin’ arşivlerini açmak için çaba harcamıyorsunuz?”

Esas şike o arşivlerde yatıyor.