Hacıbayramlı Ankara
Memleketim olması hasebiyle Ankara’yı severim ama en çok da Hacıbayram Veli Hz.lerinden dolayı severim.
Hüznün adam gibi hüzün olduğu, sevincin adam gibi sevinç olduğu yıllarım orada geçti çünkü.
O yıllardaki hüzünler ve sevinçler, şimdiki hüzünler ve sevinçler gibi naylon değildi. O hale geldik ki naylon hüzünler, naylon sevinçler riyakar yaptı hepimizi.
“Gençlik yıllarımdaki sevinçlerimi bulursam” diye Hacıbayram Camii’ne uğradım. Az biraz aradığımı buldum.
Hacıbayram Hz.lerinin şahsı manevisi, ziyaretçilerine yine aynı muhabbeti sunuyordu. Huzurda bulunan herkesin yüzünde bir rahatlama hakimdi.
Cuma namazı için insanlar fevç fevç camiye geliyorlardı. İçerisi dolmuş, dışarıya hasırlar seriliyor ve yağan kar sebebiyle avlu ıslaktı.
Soğuk ve ıslak zemin demeden insanlar hasırların üzerinde ibadet ediyordu. Geçmişe yolculuk ederek nereden nereye geldiğimizi bir de Hacıbayram’ın huzurunda gördüm.
¥
Çok paramız yoktu öğrencilik yıllarımızda, bazen bir tas çorba, bazen bir simit, bazen de zengin bir arkadaş bulursak ekmek arası bir şeyler yerdik.
Gücümüzün yettiği en iyi zenginliğimiz çay parasından ibaretti. Bir tek kitap sıkıntımız yoktu. Kitapçılar kitap eksikliklerimizi gideriyorlardı.
O Hacıbayramlı yılların üzerinden çok seneler geçtiğini ve bugünkü Hacıbayram Camii’nin çevresinin, hiç de hayal edemiyeceğim kadar gelişmiş olduğunu gördüm.
“Hacıbayram’ın etrafı betonlaştırıldı” diye eleştirenlere kulak vermekle birlikte, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’in hakkını yememek lazım.
Gerçi Melih Gökçek’i en çok sevenlerin en çok eleştirenler olduğunu gördükçe; seviyorlar mı dövüyorlar mı anlayamadım ama günahıyla sevabıyla Gökçek işini biliyor.
Günümüz şartlarına göre caminin etrafını ve özellikle sosyal tesisleri tam adam etmiş ve insanların hizmetlerine sunmuş.
¥
Hemen pek çok Müslüman kişinin dile getirdiği bir Hadis-i Şerif vardır. “Temizlik imandan gelir” deriz.
Nedense malum Hadis-i Şerifi kullananların; sözlerinde, eylemlerinde, çevrelerinde pek temizlik göremeyiz.
Hacıbayram Camii’nin çevre düzenlemesinde bu Hadis-i Şerifin yerine getirildiğini gördüm. İlgili olan herkese teşekkür etmeliyim.
Müslümanların mescidi temizse, sosyal tesisleri, yani tuvalet ve abdest alma yerleri de en az mescid kadar temiz ve düzenli olmalıdır.
Şimdiye kadar gezdiğim, gördüğüm camiler içerisinde böylesine temiz, düzenli, geniş bir abdest alma ve tuvalet görmedim.
Melih Gökçek yurtdışından gelen her misafire Hacıbayram’ı gezdirdikten sonra mutlaka tuvaletleri ve abdest alma mekanlarını göstermeli.
Yürüyen merdivenlerle inilip çıkılan sosyal tesisleri görünce onur duydum. Ah bir de kullanan Müslümanlar “Müslüman duyarlılığıyla” kullanabilseler koşup oynayacaktım.
Camiden çıkınca karşılaştığım herkese Hacıbayram Camii’nin tuvalet ve abdesthanelerini anlattım. Bir başka güzelliği daha vardı tesislerin.
Çok yerde olduğu gibi; insanı dövecek bir beden diliyle para bekleyen gözler yoktu ve ücret alınmıyordu. Yani Müslümanca bir anlayış vardı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.